Fransız malları boykot edilmeli mi?ÇAPRAZ ATEŞEKONOMİ SERVİSİFransa’da "Ermeni soykırımı" tasarısının yasalaşması, Fransız mallarının boykot edilip edilmemesi tartışmasına yol açtı. Ancak, Fransa, Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından biri. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 1999’da 4,7 milyar dolara ulaşmıştı. 2000 yılında da bu düzeyin gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bunun dörtte üçünü, Türkiye’nin Fransa’dan ithalatı oluşturuyor. Fransa, Türkiye’ye son yıllarda, yıllık ortalama 3 milyar
dolar üzerinde mal satıyor. Ancak, Fransa da Türkiye’nin ihracatında önemli bir ülke. Toplamdaki payı
yüzde 6 ve 1 milyar dolar ihracatımız var. İlişkilerinde otomobil, tekstil ve konfeksiyon önemli yer tutuyor. Fransa, aynı zamanda Türkiye’deki yatırım amaçlı yabancı sermaye içinde en çok paya sahip bir ülke. Toplam 29 milyar doları bulan yabancı sermaye içinde Fransız sermayesinin payı yüzde 19 yani 5.3 milyar dolar. Fransız sermayeli şirket sayısı da 253.
İşte bu tabloda işadamlarımızın "boykot"a yaklaşımları...
İşadamı Sakıp SabancıFransa limon sıktı! Utanılacak bir iş. Hakkımız yendi. CarrefourSa olarak bir açıklama yapacağız. Ortaklarımın başkanlarını aradım, mektuplar yazdım, kopyasını Dışişleri Bakanlığı’na da gönderdim. Benim yaptığım da yeterli değil. İki ülke arasındaki ticari ilişkiler elbette etkilenecektir. Soğuk
hava... ekşi limon... Bu dinamizmi yok eder. İlişkilerde hakkı yenilmiş olduğumuz için kırık olacağız.
TOBB Başkanı Fuat Miras: Sanayi Odaları Konsey Toplantısı’nda kararı kınayarak, Türk işadamlarına Fransa’dan gerçekleştirdikleri ithalat kalemlerini gözden geçirerek başka ülkelere kaydırılmasına dair bir çağrıda bulunacağız. Fransız Odalar Birliği Başkanı’na da bir mektup göndereceğiz.
İşadamı Bülent Eczacıbaşı: Fransa ile ilişkilerimizde geriye doğru bir gidiş olacak. İptal için önümüzdeki süre iyi değerlendirilmli. TÜSİAD olarak temaslar yapacağız. Firma bazında tepki göstermek de gerekiyor. Bu konuda yapılacak her girişim bunun iptali için yardımcı olur düşüncesindeyim. Fransa iş dünyası da Türkiye ile ticari ilişkilere önem veriyor. Parlamentosundaki oy avcıları, Türk - Fransız ilişkilerine en büyük darbeyi vurmuşlardır. Önemli husus, kararın yanlışlığının anlaşılabilmesine yönelik önlemler.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün: Fransız mallarını boykot edelim. İş dünyasının ekonomik ceza uygulaması gerek. Bu metot İtalya üzerinde etkili olmuştu. AB ilişkilerinde soğuma olduğu bir döneme rastlaması da tesadüf değil. Türkiye bilinçli bir kuşatma altında. Başka girişimlerin önünü almak için çok ciddi tepki vermek gerek. Vatandaşlarımız Kurban Bayramı tatilinde Fransa’ya gitmesinler. Paris Ticaret Odası Başkanı’na mektup gönderdim.
Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen: Ticaretimizi buna göre yönlendireceğiz. Bugüne kadar çalışmalarımız AB normları çerçevesindeydi. Biz de ticaretimizi ona göre yönlendireceğiz. İthalat artık dış politika aracıdır.
İşadamı Z. Abidin Erdem: Fransa’nın Kuzey Afrika’da yaptığı soykırıma bakması gerek. Türk milleti karşı saldırıya geçmeli. Aksi takdirde bu tez bütün dünyaya yayılır.
