The Others Kız yurdu haberine ‘cinsel sömürü’ eleştirisi

Kız yurdu haberine ‘cinsel sömürü’ eleştirisi

01.12.2008 - 00:29 | Son Güncellenme:

“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü” olan 25 Kasım’da Türkiye’deki istatistikler her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğünü sergiliyor. Cinsel taciz ve tecavüz olayları artarken medyanın bu olayları yansıtma biçimi “sorun” olmaya devam ediyor.

Kız yurdu haberine ‘cinsel sömürü’ eleştirisi

Bağımsız İletişim Ağı Bianet’in taramasına göre, 10 Nisan-7 Kasım 2008 tarihleri arasında (7 ay) Türk medyasında toplam 167 adet kadına yönelik şiddet haber yer almış.
Ancak okurlar kadınların eş, sevgili, patron, akraba olan erkekler tarafından uğradığı cinsel tacizi ya da kadınlara yönelik fiziksel şiddeti medyanın sunuş biçiminden oldukça rahatsız.

‘Asıl mağduriyet şimdi’

Son olarak bir kadın sanatçı Büyükada’da yaşadığı travmanın bir televizyon kanalı ve gazete tarafından yayımlanma biçimini şu duygularla eleştirdi:
“Asıl mağduriyetim şimdi başladı. Medya haber değeri ile insan değeri arasında bir seçim yapmalı.”
Haber değeri ile insan değeri arasında seçim yapmamak haberin diline de yansıyor. Bu tür haberlerde ayrıntılı bilgi, kimlik sunumunda ve fotoğraf kullanımındaki özensizlik hâlâ sürüyor. Gazetelerin internet siteleri de bu tür haberlerde olumsuz bir sınav veriyorlar.

‘Düşünsel tecavüz’

Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Yrd. Doç. Aslıhan Aykaç, Milliyet internette ana sayfada 10’dan fazla çıplak kadın resmi gördüğünü belirterek, son dönemde “hareketli son dakika penceresi”nde mutlaka bir tecavüz haberinin yer aldığına dikkat çekiyor. Eleştirisi şöyle:
“Öncelikle bu haberler ‘ibreti âlem’ değil, tam tersine akla gelmeyeni getirerek dolaylı da olsa teşvik edici bir rol oynuyor. Bu haberleri ergenlik çağındaki çocukların, gençlerin de okuduğunu düşündüğünüzde korku dolu, paranoyak bireylerin gelişimine yol açacağı endişesi taşıyorum. Son olarak gündemi bu şekilde kuran ulusal medyanın bizi daha önemli sorunlardan uzak tuttuğunu, hatta bunu kasıtlı yaptığını düşünüyorum.
Her gün gözümüze sokulan tecavüz haberlerinin bize ekonomik krizi yada siyaseti düşündürmesini beklemiyorsunuz sanırım. Açıkçası ben bu haberlerle kendimi düşünsel anlamda tecavüze uğramış hissediyorum.”

‘Özendirecek ifadeler’

İstanbul’da bir kız yurdunda “bekâret testi” uygulaması da benzer tepkilere yol açtı:
“Okullarda bile bekâret testi uygulaması kalktı ama 18 yaşındaki birine yapılan insanlık dışı muamelenin yanlışlığına ilişkin bir gönderme görmüyoruz haberde, tam tersine bu uygulamayı neredeyse özendirecek ifadeler var.
Yok boynu orası burası kızarıkmış, yok saçı başı bilmem neymiş... Ayrıca yurdun adının verilmesi de çok yanlış. Hele ki bizim memlekette, yurdun önünde oluşacak kuyruklardan, tacizci adamlardan korkarım ki Milliyet İnternet sayfası sorumludur. Biraz özen, biraz dikkat lütfen...”

Haberin Devamı

Ombudsman’ın görüşü...
Okur Temsilcisi sayfasında defalarca uyardığımız gibi, Milliyet ve Doğan Yayın Grubu ilkeleri, kadına şiddet ve “çocukları cinsel konularda olumsuz yönde etkileyecek” yayınlardan kaçınmak konusunda bağlayıcıdır. Gazetenin internet internet servisi de bu ilkelerden “bağımsız” değildir!
Daha özenli ve korucuyu bir haber-fotoğraf seçimi ve üslup bekliyor okurlar. Şikâyetler artıyor. Genel Yayın Yönetmeni’nin dikkatine.