The Others "Keşke bi sorsaydı"

"Keşke bi sorsaydı"

27.09.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Keşke bi sorsaydı"

Keşke bi sorsaydı
27 Eylül 1998
Semra KARDEŞOĞLU
Keşke bi sorsaydı
Psikiyatri profesörü Özcan Köknel'e göre sadece Clinton değil, cinsel ilişkinin en ince ayrıntılarını bile öğrenmeye çalışan savcı Kenneth Starr ve "lekeli" elbiseyi yıllarca saklayan Monica Lewinski de birer patolojik vaka.

Bunların hiçbiri normal değil! "Fermuargate" skandalını GazetePazar için değerlendiren psikiyatrist Prof. Özcan Köknel şöyle diyor: "Olay tüm ayrıntıları anlatıldı. Ama savcı bununla bir türlü yetinmiyor. Hep ilişkinin daha fazla ayrıntısını öğrenmek istiyor. Bunun için yüzlerce sayfa hazırlıyor. Bunu mantıklı bulmak mümkün değil. Öte yandan Clinton'ın birlikte olduğu Monica Lewinsky de ayrı bir patolojik vaka. Kadın üç yıl önce başkanla birlikte olduğu sırada giydiği elbiseyi yıkamadan saklıyor." Köknel, 14 yıldan bu yana eşi Hillary Clinton'la birlikte olmadığını söyleyen Clinton'ın da gerçekten tedaviye ihtiyacı olduğunu belirterek, "Eğer tedavi olmayı isteseydi, Amerika'daki meslektaşlarımız onun sorununu kısa süre çözerdi. Tüm bunlar da başına gelmezdi," diyor.
Cinsel problemler nedeniyle kendilerine başvuran çok sayıda evli çift olduğunu belirten Köknel, eşler arasında sağlıklı bir cinsel birlikteliğin olmamasının eşlerden birini ya da her ikisini yeni bir ilişkiye yönelttiğini söyledi.
Köknel sağlıklı bir ilişkiyi "Eşler arasında cinsel birleşmeyi de içeren bedensel, ruhsal ve toplumsal birleşme ve bütünleşme" şeklinde tanımladıktan sonra sözlerini şöyle sürdürüyor: "Anatomik, fizyolojik bozukluk, ruhsal rahatsızlık ve iletişim bozukluğu, çatışmalar gibi nedenlerle eşler birbirinden soğuyor. Cinsel isteksizlik başlıyor. Bu elbette eşlerin isteğiyle tedavi edilebilir bir durum."
Peki bu nasıl olacak? Sadece Clintonlar için değil herkes için benzeri bir yol izleniyor. Önce sorunun temeli ortaya çıkarılıyor. Fizyolojik mi? Anatomik mi? Yoksa ruhsal mı? Sorun çözüldükten ya da bu tür problemin olmadığı durumda eşlerin her ikisinin de tedaviyi birlikte kabul etmelerinden sonra, ilişkilerini en açık biçimde rahatça anlatmaları sağlanıyor. Cinsel yaşantıyı sağlayacak organların yapısı ve işlevi anlatılıyor. Ardından cinsel ödevler verilerek (örneğin bu hafta sadece el ele tutuşun, diğer hafta birbirinize dokunun ama birlikte olmayın, gibi...) sorun çözülmeye çalışılıyor. Eğer eşler birbirlerine karşı negatif duygular içindeyse bu duyguların olumlu yöne dönüştürülmesine çalışıyoruz. Sorun bir ayda yoğun bir tedavi sonucu çözülebiliyor. Tabii eşlerin samimi olarak böyle bir arzusu varsa..."

Fetişist ve teşhirci
Prof. Dr. Özcan Köknel bu yöntemlerle tedavi edilmesi durumunda Clinton'ın bugün yaşadığı sorunları yaşamayacağını belirtiyor: "Clinton eşi ile 14 yıldır birlikte olmadığını söylüyor. Bunun ne derece doğru olduğunu bilmiyoruz. Yaptığını haklı göstermek için söylenen bir yalan da olabilir. Böyle bir sorun yaşaması durumunda eşi ile birlikte 'Bak Hillary biz bu kadar yıldır evliyiz. Cinselliği yaşayamıyoruz. Bir doktora gidelim,' diyebilirdi. Üstelik onun konumundaki birisinin aile hayatını kurtarmak için bunu mutlaka yapması gerekiyordu. Sanırım eşinde de bir sorun var. Eşi ve kendisi varolan durumu net itiraf edememişler. İkisi de galiba bir şöhret evliliği yapmış. En yüksek noktaya çıkma hırsı var. Evlilik sadece bununla yürümez. Onlarınki evlilik değil, şirket. Cinsellik sadece sosyal başarı kaygısı ile yürümez."
Clinton'ın bireysel olarak da sorunlu olduğunu belirten Köknel, rahatsızlığını bölgesel fetişizm ve teşhircilik olarak tanımladı: "Okuduğum kadarıyla Clinton'ın eşi dışında seçtiği cinsellik de çok sağlıklı bir cinsellik değil. Karşı cinsle birleşmeye götüren bir cinsellik yaşamıyor. Obje seçiminde bir problem var. Kadın objesini seçiyor ama o objenin belli bölgesinde yoğunlaşıyor. Bölgesel bir fetişizm var. Çünkü doyuma cinsel organla değil, kadın vücudunun bir başka yerinde ulaşmaya çalışıyor ve daha öteye gitmiyor. Öte yandan cinsel organını göstermeye çalışıyor, teşhircilik var. Çocukluk ve ergenlik döneminde vücudun belli yerlerine karşı takıntıları oluşmuş. Ama tüm bunları tedaviyle aşabilmek mümkün."

Cinsel isteksizliğin nedenleri
* Fiziksel bir rahatsızlık (Kalp, şeker hastalıkları)
* Cinselliği etkileyen iç salgı bezlerinin bozukluğu
* Cinsel organların yapısındaki bozukluk
* Eşler arası iletişim bozukluğu, çatışma ve kavgalar
* Eşlerin, karşı tarafın ailesi ile yaşadığı sorunlar
* İşkoliklik
* İleri düzeyde başarı hırsı
* Korku ve kaygılar (Mikrop kapma korkusu, tansiyonun yükseleceği, kalbin duracağı korkusu, eşini doyuma ulaştıramama korkusu)
* Bir cinsel birliktelikte meydana gelen başarısızlık
* Depresyon
* Cinsel bilgisizlik, eğitimsizlik
* Çocukluk döneminde tacize uğramak
* Hamilelik ve doğum
* Karşısındaki insanı kendisinden çok ileride bulma

Yazarlar