The Others KIŞIN DONDULAR yazın kavruldular

KIŞIN DONDULAR yazın kavruldular

13.08.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

KIŞIN DONDULAR yazın kavruldular

KIŞIN DONDULAR yazın kavruldular


7.4’ün şokunu atlatamadan 7.2’yle ikinci darbeyi alan Bolu ve Düzce’de 20 bin kişi hâlâ çadır eziyeti yaşıyor


       Bolu’da 13 çadırkentte, 10 bin 591 kişi, Düzce’de ise 10 çadırkentte sekiz bin 232 kişi yaşamını sürdürüyor. Bölgede ayrıca 300 konteynır bulunuyor. Felaketi, 17 Ağustos ve 12 Kasım’da iki kez yaşayan Bolu, Düzce, Kaynaşlı ve Gölyaka’da sorunlar birbirine eklendi. Evleri yıkılanlar paralarını alamadı, kiracıları ise iki ay sonra 100 milyon para yardımının kesilecek olmasının derdi aldı. Tüm bunlara depremzedelerin elektrik, su ve kira parası verecek olması da eklendi.
       Çadırda yaşayanlar prefabrik konut alamamaktan, prefabrikte kalanlarsa kalıcı konutlara geçememekten yakınıyor. Ancak kışın dondurup, yazın kavuran çadır ve prefabrikler altyapı yetersizliğinden “su çekiyor". Çadırkentlilerin en büyük sıkıntı banyo yapamamak. Kurulduktan kısa bir süre sonra bozulan duş odalarının bir daha yapılmadığını söyleyen depremzedeler, ya evi olan akrabalarında, ya da leğenlerde yıkandıklarını belirtiyor.

       Adapazarı ağır aksak
       Yeni baştan inşa edilen kentte, en önemli sorunlar, işssizlik, kalıcı konut ve altyapı eksikliği. Depremde çok sayıda işyeri yıkılırken, açık olan dükkanlar da alım gücünün azalması nedeniyle iş yapamamaktan şikayetçi. Valiliğin, işsizlik sorununu çözmek için açtığı inşaat kursları ise ilgi görmedi. Bölgede yıkılmayan orta hasarlı binalar da yeni tehlikelere göz kırpıyor. Adapazarı’nda Karaman, Camili ve Ferizli bölgelerinde altı bin kalıcı konutun temeli üç ay önce atıldı.

       İzmit’te konuşma yasağı
       Yaralarını saramayan İzmit’te, öncelikli önlemlerden birisi, medyayla konuşma yasağı oldu. Bir depremzede, “Gazetelere görüş bildirenler polis tarafından uyarıldı" dedi.
       İzmit ve Değirmendere’de kurulu Mehmetçik Çadırkentleri dışındaki dokuz çadırkent bu ay sonuna kadar boşaltılacak.
       Kendilerine 100 milyon kira yardımında bulunulduğunu, ancak bunun yeterli olmadığına dikkat çeken Doğu Kışla Çadırkenti sakinleri, “İzmit Belediyesi bizi çıkararak burayı iş merkezi haline getirmek istiyor. Prefabrikler şehirden çok uzak. Bizi çıkarırlarsa çadırları ateşe veririz" diye konuştular. 30 metrekarelik prefabriklerde yaşayan İzmitli depremzedeler, kışın yağmur ve soğuktan, yazın ise sıcaktan şikayetçi.

       Protezden bir hayal
       Kesilen bacağına protez takılmasını bekleyen Önder Ataç için açılan kampanya yarım kaldı
       Düzce depreminde altı katlı binanın altından çıkarılarak hayata ikinci kez merhaba diyen Önder Ataç (21), kesilen sağ bacağına protez takılmasını bekliyor. Ataç, enkazın altından çıkarıldıktan sonra üç buçuk ay boyunca böbreklerindeki rahatsızlık nedeniyle diyaliz makinasına bağlı olarak yaşadı. Bir bacağı kesilen Ataç, kalbinde ve midesindeki rahatsızlık nedeniyle de 10 ay tedavi gördü. 14 Nisan 2000’de hastanenin sağlık kurulu heyeti, bacak protezi sağlanmasını kabul etti ve İbn - i Sina Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’na sevkini uygun gördü. İbn - i Sina Hastanesi ise “Yer yok" yanıtını verdi. Ardından başvurulan Hacettepe Hastanesi’nin de yanıtı olumsuz oldu. Ataç’ın tedavisi 70. Yıl Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde sürüyor.

       Kampanya yarım kaldı
       Ataç, “Doktorlar sağ bacağıma protez takabileceklerini söylediler. Bunun için bir ameliyat daha geçireceğim. Londra ve ABD’de ısı ve acı gibi hisleri kullanıcısına ileten protezler geliştirildi. Böyle bir proteze sahip olabilmek en büyük hayalim. Ancak ameliyatımı dışarıda gerçekleştirmek için adıma açılmak istenen kampanya yarım kaldı" dedi. Oğlunun başında 10 aydır nöbet tutan anne Aslı Ataç ise, “Önder gururlu bir çocuk. Neredeyse her akşam, ‘Şimdi ben ne yapacağım’ diye ağlıyor" dedi.

       Merhaba hayat...
       İki genç, 7.2 şiddetindeki Düzce depremine evde yakalandı. Ataç, “diğer günlerden çok farklıydı" dediği deprem gününü şöyle anlatıyor:
       “Hiç bir zaman o saatlerde evde bulunmazdık. Sınavlar vardı. Ders çalışacağımız tuttu. Saat 06.30 sularıydı. Önce televizyon devrildi yere, mutfağa kaçtık. Nefes almamıza fırsat kalmadan apartman başımıza yıkıldı. Haydar 19, ben ise 27 saat sonra kurtarıldık."

       YARIN: Enkazı bile kaldıramadık

Yazarlar