The Others Kısa... kısa...

Kısa... kısa...

30.03.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kısa... kısa...

Kısa... kısa...


       Zana, erteleme bayvurusu yapmıyor
       DEP milletvekili Leyla Zana'nın, Başbakan Bülent Ecevit'in çağrısına karşın, eski dolaşım rahatsızlığını öne sürerek cezasının infazının ertelenmesi amacıyla Adalet Bakanlığı'na başvurmayacağı bildirildi.
       DEP ve HADEP davalarında avukatlık yapan Yusuf Alataş, Ecevit'in Zana ile ilgili açıklamasını "haksız" olarak niteledi. Zana'nın 1994'ten beri varolan dolaşım rahatsızlığının dönem dönem arttığını ifade eden Alataş, aralıklarla Hacettepe Üniversitesi'nde tedavi gördüğünü de kaydetti. Alataş daha önce de yabancı heyetlerin Türkiye'yi ziyareti sırasında benzeri önerilerin yapıldığını anımsatarak şunları söyledi:
       "Ama Leyla Hanım kesinlikle sağlık nedeniyle bırakılmayı kabul etmeyeceğini bildirmiş, Adalet Bakanlığı'na ve savcılığa dilekçe vermişti. Leyla Hanım hiçbir şekilde bu nedene dayanarak şikayet konusu yapmadı. Zaten bu bir çözüm değil. Akın Birdal olayında biz bunu yaşadık. Birdal'ı serbest bırakmalarının nedeni sağlık mıydı? Hayır, tamamen sayın Başbakan'ın ABD ziyareti öncesinde bir jestti. Aradan altı ay geçiyor sağlık koşullarında da hiçbir gelişme yok. Başbakan ABD'ye gitmiyor o zaman diyorsunuz ki kusura bakma."


       Yargıda herkes maaş için dikleniyor
       Yargıtay'ın "maaşlarımızı arttırın yoksa iş bırakırız" mesajının ardından, yargı çalışanları da düşük maaşa karşı eyleme hazırlanıyor.
       Yargı - Sen Başkanı Tekin Yıldız, bir dizi eylem başlatacaklarını belirterek, "15 bin kayıtlı üyemiz var. Ama yurt genelindeki 104 bin yargı çalışanını harekete geçirebilecek potansiyele sahibiz. Biz Yargıtay üyeleri gibi iş bırakma tehdidinde bulunmayız. Türkiye'de yer yerinden oynar. Gereğini yaparız ve herkes sonucuna katlanır" dedi.
       Yargıtay'ın hükümetle "maaş pazarlığına" oturmasının büyük bir hata olduğunu savunan Yıldız, "Bu siyasi iktidara göbeğinden bağlanmaktır. Yargının önünde siyasilerin kalın dosyaları var. Birilerinin diyet borcu ödemesine izin verilmemeli" diye konuştu.
       Yıldız, Kartal Cezaevi'nde bazı mahkumların gardiyanlara mont dağıttığını anımsatarak şunları söyledi:
       "Asıl isyan edecek olan kesim, çete başlarının montlarına, 150 milyon maaşa muhtaç bırakılan yargı çalışanlarıdır. Yüksek yargımızın mensupları nasıl böyle bir gaf yapıp bizi unuttular bilemiyorum. Siyasi iktidardan medet umanlar kötü yoldadırlar."



       Topal'ın trilyonluk mirası paylaşılamıyor
       Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, öldürülen Ömer Lütfü Topal'ın mirasçılarının imzaladığı, "Miras Paylaşım Sözleşmesi"nin iptal istemine reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay'ın bu kararından sonra dava İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yeniden görülecek.
       İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen ret kararı, Topal'ın dini nikahla birlikte yaşadığı Birsu Hilal Altıntaş tarafından temyiz edildi. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını, "eksik inceleme" gerekçesiyle bozdu.
       Kararda, iddianın her türlü delille ispat edilmesinin mümkün olduğu, bunun için gerekli araştırma yapılarak, gerekirse bilirkişiden de görüş alındıktan sonra karar verilmesi gerektiği belirtildi.
       Altıntaş, çocukları Emir Ömer Topal ve Ömer Lütfü Topal'a velayeten, Topal'ın diğer mirascılarıyla imzalanan 1 Temmuz 1997 tarihli "Miras Paylaşım Sözleşmesi"nin iptali istemiyle dava açmtı. Altıntaş'ın avukatlarından Muhittin Yüzüak tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, sözleşmeye, Topal'ın diğer mirascılarının uymadıkları ileri sürülerek, iptali istendi.