TESK Genel Başkanı Derviş Günday: Bu alçakça haksızlık, saldırı karşılıksız kalamaz. Bir genelgeyle 4 milyon esnaf ve sanatkarımızı Fransız malı almamaya ve satmamaya çağıracağız.
Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Bşk. Ali Rıza Ercan: Hükümetin alacağı her türlü tedbir ve karara sonuna kadar katılacağız. Fransa, sonucuna katlanmak zorunda.
Bursa MÜSİAD Bşk. Kenan Sertalp: Cezayirliler, Fransız sömürgesi iken büyük zulüm gördü. Fransa kendi geçmişine bakmalı. Ekonomik yaptırım lazım.
İKV Başkanı Meral Gezgin ErişYaptırımlar olmaz... Ekonomik açıdan bakıldığında, yaptırım ya da boykot gibi bir şey söz konusu olamaz. Ancak, Türkiye’de iş yapan insanlar Fransa ile ortaklıklarını bir kere daha gözden geçirecekler. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler azalacak. Dünyada hiçbir ülkenin karşılaşmadığı bir muameledir bu.
ASO Başkanı Zafer Çağlayan: Yapamayacağımız şeyleri söyleyip kendimizi hafifletmeyelim. Fransa ile ticari ilişkilerimiz var. Fransa’dan yedek parça almak zorunda olan bir adama, "sen mal alma" dersen, bu gerçekçi olmaz. Ama vatandaşlar lüks tüketim mallarında mutlaka Fransa mallarına karşı boykot uygulamalı.
İşadamı Üzeyir Garih: Bunu bir ekonomik ve siyasi ihtilaf haline getirmenin bir faydası olacağına inanmıyorum. Bunu protesto etmeli. Sosyal ve siyasal bir takım hareketlerde bulunulmalı. Fakat bunun ötesinde ekonomik yaptırımlar, neredeyse savaş ilan etmek gibi bir durum, olamaz.
Alcatel Teletaş G.M. Lütfi Yenel: Kararı kınıyoruz. Ancak boykot konusunda, her politik olayda Türkiye ticari yaptırımlarla ortaya çıkmamalı. Bu sonraki ilişkiler için zarar doğuruyor. Alcatel’in tepkisi bu olayın önüne geçmek yönünde olacak. Ancak her zaman iş çevrelerinin parlamento üzerinde mutlak etkisi var da demek mümkün değil.
Bursa TSO. Başkanı Celal Sönmez: Türkiye, ihtiyatlı bir tavır izlemeli; akıllı kararlar almalı. Ekonomik boykot gibi tavırlar doğru olmaz. İhracat için her türlü yolu deneyen Türkiye’nin alacağı ekonomik boykot kararı, Fransa’yı ne kadar etkiler, oturup düşünmek lazım.
TÜSİAD eski Bşk. Erkut Yücaoğlu: Şiddetle kınıyoruz. Bir ülkenin parlamentosunun bir başka ülkenin tarihiyle ilgili böyle bir karar alabilmesini yadırgıyor ve son derece anlamsız buluyoruz. Umarız Türk Parlamentosu da Fransız tarihini inceleyerek benzer bir karar alır ve bu yolla Fransızlara yaptıkları hatayı gösterir.
İSO Başkanı Hüsümettin Kavi: Verilen karar, Fransa’nın kendi uygulamasıdır. Biz ülkeler arasındaki ticari ilişkilerimizi geliştirdikçe, tarihten bugüne kadar ertelenmiş sorunlar birer birer aşılacaktır.
İşadamı Okan Oğuz: Türkiye’nin milli gururu ve haysiyeti hiçbir şekilde zedelenemez. Bu haksız uygulamanın kısa zamanda düzelmesi bir kenara, ticarete etkilerinin de umulan gibi olacağını düşünmüyorum.
İşadamı Tuğrul Erkin: Eski tabirle cihad açarak, çok ciddi akılcı çözümler sunmamız lazım. Fevri tedbirler almayalım.
İşadamı İshak Alaton: Ambargo bize zarar verir. Şiddetli tebdbirler düşünmeden, yapıcı bir yaklaşımla komşumuz Ermenistan’a anlayışla davranalım. Ekonomik yollardan komşumuzu kazanalım.
ENTELLEKTÜEL BAKIŞ