The Others Kosova'da gerginlik tırmanıyor

Kosova'da gerginlik tırmanıyor

26.11.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sunuş:Eski Yugoslavya'nın "özerk bölgesi" Kosova ile Sırbistan arasındaki ilişkiler gittikçe gerginleşiyor. Kosova 'daki son durumu Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Balkan araştırmaları uzmanı Doç. Dr. Hasan Ünal yorumluyor.

Kosovada gerginlik tırmanıyor


KOSOVA'da Şubat ayından beri dikkat çeken gerginlik tırmanıyor. 25 Ekim'de Priştina polis müfettişi Miloş Nikoliç ile Poduyeva işçi bulma kurumu memurlarından Dragan Rakiç kimliği meçhul kişilerce öldürüldü.
Genellikle bölgedeki Sırp emniyet görevlilerini hedef alan diğer hadiselere, planlama ve uygulama açısından çok benzeyen bu suikastlerin failleri de bulunamadı. Bu olayı da İhtilalci Kosova Kurtuluş Ordusu (Uştria Çilirimtare e Kosoves - UÇK) üstlendi. Son 6 aydır Kosova'da pekçok olayın sorumlusu olmasına rağmen, şu ana kadar örgütün hiçbir mensubu yakalanamadı.
Şiddet eğilimini besleyen Sırp politikalarında ciddi değişiklikler olmadığı ve Arnavut halkın siyasi taleplerine cevap verecek düzenlemelere gidilmediği takdirde, bu tür eylemlerin yaygınlaşacağı anlaşılıyor.
Gerginliği tırmandıran gelişmeleren biri de Sırbistan'da yapılan kısmi parlamento seçimleri. Kosovalıların boykot ettiği seçim kampanyası sırasında, Miloşeviç 'in lideri bulunduğu iktidardaki Sosyalistlerin sertlik yanlısı bir tavır sergilemesi; muhalefetin de ağız birliği içinde yüzde 90'ından fazlası Arnavut olan Kosova'nın Sırplara ait olduğunda ısrar etmeleri, Arnavut halkı umutsuzluğa ve silaha sarılmadan kimsenin kendilerini ciddiye almayacakları düşüncesine sevkediyor.
Nitekim UÇK, bir yandan barışçı mücadelede yanlısı Kosovalı Arnavut lider İbrahim Rugova ile aynı idealleri paylaşır ve Balkanlar'daki bütün Arnavutları aynı siyasi çatı altında birleştirmeyi gaye edinen aşırı eğilimli bazı küçük Arnavut partilerinden daha yumuşak bir politik söylemi benimserken; öte yandan silahlı mücadele zamanının geldiğini, zira Rugova'nın barışçı politikalarının iflas ettiğini vurguluyor.
Rugova'nın pasif direniş politikalarına karşı sesini yükselten muhalefete son günlerde bölgede insan hakları mücadelesi veren Adem Demaçi de katıldı. Demaçi, Rugova'nın politikalarından hiçbir sonuç alınamayacağına kanaat getirdiği için, Arnavutlarca tek taraflı ilan edilmiş olan Kosova Cumhuriyeti devlet başkanlığına aday olduğunu açıkladı.
Bu arada Arnavut halkı tarafından seçilmiş olan milletvekillerinin üçte biri parlamentonun toplanması için imza kampanyası başlattı. Sırp makamları ise Arnavut liderleri tanımamakta ısrar ettikleri gibi parlamentonun toplantıya çağrılması halinde çok sert tedbirlere başvuracaklarını açıklıyorlar.
Bununla, herhalde, Bosna türü bir iç savaş başlatmayı kastediyor olmalılar. Zira, şu ana kadar yapılanlardan daha sert neler yapılabilir? Öyle ki, Belgrad otoritelerinin Dayton Antlaşması 'ndan bu yana arada bir yumuşama ümitleri veren açıklamalarına rağmen, Kosova tam bir açık hava hapishanesine dönüştü.
Uluslararası ambargodan kurtulmuş ve Türkiye de dahil olmak üzere bütün Avrupa'ya Kosova'nın iç meselesi olduğunu kabul ettirmiş bir Sırbistan, hem diplomatik hem de ticari açıdan güçleneceğini hesaplayarak Kosova meselesini görmezlikten gelme eğiliminde.
Bu durumda Rugova'nın ya politika değişikliğine gitmesi ya da yerini silahlı mücadeleden yana bir gruba bırakması gündeme gelebilir. Bu, savaşa doğru adım adım yürümek manasına gelir.
Gerginlik Yugoslavya'nın uluslararası örgütlere üye olması halinde hızla artacaktır. Şu ana kadar Yugoslavya'nın uluslararası örgütlere üyeliğine karşı çıkan tek ülke ABD. ABD yönetimi Belgrad'dan Kosova'ya otonomi vermesini ve bölgedeki insan hakları ihlallerinin azaltılmasını talep ediyor. Bunun sebebi Kosova yüzünden bölgede savaş çıkması halinde bunun bir Türk - Yunan çatışmasına dönüşmesi endişesi.
1996 başından itibaren Türkiye Kosova meselesine ilgi göstermeyeceğini ortaya koyduğuna göre, ABD kendi siyasetini Kosovalılar aleyhine daha da yumuşatabilir. Bu arada Miloşeviç okulların ve hastanelerin açılmasına, okullarda Arnavutça eğitime "müsaade" gibi Washington'u tatmin edecek önlemlerle uluslararası sisteme entegre olmak yolundaki engelleri aşabilir. Bu durumda Arnavutlar arasında silahlı mücadele tezini savunanların durumu fevkalade güçlenecektir.
Eski Yugoslavya içinde otonomiden tatmin olmayan Arnavutların, küçüldükçe iyice Sırbistan ağırlıklı hale gelen yeni Yugoslavya içinde otonomiyi kabullenmesini beklemek abesle iştigaldir. Kaldı ki, Sırpların Kosova meselesini yeni, federal Yugoslavya içinde bir çözüme ulaştırmak istedikleri de şüphelidir. Şu ana kadar görülen, Sırpların niyetinin Kosova'yı
Sırbistan'a doğrudan bağlı bir otonom bölge yapmak olduğu.
Bu gerginliğin tırmanması için çok uygun bir ortam yaratmakta. Bunu önlemek için Türkiye, ABD ve konuya ilgili görünen Almanya gibi ülkeler, Sırp