       Mıstık'tan son veda
       Karikatür dünyasında "Mıstık" adıyla tanınan Mustafa Eremektar vefat etti. İstanbul'da 1930'da doğan Eremektar, mesleğe 1947'de Doğan Kardeş dergisinde çizer olarak başladı. Yavrutürk, Milliyet Çocuk, Akbaba, Tef ve Dolmuş dergileriyle Son Posta, Akşam, Vatan, Cumhuriyet ve Yeni Sabah gazetelerinde çizen Eremektar için bugün saat 15.30'da TGC'de tören düzenlenecek. Eremektar'ın cenazesi, Teşvikiye Camii'nde ikindi vakti kılınacak namazın ardından Kulaksız Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

       Soydaş çocuklar sınırdışı
       Bulgaristan'dan Türkiye'ye kaçak girdikten sonra yakalanan Asiye Bahri (14), Sevim Bahri (12) ve Nasuf Bahri (7), Ferdi Cebir (13), Emin Cebir (11), Ekrem Yakup (21), Taner Öztürk (20) ve Sebahattin Mümin (18) Bulgaristan'a iade edilecek. Kırcaali'de babalarıyla yaşayan çocuklar, Türkiye'de yaşayan annelerine kavuşabilmek için 4.5 saat yürüyerek Türk sınırına ulaştı. Sınırı geçtikten hemen sonra yakalanan beş çocuk ve üç genç, sınırdışı edilecek.

       Hollanda'da Ermeni ısrarı
       Hollanda'nın Assen kentinde bir Ermeni vatandaşın başvurusu üzerine, kent mezarlığına sözde Ermeni soykırımı anısına anıt mezar yapılmasına izin veren Belediye, Türklerden gelen tepkilere karşın kararın geri çekilmemesini kararlaştırdı. Belediye yönetiminin aldığı karar, Belediye Meclisi'nde de destek buldu. Belediye Meclisi'nin önceki günkü toplantısında, anıt mezarın tamamlanarak 24 Nisan'da törenle açılması üzerinde anlaşmaya varıldı.

       İngiliz ve ABD basını: Andreas Ada'nın yaralarını sarıyor
       Kıbrıs Rum Kesimi'nde kan kanseri Anderas Vasiliu'yu (6) kurtaracak iliği bulmak amacıyla Türkler'in başlattığı kampanya Batı'nın da ilgisini çekti. İngiliz The Guardian gazetesi, "Ölümün eşiğindeki çocuk, adanın yaralarını sarıyor" başlığını kullandı.
       İngiliz gazetesi, dün Vasiliu'ya ilik nakli için sıraya giren Kıbrıslı Türkler'in fotoğrafını yayınlarken, ölümün eşiğindeki bu çocuğun Rum ve Türk toplulukları arasında 1974'teki savaştan bu yana görülmemiş birlik gösterisi yaşamalarına neden olduğunu yazdı. The Guardian şöyle devam etti:
       "Serdar Denktaş, kan vermek için giderken Andeas'ın babasıyla kan kuyruğunda kucaklaştı.
       Baba Vasos Vasiliu, 'Oğlum ölmeyecek. Kıbrıs halkı buna izin vermeyeceğini gösterdi' diyor. Vasiliu, depremin geçen yıl Türkiye ile Yunanistan arasında yakınlaşma yarattığını anımsatırken, belki aynı şeyin Andreas sayesinde Kıbrıs'ta yaşanabileceğini söyledi. Andreas ile ilgili haberlerin yayınlanmasının ardından 12 yaşındaki bir Türk çocuğunun da yine lösemiden ölüm eşiğinde olduğu ortaya çıktı. Onun için de adanın iki tarafında uygun kemik iliği aranırken, Türkiye ve Yunanistan çalışmalara yardımcı olmak için harekete geçti."


