The Others KANSER YAYILDI

KANSER YAYILDI

22.05.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

KANSER YAYILDI

KANSER YAYILDI


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, ormanlık alanlardaki tahribatın arttığını söyledi


       İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, İstanbul’un akciğeri sayılan şehrin kuzeyindeki ormanlık alanda, madencilerin neden olduğu tahribattan Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğunu iddia etti.

Otorite sağlanamıyor

       Ormanları yok eden madenciler üzerinde otorite sağlanamadığını iddia eden Prof. Dr. Öztürk, “Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün İstanbul’da bir şubesi bile yok. Verilen ruhsatın neresi için verildiğini dahi bilmiyorlar" dedi. Ankara’dan alınan izinlerle İstanbul’un akciğerlerinin tahrip edildiğini, tahribatın Anadolu yakasında Şile civarında, Trakya bölgesinde ise Kemerburgaz çevresinde yoğunlaştığını öne süren Öztürk, bu bölgelerdeki ormanlık alanların “korkunç derecede" bozulduğunu söyledi.

Mücavir alan dışında

       Bu bölgelerden çıkartılan kalitesiz kömürün İstanbul’a girişini yasaklayarak kömür çıkartma nedeniyle meydana gelen tahribatı bir ölçüde çözdüklerini savunan Öztürk, bu bölgelerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi mücavir alanı dışında olması nedeniyle başka bir denetim uygulayamadıklarını belirtti.

Denetimler yetersiz

       Prof. Dr. Öztürk, Çevre Bakanlığı’nın da olaya seyirci kaldığını iddia etti. Çevreye verdiği zarar nedeniyle bu bölgelerde maden aranmasını Çevre Bakanlığı tarafından yasaklanabileceğini belirten Öztürk şöyle devem etti:
       “Madenciler tahrip ettikleri yerleri yeniden düzenleyerek yeşillendirmek zorundalar. Böyle bir düzenleme yapmadıkları gibi, tahrip ettikleri yerleri hafriyat döküm yeri olarak kullanıyorlar. Tahrip edilen ormanın alanının tekrar orman haline gelmesi ise çok uzun yıllar gerektiriyor. Yeşillendireceğiz, düzenleyeceğiz güvencelerinin verilmiş olması bir çözüm değil."
       Madencilerin ormanlık alanlardan çıkartılmasını isteyen Öztürk, Şile bölgesinden çıkartılan kömürün yüzde 7’sinin kükürt olduğunu, bu kömürün asit kustuğunu belirtti. Öztürk, “Bu kömür çıkartılarak bir yandan ormanlık alan tahrip ediliyor diğer yandan kullanıldığında şehrin havası kirletiliyor" dedi. İddiaları yanıtlayan Maden İşleri Genel Müdürü Fahrettin Cevher, Şile Üvezli’deki kil yataklarının Türkiye’nin seramik üreticilerinin ham madde ihtiyacını karşıladığını belirterek, “Bir ocağın verimli olabilmesi için oradan kil, kömür ve kum çıkartılır" dedi.

Deniz kumu sakıncalı

       Kumun İstanbul için çok önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Fahrettin Cevher, deniz kumunun inşaatlarda kullanılmasının yarattığı sakıncaların, 17 Ağustos depreminden sonra daha iyi anlaşıldığını söyledi. Cevher, Kemerburgaz’daki tahribatın düzeltilmemesinin nedenini şöyle açıkladı:
       “1994’de yapılan kamulaştırma ile ilgili yasal düzenlemenin bir maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi Kemerburgaz’ın o şekilde kalmasına neden oldu. Bu yasal düzenleme ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Yakında orası da rehabilite edilecektir. Orman alanlarındaki maden aramaları için Orman Bakanlığı’ndan izin alınıyor.

Madenci sorumlu

       Genellikle orman bölgelerinde, ağaç olmayan yerlerde bu tür ocaklar açılır. Eğer ağaç kesilmesi gerekiyorsa bunun parası bakanlığa yatırılır ve çalışma bittikten sonra o bölgenin ağaçlandırılması da o madenciye aittir. Bununla ilgili restorasyon planları hazırlanıp bize verilmek zorundadır. Bu tür yapılmış düzenlemeler de var. Kutman Madencilik’in yaptığı düzenleme iyi bir örnektir. Ağaçlandırmayı yapmışlar. Yapılan göletlerde sazan balıkları yetiştiriliyor."

       Yeşile hasretiz
      
  • Nüfusu her yıl yaklaşık 500 bin artan İstanbul’da, ekmek ve su gibi en fazla gereksinim duyulan şey temiz hava ve yeşil alan. Beton ve yeşil dengesi her geçen gün yeşil aleyhine bozuluyor.
  • Yeşil alan için Büyükşehir Belediyesi her yıl ağaç dikme kampanyaları düzenliyor. Yetişmiş ağaçlar ithal ederek, dikiyor.
  • Rutubetli beton binalarda, güneş görmez dairelerde çiçek bile yetiştiremeyen İstanbullular, hafta sonları bir ağacın altına kilim sererek hasret gideriyor. Betonun kanserli bir hücre gibi yayılarak yok ettiği yeşil, temiz hava için de son derece önemli.