The Others İnceoğlu: Basında kadın haberleri sorunlu

İnceoğlu: Basında kadın haberleri sorunlu

15.07.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, toplumda en kırılgan ve en korunmasız olan kadınlarla medyanın her zaman sorunlu bir ilişkisi olduğunu söylüyor.

İnceoğlu: Basında kadın haberleri sorunlu

Prof. Dr. İnceoğlu, 62 yaşındaki Mimar Mücella Yapıcı’nın gözaltı sırasında yaşadıklarını, ‘milliyet.com.tr’ sitesinin, “Çamaşırlarım çıkarttırıldı ve...” ifadeleriyle vermesini şu sözlerle yorumluyor:

Röntgenciliğe özendirmek
“Kadın bizzat medya tarafından ötekileştiriliyor, yaftalanıyor, çarpıtılıyor veya eksik sunuluyor. Bu haberde de kadınların mücadele alanlarının, ancak kadın cinselliği söz konusu olduğunda erkek egemen medyanın haber akışında yer aldığını gördük. Haberi bu şekilde kullanmak, haberi yapan ile aynı sorumluluğu veriyor sitelere. Öncelikle burada pornografik röntgenciliğe özendirici bir dikkat çekme var. Bilindiği üzere söylem, dil içinde kurgulanan toplumsal kökenli bir ideolojidir.
Sözcükler haber söyleminde olayın aktörlerinin desteklenmesi ya da sorgulanması sonucunu doğuracak şekilde seçilebilirdi. Örneğin, “belirtti, ifade etti, açıkladı, vurguladı, altını çizdi” gibi haber fiilleri olayın aktörünün desteklendiğini hissettirirken, bu haberin, “Mücella Yapıcı’nın kötü muamele iddiası” başlığı da kanımca sorunlu. İddia ifadesini kullanmakla, kaynağın görüşlerinin desteklenmediği, bu görüşlere ihtiyatla yaklaşılması gerektiği vurgusu yapılmış oluyor. Gazetecilerin haberde dikkat etmesi gereken bazı önemli sorular:
* Arama iznini göstermeyen polis, ‘zor’ kullanarak arama yapıyorsa bu keyfiyet durumunun hak olup olmadığı konusunda hukukçu görüşüne yer verilmelidir.
* Hangi suçtan arama yapıldığının belirtilmemesinin nedeni sorulmalıdır.
* İster gözaltında, ister tutuklu veya hükümlü, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişi aynı zamanda ruhsal ve bedensel bütünlüğünün devletin koruması altında olmasına rağmen devletin bu hak ihlaline niye göz yumduğu sorgulanmalıdır.
* Çıplak aramanın sadece cinsel taciz değil, çıplak aramanın vücut dokunulmazlığının ihlali olduğunu ve TCK’nın 94. maddesinde düzenlenmiş olan “cinsel yönden taciz şeklinde işkence” olarak tanımlandığını biliyoruz. Bu konuyu irdeleyen haberde hukukçu görüşlerine yer verilmelidir.
* Narkotik suçlarda “eğil-kalk” ve öksürtme yönteminin Mücella Yapıcı’ya neden uygulandığı sorgulanmalıydı. Çünkü Yapıcı, uyuşturucu taşıdığına dair bir şüpheden değil, “örgütü kurmak”, “polise mukavemet” ve “gösteri kanuna muhalefet” suçlamasıyla mahkemeye sevk edilmişti, bu yöntemi uygulamakla Yapıcı’yı küçük düşürmek, kendini kötü hissettirmek ve aşağılamak gayesi mi güdülmektedir? Bu şiddetin Gezi protesto sürecinde gözaltına alınan tutuklanan her kadına sistematik bir biçimde neden yapıldığı sorgulanmalıdır.
* Bu tür uygulamalar CMK’ya olduğu kadar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali” ilkesine de aykırı değil midir?
* En temel hak olan yaşam hakkından yoksun kadınlarımızı cinsel ve fiziksel şiddetten korumaya yönelik olarak ülkemizin ciddi bir politikası olmaması sorgulanmalıdır.

Haberin Devamı

Ombudsman’ın Görüşü:

Türkiye’nin demokratik hak ve özgürlükler konusunda uymakla yükümlü olduğu uluslararası belgeler mevcuttur. Toplumsal olaylarda her tür şiddet, cinsiyet ayrımcılığı, insan onuruna aykırı uygulamalar, hukuksuz yaptırımlar nasıl ki bir habere konu oluyorsa, bu konudaki mevcut yasaları hatırlatmak da sorumlu gazeteciliğin bir gereğidir. 62 yaşında gözaltına alınan ve gözaltında aşağılandığını söyleyen bir kadın için pornografik bir başlık atmak ise sorunlu cinsiyetçi bir bakışın tezahürüdür. Tekrarlanmaması dileğiyle...