The Others Milen Hanım'ı takdimimdir

Milen Hanım'ı takdimimdir

31.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milen Hanım'ı takdimimdir

Milen Hanımı takdimimdir

Çintay

Milen Hanımı takdimimdir
Milen, Atılgan, Uzay, Binyıl, Feza, Gök... Evli, evsiz tüm muktedir çiftler 2000 yılında bir çocuk yapmayı planlıyor, şimdiden isim düşünüyorlar. Gök diye bir arkadaşımız vardı, adı hayat boyu başa bela... Ama Milen diye bir kızınız olabilir pekala. Milenyum mühim tabii. 21. yüzyıl, 3. binyıl. Epey bir değişim. Akıl almaz teknoloji; sır ermez iletişim... (En azından benim için.) Moda da vakit kaybetmeden milenyum tribine girdi hemen. 21. yüzyılın kendine ait bir giyim kodu olduğu, '99 bahar kreasyonlarına ağırlığını koyan bariz bir "Milen modası" teşhis edildiği söylenebilir. Nasıl mı?
Milen'in giysilerine tam olarak giysi demek zor. Bunlar kentli zırhları, silahları, takımları sanki. Bağlantılar düğme ve fermuardan ziyade Velcro denen şu "cırt cırt"larla sağlanıyor. Kumaşlar herhangi bir nükleer patlamayı atlatacak cinsten. Fetiş objesi olarak da naylon kayış ve bantlar kullanılıyor. Bir nevi Nikita, Lara Croft ve Anneka Rice karışımı yani.
Askılı elbisesinin boncuklarını kontrol edip ayağına ponponlu terliklerini geçirmeye çalışan "femme fatale lolita" bitti. Milen onun tam tersi. Otriş yerine kurşun geçirmez yelek taşıyor omzunda. Teknolojiden hoşnut, tam gaz gidiyor. Her şeyi, hepsini yapabileceğine, herkesi altedebileceğine inanıyor. Öyle ağlak geceler yok hayatında. Kaşmirlerine sarınıp şarap içerek yitip giden sevgilinin ardından gözyaşı dökmüyor. Milen, bizim, geçmişteki tüm hemcinslerinin, hayattan öcünü alıyor! Başına ne gelirse gelsin, hayatta kalır o. Mahsun Kırmızıgül ekolü; hiç yıkılmaz, hep ayakta.
Evet, yabancı tasarımcıların hepsi Milen'in etkisi altında. "Yararlık şıklığı", "fonksiyonel fantezi", "mekanik aksam lüksü" gibi ifadeler kullanıyorlar; işin aslı şu: Yeni giyim kodunun özelliği; pratik, kullanışlı, işlevsel oluşu. Moda, rahat giyime nadiren prim verdiği için, başımıza kırk yılda bir gelen bir durum bu. Artık fuzuli aksesuvarlara yer yok. Duruma göre astronot, tesisatçı, doktor, hemşire ya da garson olabilirsiniz. Sezonun en gözde parçaları iş giysileri.
Safari kılıklarının rağbet gördüğü eski yazları hatırlıyorum. Son birkaç sezondur da kargo pantolonlarının hayatımızda ciddi yeri vardı. Şimdi ise SAS komandolarının üniformalarından bahsediliyor. Uçuşan parti elbiseleri değil, A biçiminde evaze eteklere rastlanıyor. Detaylar çok önemseniyor. Düğme out, velcro in. Çift taraflı kullanılabilen kumaşlar, anatomik dikimler, vücudun orasına burasına bantlanan çantalar, bol miktarda fermuar ve cep...
Modanın beyinleri artık minimalizm ve süslü bebek görüntüsünün baydığını düşünüyor. Yaşamlarını geçmişin gül pembesi duvarları arasında, fiyonklar ve fırfırlar arasında hayal kurarak geçirmeyen bir sürü kadın var. Onlar bugünün normal hayatını yaşıyor. Teknolojinin her alana girmesini hayal ediyor, resesyonu farkediyor, sporla ilgileniyor, rahat olmak istiyor. Modanın fonksiyonel parçalara yönelmesi o kadar da tesadüfi değil yani. "Kadınlar özgürlük ve fantezi peşinde. Pratik ve bir amaca hizmet eden kıyafetler istiyorlar," diyor Miuccia Prada. Tek bir amaçtan bahsetmiyor; sözkonusu olan çok amaçlı giysiler. Mesela Miu Miu'nun koleksiyonunda etek ve yelek olarak da hizmet veren sırt çantası var. Benzer bir durum, Prada Sport'un defilesinde iyice göze çarpıyor: Markanın kırmızı etiketini taşıyan ergonomik tasarımlı ayakkabılar, acayip moda olan naylon ceketler... Baharlık teflonlu naylon, ultraviyoleye karşı koruyan polyester derken, anlıyoruz ki geleceğin üniformalarında kumaşa çok önem veriliyor.
Romantikler bile akımın en ateşli savunucuları olmuş durumda: Yohji Yamamoto'nun fermuarlı popo destekleri, Dolce & Gabbana'nın dizle basen arası fermuarlı ipek tekno pantolonları, Calvin Klein'in yine fermuarlı koton etekleri...
Daha abiyelere girersek: Lüksün mimarları bile bu yararlı giysilerden yana görünüyor. Louis Vuitton'un pançoları, Dior'un asker pantolonları, Helmut Lang'ın dizlikli bisiklet pantolonlarıyla takım "dirseklik çantaları"... Sadece Hüseyin Çağlayan, sırtında formika iskemlesi olan bir elbise tasarlayarak kendince, kısaca "oha" diye çevirebileceğimiz uzun bir İngilizce cümle kuruyor.
Yaşamınızı ne derece değiştirir, ne kadar kolaylaştırır bilemem ama '99' modası böyle bir şey işte... Artık otrişler bir başka bahara kaldı.


Yedim

* Ünlü marka Prada da memleketimize gelmek istiyormuş. Tek şartı Nişantaşı'nda ikamet etmekmiş. Müteşebbis dükkan sahiplerine duyurulur.

* Asgari 27 yüzyıldır kadınların en sevdiği soru: "De bana / yeryüzünde / sevdiğin biri var mı / beni sevdiğin kadar?" Sappho

* Plajyolu Şütte'nin (cevizli incir tatlısı nefis) tam karşısında Bosna lokantası; özellikle Boşnak böreğini denemeniz lazım.

* Suadiye Beymen'in arkasında kitsch cenneti Dom. Şişme koltuk, yastık saat, balon vazo... Çok plastik, çok eğlenceli. Üstelik çok makul fiyatlara...

* En moda ilaçlar: Zararlı bakteri ve toksinleri atıp vücudu kanser ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı koruyan Pomegranate, moda dünyasının mor renkli multivitamini Omnium, yeni uyarıcı, uyandırıcı Modafinil, bağışıklık sistemini güçlendiren anti oksidan enerji bombası Pycnogenol.

* Sadece katı yumurtayla haşlanmış patatesin bulunduğu günlerden zengin mönüye... Peynir tabağı gösterişli, kasap köftesi çok lezzetli. Eskinin Panayot Meyhanesi, şimdinin Tarihi Pano Şaraphanesi, Galatasaray.

* Bütün saçlar kahverengi (maalesef).