The Others Nuriş'i 'cin' çarptı

Nuriş'i 'cin' çarptı

06.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nuriş'i 'cin' çarptı

Nurişi cin çarptı


Yeraltı dünyası, Nuri Ergin'in Uşak'a nakledilmesini 'Senin cinini aldım' dediği Alaattin Çakıcı'nın güç gösterisi olarak yorumladı


       Kartal Cezaevi'ndeki mektup savaşlarının Nuri ve kardeşi Vedat Ergin'in başka cezaevlerine nakilleriyle noktalanması, yeraltı dünyasında Alaattin Çakıcı'nın gücünün göstergesi olarak yorumlanıyor.
       Yargılandığı davalar nedeniyle sık sık İstanbul'a gelmesi gereken Ergin'in, Çakıcı'ya 'dokunulmaması' nedeniyle öfkeli olduğu bildirildi.
       Nuri ve Vedat Ergin'in Adalet Bakanlığı'nın talimatı doğrultusunda önceki gün sevkedilmesiyle gözler Uşak E tipi Cezaevi'ne çevrildi. Ünlü konukları arasında "Müthiş Türk" lakaplı Halil Havar'ın bulunduğu ve 600 kişilik olan, ancak kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlünün bulunduğu cezaevinde Ergin kardeşler ayrı bir koğuşa konuldu.

Kızgın ve gergin

       Cezaevi yöneticileri yeni konuklarıyla ilgili, "Bizim için Ergin kardeşlerin diğer tutuklulardan farklı bir yönü yok" değerlendirmesini yaptı. Nuri Ergin'in adamlarıyla birlikte ayrı cezaevlerine nakledilmelerine karşın Çakıcı'ya dokunulmamasına çok kızdığı ve gergin olduğu bildirildi.
       Halen yargılaması devam eden 25'e yakın davaları bulunan Ergin kardeşlerin Uşak'a nakledilmesinin duruşmalarını olumsuz yönde etkileceğini ifade eden avukatı Tuncay Kütükoğlu, "İstanbul'daki adliyelere getirilip götürülmesi sorun olacak. Haftada 2 - 3, ayda ise 10 - 13 kez duruşmaya gitmesi gerekecek" dedi.

'Çakıcı'da nakledilmeli'

       Avukat Kütükoğlu, Çakıcı'nın ise bir ya da iki davasının bulunduğunu, Çakıcı'nın nakledilmesinin daha mantıklı olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
       "Ergin kardeşlerin nakledilmesi, kamuoyunda Çakıcı'nın etkisi olduğu yönünde bir intiba uyandırdı. Çakıcı'nın da nakil edilmemesi durumunda hukuku gereken girişimler yapılır. Bu konuda diğer avukat arkadaşımla bir değerlendirme yaptıktan sonra hukuki zeminde neler yapılması gerekiyorsa onları yapacağız. Onların dünyası bizi ilgilendirmez, ama ortada hukuka aykırı bir durum varsa biz onunla ilgileniriz. Adalet Bakanlığı yetkilileri ve cezaevi idaresiyle görüşüp bu nakilin nasıl bir gerekçeyle yapıldığı konusunda bilgi alacağız."

Firar bağımlısı

       Güvenlik güçlerini sürekli peşinden koşturan Nuriş üç kez kaçmayı başarmıştı. Ergin, ilkinde Fatih Adliyesi'nde duruşmasını beklerken, ikincisinde Özel Yaşam Hastanesi'nde tedavi görürken, son olarak da 12 Ağustos 1998'de Eyüp Adliyesi'nden firar etmişti.

Uşak'a İHD'den zayıf aldı

       İnsan Hakları Derneği (İHD) Ceza Evi Komisyonu'nun yaptığı araştırmada Uşak Cezaevinin çok kötü koşullar içinde bulunduğu gündeme getirilmişti. Hücre uygulamasının da yapıldığı cezaevinde 52 kişilik koğuşlarda 75 kişi kalıyor.
       Siyasi davalardan yargılanan kadın tutuklarının olumsuz fiziksel koşullarda yaşadıkları yer yokluğu nedeniyle zeminde yattıkları, tedavilerinini gerektiği biçimde yapılmadığı ve gardiyanlarca taciz edildikleri öne sürülmüştü.
       E Tipi Cezaevi iki katlı bina şeklinde inşa edilmiş olup, 18 koğuş ve 18 havalandırma bahçesi bulunan cezaevinde alt katlar yemekhane üst katlar yatakhane olarak kullanılmaktadır.

Cezaevinin ünlü konuğu Havar

       Uşak Cezaevi'nin ünlü konukları arasında "Müthiş Türk" lakaplı Halil Havar ve Serkan Ciminli cinayeti sanığı Ramazan Oruç bulunuyor. Uyuşturucu kaçakçılığı suçundan yattığı Hollanda'nın Leeuwerden Cezaevi'nden 198 Şubat 1991'de helikopterle kaçınca adı "Müthiş Türk"e çıkan Halil Havar iki yıl boyunca izini kaybettirmeyi başardı. İtalyan mafyasının alacağını tahsil etmek için cezaevinden kaçırdığı Havar tüm dünyada kırmızı bültenle arandı. 1992'de Türkiye'de yakalandı. Havar savcılıkca serbest bırakılınca ortadan kayboldu. Adı 1993'de Lucky - S ve Kısmetim - 1 gemisinde ele geçirilen uyuşturucun sahiplerinden olduğu iddialarla tekrar gündeme geldi. Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. 1994'te yakalandı ve tutuklandı.
       "Piç Mahmut" lakabıyla tanınan Oruç, "Adnan Hocacılar" olarak bilinen Bilim Araştırma Vakfı üyesi Serkan Ciminli'nin öldürülmesiyle ilgili davada kasten adam öldürmek suçundan 12.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
       Uşak Cezaevi'nde kayıtlara geçen tek olay ise İzmir genelevini kan gölüne çeviren çetenin lideri Muzaffer Fidan'ın eski adamları tarafından 25 Aralık 1998'de şişle öldürülmesi oldu.