The Others Göktepe cinayeti üç yaşında...

Göktepe cinayeti üç yaşında...

05.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Göktepe cinayeti üç yaşında...

Göktepe cinayeti üç yaşında...

       GAZETECİ Metin Göktepe, Ümraniye Cezaevi olayları sırasında hayatlarını kaybedenlerin cenaze törenlerini izleyen onlarca muhabirden biriydi. 8 Ocak 1996 günü yaklaşık 1000 kişinin gözaltına alındığı Eyüp Spor Salonu'na getirildiğinde görevli memurlar ona karşı "ölümcül bir özen" gösteriyorlardı:
       "Dikkat, bu gazeteciye özel muamale!.."
       Metin kendisine karşı kalaslarla yapılan "özel muamele" ile adım adım ölüme gidiyordu.
       * * *
       O gün Eyüp Spor Salonu'ndaki "cehennemi" Mülkiye Müfettişleri Şükrü Erdem ve Cengiz Akın ile Polis Başmüfettişi Yaşar Gökışık'ın hazırladığı fezleke çok net biçimde anlatıyordu.
       Göktepe davasının sanık polislerinden Fedai Korkmaz, "üzerinde `Haydar' yazan beyaz copu kullandığını" açıklıyordu. Sanık Suayip Korkmaz ise Metin Göktepe'nin ne hale getirildiğini açıklarken şöyle diyordu:
       "Yerde bir kişi yatıyordu. Metin Kuşat'a kim olduğunu ve niçin vurduğunu sordum, gazeteciymiş dedi. Ezan okumasını ve İstiklal marşını bilmiyor dedi. Boş ver dedim, bir tekme de ben attım!"
       Metin Göktepe bu dayak sonunda ağırlaştı, onu dışarı çıkartıp bir bankın üzerine bıraktılar. Orada yavaş yavaş öldü.
       9 Ocak 1996 günü Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canközkan, "Göktepe gözaltına alındı, akşam üzeri serbest bırakıldı, bir çay bahçesinde otururken sandalyeden düşüp öldü" açıklamasını yaptı.
       Dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan ise Metin'in "duvardan düşerek öldüğünü" belirtiyordu!
       * * *
       Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Göktepe'nin çalıştığı Evrensel gazetesinin avukatları tarafından yapılan başvuru sonunda soruşturma açıldı. Ancak yargılama bir türlü başlayamadı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin soruşturması 7 Şubat 1996 günü tamamlandı. 49 polisin yargılanması istendi.
       İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Temmuz 1996 tarihine gün verdi. Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın başvurusu sonunda Yargıtay 10. Ceza Dairesi İstanbul'da güvenlik sağlanamayacağı gerekçesiyle davayı Aydın'a sevketti.
       Göktepe Davası gözlerden uzak bir yere kaçırılıyordu! Otobüsler dolusu insan 18 Ekim 1996 günü Aydın'a aktı. Aydın Ağır Ceza Mahkemesi, "sahici bir yargılama" yapılacak izlenimi vermişti ki, Göktepe dosyası bu kez de Afyon'a postalandı.
       * * *
       Afyon duruşmaları 2 Şubat 1997'de başladı. Mahkeme Başkanı Kamil Şerif, iki yıla yakın davayı oyaladıktan sonra "Ben taraflıyım" diyerek çekilen bir bağımsız yargı anıtıydı. Dava ikişer aylık ertelemelerle sanıksız olarak sürüyordu. 23 Temmuz 1997'de Mesut Yılmaz Başbakan olarak talimat verdi:
       "Polisler teslim olacak!"
       Ertesi gün 24 Temmuz Gazeteciler Günü'nde yapılan duruşmada sanık sıraları yine boştu. Gıyabi tutuklu polisler bu duruşmadan sonra teslim oldular. 19 Mart 1998'de yapılan 17. duruşma sonunda karar açıklandı. Yargılanan 11 polisten beşine 7.5 yıl hapis cezası verilmişti. 17 Temmuz 1998'de Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı usul yönünden bozdu. Dava 17 Eylül 1998'de yeniden Afyon'a geldi. Son olarak 11 Aralık 1998 tarihli duruşmada bütün sanıklar tahliye edildiler. Davaya 29 Ocak'ta Afyon'da devam edilecek.
       8 Ocak 1999 Cuma günü Metin Göktepe cinayeti üçüncü yaşına basmış olacak. Bu davanın görünen sanıkları, Seydi Battal Köse, Saffet Hızarcı, Burhan Koç, Metin Kuşat, Şuayip Mutluer, Tuncay Uzun, Fikret Kayacan, Selçuk Bayraktaroğlu, Fedai Korkmaz, Murat Polat ve İhsan Sarıoğlu şimdiden özgürler... Bu cinayetin esas sorumlularıysa zaten hiç yargı önüne gelmediler!