The Others Öğretmenlerin hayal kırıklığı

Öğretmenlerin hayal kırıklığı

09.11.2009 - 01:43 | Son Güncellenme:

327 bin öğretmenin kadro beklediği Milli Eğitim’de Bakan Nimet Çubukçu’nun kasım ayında 10 bin kadrolu atama yapılacağı haberi, sözleşmeli olan ve yeni görev bekleyen 327 bin öğretmen açısından umut ve düş kırıklığı yarattı. Okurlar, daha fazla bilgi istiyor.

Öğretmenlerin hayal kırıklığı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, kasım ayında gerçekleştirilecek 10 bin öğretmen ataması için Maliye Bakanlığı ile yaptıkları sözlü görüşmelerde mutabakat sağladıklarını açıklayınca milliyet. com. tr’de haber, “Bu ay 10 bin kadrolu öğretmen atanacak” diye yayımlandı. Çubukçu bu açıklamayı 6 Kasım tarihli TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısı ardından gazetecilerin sorusu üzerine yapmıştı.
Türkiye, hem on binlerce öğretmen açığı hem de fazlası olan bir ülke. Ve ataması yapılmamış 327 bin öğretmenden söz ediliyor! 10 bin öğretmen atamasıyla ilgili beklenti, sözleşmeli olan ya da kadro bekleyen öğretmenlerde umudun yanı sıra düş kırıklığı da yaratmış durumda. Haberlerin “müjde” gibi gösterilmesine tepkililer.
Emine Keleş adlı okurumuz şöyle diyor:
“Atananların ‘kadrolu’ yapılacak olması mevcut sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu olmasıdır, yani bakanlık tarafından yeni bir öğretmen alımı olmayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı bir cebindeki öğretmenleri başka bir cebine aktaracaktır. Atama bekleyen yüz binlerce aday ise hevesleri kursağında kalmış bir şekilde umutlarını başka bir bahara erteleyecektir. Basın, ‘Peki atama bekleyen öğretmenlere ne olacak.?’ diye de sormalıydı.”

Sözleşmeli - kadrolu ayrımı
Nur Mortaş’ın görüşleri de şöyle: “Ben resmi rakamlara göre ataması yapılmamış 327 bin öğretmenden biriyim. Haftalardır ben ve benim gibi birçok genç, kasım atamaları ile ilgili bilgi alabilmek için hem basını hem MEB’i mail, fax ve telefon yağmuruna tutmuştur. Kasımda atanmak umuduyla birçoğumuz iş imkânlarını geri çevirmek durumunda kaldı. Birçoğumuzun psikolojisi ciddi şekilde yara aldı. Bu duruma daha fazla dayanamayıp intihar eden arkadaşlarımız bile oldu. Ancak maalesef bunca çaba, üzüntü ve stres sonunda elimize hiçbir şey geçmedi.
Sayın bakanımız kasımda 10 bin öğretmen ataması yapılacağına dair açıklama yapmıştır. Ancak bu alım bizim yaralarımızın ilacı değildir. Çünkü yapılan atama sağ ceptekini sola geçirmekten ibarettir. Ülkemizde resmi rakamlara göre 50 bin sözleşmeli öğretmen çalışmaktadır. Haklı olarak onlar da kadroya geçmek istemektedir. İşte bu atama ile sözleşmeli öğretmen olarak çalışanlara da tercih hakkı verilecek ve 10 bin sözleşmeli bu şekilde kadroya geçirilmiş olacak. Yani bir öğretmen iki kez atanacak ama ülkemizde öğretmen açığı olduğu halde atanamayan binlerce öğretmen yeni alım olmadığı için yine hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Sayın bakanımızın sözleşmeli çalışanları kadroya geçirmek istemesi sözleşmeli - kadrolu ayrımının çalışma barışını bozduğu düşüncesinden ileri gelmektedir. Peki bu ülkede ücretli öğretmen olarak asgari ücretten bile az bir bedel ile çalıştırılan öğretmenler ne olacak? Onlar çalışma barışını bozmuyor mu? Onlar da bu ülkenin eğitim fakültelerinden mezun olmadı mı?
Bu alımda kesinlikle sözleşmelilere tercih hakkı tanınmamalıdır. Sadece atanamamış öğretmenler tercih yapabilmeli, sözleşmeliler başka bir şekilde kadroya geçirilmeli ve bundan sonraki alımlar kadrolu olmalıdır.”

‘Yenilerin önü kapanıyor’
Okurumuz Ali Bayram’ın görüşleri de şöyle:
“Nimet Çubukçu 10.000 kadrolu atama yapılacağını açıkladı. Kadrolu alım demek mevcut sözleşmelilerin verilen kadro sayısı kapsamında tekrar atanması demektir. Böylece yeni atanacak öğretmenlerin önünün kapanması demektir. Ataması yapılmayan öğretmenler emeklerinin karşılığını bu şekilde mi alacaklar? Atama yapılmasını isteyen işsiz gençler atanamayacak mevcut çalışanlar sırf yerlerinden memnun değil diye onlara hak tanınacak. Atamalar yeni öğretmen alımına dayalı olmalıdır.
Bakan Çubukçu ‘Sözleşmeli çalışma adaleti bozuyor’ demiş. Peki ücretli çalıştırılanlar adalet duygusunu sızlatmıyor mu? Ağustosta bazı kontenjanlar şöyledir: Türkçe öğretmenliği: 370, Matematik: 400, İlköğretim mat: 580, Sınıf öğrt.: 2480, Bilişim:500, Rehberlik: 500 - 700 arasında bir rakam, fiziğe hiç kontenjan yok. Diğer alanlar çok komik, İngilizce birçok alanı geçerek 1100 kontenjan, Anaokulu 15 gün arayla 14.900 kontenjan almıştır. Bakanın adalet duygularına arz ederim.”

Haberin Devamı

OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ:
Geçen hafta hekimlerin mitingine yer verilmeyişi nedeniyle, kitle örgütlerinin sorunlarına eğilmenin Milliyet’in sosyal kimliği ve sorumluluğunun gereği olduğunu belirtmiştik. Öğretmenlerin ‘atama’ sorununu da bu bağlamda değerlendiriyoruz. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda yaptığı açıklamaların kadro bekleyen 200 bini aşkın öğretmen nedeniyle haber değeri yüksektir.
Önümüzdeki günlerde de gelişmelerin haber sayfalarımızda daha geniş biçimde işleneceği açıktır. Milliyet, 25 yıldır eğitimde uzmanlaşmış Abbas Güçlü’nün yazarlığı, sınav ekleri ve eğitime verdiği önemle öteki gazetelerden zaten farklı bir yerdedir. Bu öncü rolün devam edeceğini görüyoruz. Öğretmenlerle ilgili haberler de buna dahildir.