The Others Havuzdan çıkanlar

Havuzdan çıkanlar

15.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Haber ve fotoğrafların sahipleri var. Tüketici kadar üreticiye de 'hak teslim etmek' gerek... Ayrıca, TL'yi kuruşa doğru çevirdik mi acaba?

Havuzdan çıkanlar



Havuzdan çıkanlar

Emeğin hakkını veriyor muyuz? Okura her gün sunulan ürüne katkısı olanları yeterince tanıtıyor muyuz?
Köşe yazarlarının, karikatürlerin "isim hakları" konusunda bir sorun yok.
Ajanstan gelen haberler dışındakilerin üreticileri konusunda da hayli sorunsuz işleyen bir mekanizma var. Okurlar, özgün haberlerin hemen tümünde muhabirin ve katkıcıların isimlerini görebiliyor.
Bunları bilmesinde yarar var. Hem denetim için, hem övgü ve beğeni, hem de yergi ve eleştiri için. Muhabirle kalıcı bir tanışıklık yaşamak için.
Peki, fotoğrafların "üreticileri" konusunda aynı duyarlılığı taşıyor muyuz?
Zaman zaman okurlardan, "Bu güzelim fotoğrafı çeken kimdir, niye ismini burada göremedim?" sorusunu alıyorum.
Bugün ise iki meslektaştan gelen yakınmaları aktaracağım.
Radikal gazetesinden Ahmet Şık ve Muhsin Akgün, çektikleri birkaç fotoğrafın isimleri kullanılmadan Milliyet'te yer almasından ötürü üzüntülü.
Şık, bazı solcu ve ülkücü grupların Taksim gösterisinden çektiği bir resmin 31 Ağustos tarihli Milliyet'te imzasız yer almasından yakınıyor.
Okurlar, bazen benzer haberleri birkaç gazetede birden görebiliyor. Bunun asıl sebebi, seçilen bu haberin, birkaç gazetenin ortak "havuzundan" alınması. Aynı dijital sistem fotoğraflar için de geçerli.
Anladığım kadarıyla bu meslektaşlar ürünlerinin kullanılmasına itiraz etmiyor.
İsimlerinin verilmesi kaydıyla.
Dijital "havuz" sisteminin bu tür "kaçaklara" müsait olduğunu öğrendim. Çoğu kez acelecilik ve telaş, belirleyici rol oynuyor. Sadece Milliyet değil, başka gazetelerde de aynı "kabahat" işleniyor.
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y. Yılmaz ve Radikal Yazı İşleri Müdürü Yeşim Denizel'den aldığım bilgilere göre, yakında bu sorun ortadan kalkacak.

* Anlatım hataları okurun haberleri yanlış anlamasına yol açıyor çoğu kez.
Ve haberi sorgulamasına.
Asım Göker, İlyas Ergezer, Atıf Süvari ve Elif Kuyumcuoğlu, cumhurbaşkanlığı yetkilerinin kısıtlanmasına ilişkin farklı açıklamaları gündeme taşıyan Çelişkili Açıklamalar başlıklı haberin giriş cümlesinde yanıltıcı bir ifade kullanıldığı görüşünde.
Birinci sayfadan da sunulan haberin iç sayfadaki ana metninde, "Hükümette bakanların birbiriyle çelişen açıklamalarına bir yenisi eklendi. Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu, Başbakan Erdoğan'ın yalanlamasına rağmen, önceki gün Cumhurbaşkanı'nın 'referandum' ve 'atama' yetkilerini kısıtlayacak çalışma başlattıklarını açıkladı" denmekteydi.
Okurumuz Göker, beni arayanların meramını net bir dille aktarıyor:
"Anayasa Komisyonu milletvekillerinden oluşan bir kuruldur ve hükümete ya da başbakana bağlı çalışmamaktadır. Kurulda hem hükümet hem de muhalefet temsilcisi vekiller bulunmakla beraber bunlar kendi hür iradeleri doğrultusunda çalışırlar. Oysa haberde siz komisyon başkanını hükümetin bir üyesi, bir bakan gibi göstermektesiniz."
Yorum: "Yönlendirici" ifadesi abartılı. "Yanıltıcı" demek daha doğru. Göker özünde haklı. Açılış cümlesinde gerçekten de bakanlar arasında bir görüş karmaşası varmış gibi anlam var, ama aslında Prof. Kuzu bir bakan değil.

* Milliyet'in 10 Eylül tarihli sayısındaki manşete yansıyan haber, Türkiye'de zaman zaman tartışılan, enflasyon bağlantılı bir gelişmeyi somut bir şekilde dile getiriyordu:
Ve Kuruş Geri Dönüyor başlığı altındaki metne göre, Merkez Bankası, 2004 yılı itibarıyla TL'den sıfırları atma hazırlıklarını başlatmıştı. "Kuruş, çeyrek asır sonra tekrar doğacak" diye ilan ediyordu Milliyet.
Peki Neler Olacak ara başlığının altında ise şu yazılıydı:
"..1 milyon liralık banknotlar 1 liralık, 500 bin liralık banknotlar 5 kuruşluk madeni paralara çevrilecek.."
Haberi hazırlayan servisin ve sayfa editörlerinin gözünden kaçmış, ama 30 kadar okura yakalanmış bir hata vardı bu ifadede.
"Haberi okuyunca ilk tepkim 'aman elimdeki 500 binlikleri bir an önce 1 milyon banknotlara çevirteyim' oldu", diye şakalaşıyor bizimle Murat Özgül. "Yeni dönemde 500 binlikler hayli değersiz olacak çünkü. Tabii bunlar aklıma geldi, ama herhalde bir yanlışlık var diye düşündüm. 500 bin liranın karşlığı 5 değil 50 kuruş olmalı, öyle değil mi?"
Diğer okurlarımız da "yanlış mı anladık, yoksa kuruşların değeri yeniden mi düzenleniyor?" diye sordular.
Haberin iç sayfadaki ana metninde de 500 bin TL eşittir 5 kuruş ifadesinin tekrarlanması okurların sorularını pekiştirmiş.
Aynı haberin iç sayfadaki metninde ayrıca, para biriminden sıfırlarını atan bazı ülkeler hakkında bilgi içeren bir grafik de vardı. Bir okurumuz grafikte başta yer alan Brezilya hanesinde "..para birimi cruzado'dan cruzeiro'ya çevrildi.." ifadesini yanlış bulmuş.
"Benim bildiğim para birimi real'dir" diyor.
Yorum: Haberi hazırlayan birimlerden aldığım bilgiye göre, TL - kuruş hesabı yapılırken gerçekten de bariz bir hata yapılmış. Bunu arkadaşlarım açıkça kabul ediyor, yanlış anlatmadan ötürü özür diliyorlar.
Brezilya para birimi konusunda geçerli bilgi şu:
Eski birim "cruzado real'i" imiş ve daha sonra "cruzeiro real'i" olmuş.
Böyle belirtmemiz gerekirdi.