The Others Okumak istiyoruz

Okumak istiyoruz

05.11.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Okumak istiyoruz

Okumak istiyoruz


17 Ağustos depreminden sonra eğitime rötarlı başlanan okullarda, kaybedilenlerin hüznü ve okullu olmanın sevinci bir aradaydı.


       Tüm ülkeyi yasa boğan Marmara depreminin ardından depremzede öğrenci ve eğitimciler, yeni öğretim yılına hüznü ve sevinci bir arada yaşayarak girdi. Adapazarı'ndaki okullarda, hayatını kaybeden öğrencilerin acısı ile olanaklar sınırlı da olsa okullu olmanın buruk mutluluğunu hissetti tüm öğretmen ve öğrenciler.
       Birçok eğitim kurumunda kara tahta, kitap, kırtasiye gibi malzemeler eksik olduğundan şu anda sadece eğitim yapılabiliyor. 55 - 60 kişilik çadır sınıflarda öğrenciler, sohbet ederek ve yazdıkları tatil anılarını arkadaşlarına okuyarak eğitim görüyor. Tatil anılarının değişmez temasını ise deprem gecesi ve sonrasında yaşananlar oluşturuyor. 17 Ağustos gecesi enkaz altında kalan ve daha sonra kurtarılan 10 yaşındaki Sena Kıv gibi birçok minik öğrencinin tek tatil anısı, deprem.
       Okulların daha erken açılması gerektiğini, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'nın geç kaldığını savunan aileler ise "Depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri bu yolla daha kısa sürede atılabilirdi. Bu konuda sorumsuzluk ve ilgisizlik var" dedi.
       5. sınıfa giden oğlunun her gece uykusundan sıçrayarak uyandığını, tuvalete bile tek başına gidemediğini söyleyen Ahsen Gülpınar, eğitime daha erken başlansaydı çocukların bu psikolojiden daha kolay kurtulabileceklerini savundu.

Ek puan isteği

       Deprem bölgesindeki en önemli sorunların başında; nitelikli öğretmenlerin il dışına tayini, eğitim için gerekli altyapı eksikliği, Anadolu ve fen liseleri sınavı ile üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin sınav maratonunda diğer bölgelerdeki öğrencileri takipte karşılaştıkları güçlükler geliyor.
       İçinde bulundukları psikoloji ve çadırlardaki olumsuz yaşam koşulları nedeniyle ders çalışamadıklarını belirten öğrencilerin, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu'ndan (YÖK) istekleri, ÖSS ve Ortaöğretim Kurumları Sınavı için depremzede öğrencilere farklı statü tanınması. Bunun için kendilerine ek puan verilebileceğini ya da ayrı bir sınav yapılabileceğini söyleyen Adapazarı Mithatpaşa Lisesi son sınıf öğrencisi Şule Kozallık, ÖSS için diğer şehirlerdeki öğrencilerden oldukça geride kaldıklarını söyledi.
       Babası da öğretmen olan Şule, "Yaklaşık 2.5 aylık bir gecikme sözkonusu. Müfredatlar verimli değil. Pekçok branşta öğretmen eksiği olduğundan ders yapamıyoruz. Çoğumuz çadırda kaldığımızdan derslere adapte olamıyoruz. ÖSS için özellikle ilçelerde form bulamamış arkadaşlarımız var. Sorunlarımıza duyarlılık göstermeleri için milletvekillerine mektup yazdım. Lütfen sesimizi duysunlar" dedi.
       Anadolu ve fen liseleri sınavlarına hazırlanan Miraç Sungur, Merve Duman ve Haluk Heybet ise depremzede öğrencilerin diğer bölgelerdeki öğrencilerle aynı sınava girmesinin büyük haksızlık olduğunu belirtti. Dersane olanaklarının yok denecek kadar az olduğunu söyleyen öğrenciler, sınav maratonuna çok geriden başladıkları için başarılı olmalarının zor olduğunun altını çizdiler.

Öğretmenler dertli

       Deprem bölgesinde binbir fedakarlıkla eğitimi aksatmadan görev yapmaya çalışan öğretmenlerin ise maddi ve manevi birçok sıkıntısı bulunuyor. Henüz kendileri depremin şokunu atlatamayan öğretmenler, böyle bir ruh hali içinde öğrencilere yardımcı olmalarının güç olduğunu belirttiler. MEB'in öğretmenlere psikolojik destek sağlayıp, güvenlerini artıracak yönde seminer programları düzenlemesini isteyen Adapazarı Eğitim - Sen Şube Başkanı Mustafa Ecevit şöyle devam etti:
       "Bölgedeki eğitimcilerin maddi manevi birçok sorunu var. Konut sorunu bunların başında geliyor. Öğretmenlerin kalacak yer sorunları çözümlenmediği gibi zorunlu tasarruf ve konut fonu paraları da ödenmedi. 50 milyon gibi oldukça düşük miktarda deprem yardımı veriliyor. Üstelik bu miktar ilçelerde daha da az. İnsanların geleceğe dönük projeleri bozuldu. Aileler parçalandı. Birçok aile çocuğunu okutmak için başka şehirdeki akrabalarının yanına gönderdi. Bunlar arasında öğretmenler de var tabi ve bu bizleri olumsuz etkiliyor.
       Müfredat konusu da önemli. Özel bir program olmalı bu konuda. Gerekli olan dersler verilmeli. 6 Kasım'da Adapazarı'nda 40 sivil toplum örgütünün katılacağı bir mitingle sesimizi duyurmaya çalışacağız."
       Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı'nın bölgedeki önlük, kırtasiye ve kitap ihtiyaçlarının karşılandığını belirten açıklamalarına rağmen birçok okula adı geçen malzemelerin ulaşmadığı belirtiliyor.