       'Kocamın kanını ev için satamazdım'
       Adana'daki hücreevi baskınında polisin yanlışlıkla öldürdüğü iddia edilen Murat Bektaş'ın eşi Kezban Bektaş (32), şikayetten vazgeçmeleri karşılığında Emniyet Müdürlüğü'nün ev ve iş teklif ettiğini öne sürerek, "Önerileri reddettim. Kocamın kanını satamazdım. Tek isteğim kocamın üzerindeki terörist damgasının silinmesi" dedi. Eşinin terörist olmadığını kanıtlamak için mahkeme mahkeme dolaşacağını anımsatan Bektaş, "Emniyet Müdürü Şükrü Yetimoğlu çıksın televizyonlara 'Bektaş terörist değil. Yanlışlıkla öldürüldü' desin davamızdan vazgeçeceğiz" diye konuştu.
       Eşinin öldürülmesinin ardından Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Muzaffer Çetinkaya ile iki komiserin evlerine geldiğini savunan Bektaş şunları söyledi: "Eşimin suçsuz olduğunu, geri getiremeyeceklerini söyleyerek, 'Mağdursun, çocuğun var. Sana ev alacağız, işyerinde kadronu yaptıracağız. Kardeşini de polis yapacağız' dediler. İstemedim. Devamlı gelip aynı tekliflerde bulundular. 'Çocuğum için düşüneyim' dedim. Fırsat vermediler. Alacakları eve götürmeye kalktılar. 'Kader' dediler. Böyle kader olur mu? Ben o kaderi kabul etmiyorum. Gözümde hiçbir şey yok."


       Hilton zanlıları DGM'ye çıkarıldı
       Hilton Oteli'nde bir kişinin ölümü, üç kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyla ilgili 13 kişi dün Ankara DGM Başsavcılığı'na çıkartıldı. DGM'ye çıkartılanlar arasında olayda yaralanan Çetin Aydın ile Kürt İdris lakaplı İdris Özbir'in yeğeni Nihat Özbir de yer aldı.
       Aydın'a lobide silah çeken Seyithan Nergiz, Metin Aslan, saldırı anında dışarıda bekleyen Semih K., Seyit A., Gökhan A., Hicabi İ., Hakan H., Ümit Ş., Aydın'a 550 bin dolar para veren işadamı Mustafa Şahin, Şahin'in parasını geri alabilmek için yardım istediği Astsubay Murat Yıldırımşak ve Akif B. sabah DGM'ye getirildi.
       Adli Tıp'ta sağlık kontrolünden geçirilen Aydın ve Özbir de daha sonra Savcı Zafer yavuz tarafından sorgulandı. Özbir ve Aydın'ın hem silahlı saldırıya uğramaktan hem de silahlı çatışmaya girmekten ifade verdiği öğrenildi.
       Hilton Oteli'ndeki silahlı saldırıda Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk'un yeğeni Ali Tibukoğlu öldü, Çetin Aydın, Nihat Özbir ve saldırganlardan Seyithan Nergiz yaralandı. Azmettirici olduğu belirtilen Lokman Çetin halen bulunamadı.


       Uyuşturucunun 'Kamil bey'i yakalandı
       Interpol ve İstanbul narkotik polisini uzun süredir peşinde koşturan uyuşturucu kaçakçısı Kamil Çetin, Ataköy Marina'da yakalandı.
       İngiltere'ye sokulmak istenen yaklaşık 250 kilogram eroinle ilgili Interpol tarafından aranan Çetin, alınan bir istihbarat üzerine Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Ekipleri'nce Ataköy'de düzenlenen operasyonla yakalandı. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan Çetin, Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.
       Sorgusu süren Çetin'in, uluslararası uyuşturucu ticaretinin tanınmış isimleri hakkında polise geniş bilgi verebileceği iddia edildi.


       Milli Görüş'ten "İslam - FM"
       Milli Güvenlik Kurulu'na sunulan irticai faaliyetlere ilişkin raporda, Milli Görüş Teşkilatı'nın (IGMG) Avrupa'ya 24 saat yayın yapacak bir radyo istasyonu kurma hazırlığında olduğu bildirildi.
       IGMG'nin radyosunun haziranda yayına geçeceği bildirilen raporda, irticai kesime ilişkin son gelişmeler şöyle özetlendi:
       * 23 Şubat 2000'de Alman Federal İdari Mahkemesi'nin bu ülkedeki Müslüman çocuklara din dersinin Berlin İslam Federasyonu tarafından verilmesi yönündeki karardan sonra Milli Görüşçüler mahkemenin kararının tüm Avrupa'ya örnek olması için çalışma başlattı.
       * Türkiye'de gücünü yitiren Milli Görüş Vakfı yönetimi, Almanya'da yaptığı toplantıda, mali sorunları aşıp yeniden güçlenebilmek için İslami şirketlerden biriyle ortaklık yapılması kararı aldı.
       * Süleymancıların elindeki yurt ve pansiyonlarda maliye müfettişleri de denetimlerde bulundu. Emniyet ve milli eğitim yetkililerinin yanı sıra maliyecilerin yaptığı teftişler grupta büyük rahatsızlık yarattı.

