06.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
BAYRAMDA çok izlenen TV kanalları filmden geçilmiyordu. Hele çarşamba akşamı 10 film oynadı ve hepsi gerçekten iyiydi. Anlamadığım, niye bir akşama koyarlar bu kadar iyi filmi? Yelpazesi gerçekten geniş (konu ve tür itibarı ile) filmleri bir gecede harcıyorlar. Hangisini seyredeceğimi bilemedim. Ve hiç birini seyredemedim. Öyle akşamlar oluyor ki dizileri dizip geceyi bitiyorlar. Şöyle keyifli bir gerilim isterim, mesela "Tuzak" (Kanal D) gibi gece yarısından sonra. Bul bulabilirsen. Benden bir öneri, mutlaka haftanın üç gecesi iyi bir gerilim, iyi bir drama vs. koyun... Bu kadar çabuk da film tüketmeyin.
PERŞEMBE "Bir İstanbul Masalı"nın günü. Ama bu hafta yok. Dizinin yapım şirketi bölümleri çekip haftasında yayına hazırlıyor. Bu şu demek oluyor; çekimler yapılıyor, hemen montaja ve dublaja giriliyor ve perşembe gününe yetiştiriliyor. Stok yapılmadan gerçekleşen bir çalışma. Yani ekibin pestili çıkmış. Ve bir mola almışlar. Onun için yeni bölüm çekilmemiş. Bu arada "Zerda"nın iki buçuk saatlik bir kolajı (yani tüm bölümlerden özet ki bu da bizim icat tettiğimiz bir olaydır) olunca Atv, "Bir İstanbul Masalı"nın tekrarını da yayınlamaktan vazgeçmiş. Artık yorum sizin, ben durumu özetledim.
İNGİLTERE'de bir BBC krizi yaşanıyor. Silah uzmanı David Kelly kaynaklı bir haber yapılmış; haberde, Irak'ın kitle imha silahları konusunun abartıldığı yer almış, İngiliz Hükümeti de zor durumda kalmıştı. Konu yargıya gitmiş ve hükümet haklı bulunmuştu. Bunun üzerine BBC Genel Müdürü Greg Dyke istifa etmişti. Şimdi halk BBC'yi destekliyor. İngiltere Ulusal Gazeteciler Birliği çağrısı üzerine ülkedeki tüm BBC ofislerinin önünde protestolar yapılıyor. Geçelim bir başka örneğe; Sabah gazetesinde "Eleştirileri yayınlatmıyor" diye bir haber yer alıyordu. RAI Başkanı Lucia Annunziata (Bu arada yani bir fotoğrafı var ki, Allah kimseyi eline düşürmesin dedirten cinsten) bir basın toplantısı yapmış. Berlusconi'nin yönetim kurulu (kanalın) üyelerinin atamalar ve görev değişiklikleri ile ilgili olarak bizzat telefon ettiğini, içerikler ve akışlar hakkındaki kararlarını etkilemeye çalıştığını söylemiş. Bizde bu TRT'de olacak! TRT Genel Müdürü çıkıp "bana karışıyorlar" diyecek. Özellerin durumu da farklı değil... Demokrasinin anlamını ve özelde de "bağımsız gazeteciliğin" ne olduğunu bir güzel ispatlayan örnekler...