       Susurluk hastane kapısında
       İbrahim Şahin'in tedavi gördüğü Uludağ Tıp Fakültesi Hastanesi ziyaretçi akınına uğradı. Şahin'in eşi ve oğlu Ömer'in dışında, Susurluk davası sanıkları Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy, "Arnavut Sami" olarak bilinen Sami Hoştan, eski MİT görevlisi Korkut Eken ile çok sayıda özel tim polisi hastaneye geldi. Geceyi hastane önünde minibüste yatarak geçiren Çarkın, "O bizim başkanımız. Bir Allah'ın kulu bize burada şunu yaptı, bunu yaptı diyemez. Helalinden yaşadık, helalinden öleceğiz" dedi. "İbrahim çok sevdiğimiz bir polis şefidir" diyen Eken de basın mensuplarının "Suikast olabilir mi?" sorusuna, "Bunu daha sonra araştıracağız" yanıtını verdi.


       Erbakan'ın hapis cezasına itiraz
       Kapatılan Refah Partisi'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın avukatları, müvekkilleri hakkında 1 No'lu Diyarbakır DGM'ce verilen bir yıllık hapis cezasına itiraz ettiler.
       Avukatlar Mehmet Ene ile Yaşar Gürkan, Erbakan'ın 1994'te Bingöl'de yaptığı bir konuşma nedeniyle TCK'nın 312. maddesi gereğince bir yıl hapis cezasına çarptırılmasıyla ilgili karar üzerine, aynı mahkemeye "karara itiraz" dilekçesi verdiler.
       Ene ile Gürkan dilekçelerinde, müvekkilleri Erbakan hakkında mahkemece verilen bir yıl hapis cezasının haksız olduğunu belirterek, kararın düzeltmesini talep ettiler.
       Erbakan'a verilen hapis cezasıyla ilgili gerekçeli kararın yazılmasına başlanırken, itiraz dilekçesinin, gerekçeli kararla birlikte Yargıtay'a gönderileceği öğrenildi.

       RP'nin Diyarbakır Kongresi'ne soruşturma
       RP'nin son Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a bir yıl hapis cezası veren Diyarbakır DGM, FP İl Kongresi'nde Genel Başkan Recai Kutan'ın sözleri ve İstiklal Marşı'nın yanlış okunması nedeniyle iki ayrı soruşturma başlattı.
       DGM Başsavcılığı, 19 Mart'taki kongrede, "Bizim Müslüman olmak gibi büyük bir şerefimiz var. Böylesi bir sıfat üzerimizdeyken, onun altındaki vasıfların hiçbir önemi yoktur" diyen ve "devletle milletin kavgalı" olduğunu ima eden Kutan hakkında soruşturma açtı. Kutan'ın yanısıra İl Başkanı Fehmi Uyanık, Bingöl Milletvekili Hüsamettin Korkutata, Diyarbakır Milletvekilleri Sacit Günbey, Osman Aslan ve Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun konuşma kasetlerini İl Emniyet Müdürlüğü'nden isteyen başsavcılığın, suç unsuruna rastlanması durumunda, TCK'nın 159 ve 312. maddelerinden dava açacağı kaydedildi.
       Aynı kongrede, İstiklal Marşı kasetinin bulunmaması nedeniyle, Divan üyelerinden Abdulmuttalip Bademci'nin okuduğu İstiklal Marşı hakkında da soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Başsavcılık, Bademci'nin İstiklal Marşı'nın bazı dizelerini yanlış okuması veya okuyamaması üzerine, kongrede bulunan hükümet komiserinin tuttuğu tutanakları ve çekilen görüntüleri içeren kasetleri Emniyet'ten istedi.

       Miras hırsı mezar açtırdı
       Tarsus'ta oğlunun ölümünden üç ay sonra doğan torununu reddeden bir kişi, DNA testi için mezar açtırdı. Ahmet Ay (61), Hollanda'dadan kesin dönüş yapan ve Kasım 1998'de ölen oğlu Mehmet Ay'ın ölümünden üç ay sonra doğan torununu reddederek gelini Meryem Ay'dan şikayetçi oldu. Ahmet Ay, 13 aylık torunu Mehmet Ali Ay'ın oğlundan olmadığını ileri sürerek, "Bu çocuk gelinimin sevgilisinden" dedi. Bunun üzerine Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde babalık tespiti için dava açıldı. Mahkeme cesetten DNA testi için doku parçaları alınmasına karar verdi. Karar uyarınca uzmanlar doku parçaları alırken mahkeme heyeti mezar başında zabıt tuttu. Ay'ın cesedinden alınan parçalar, DNA testi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.