The Others Önce diplomasi

Önce diplomasi

17.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Önce diplomasi

Önce diplomasi

       MARMARA Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cengiz Okman, Milliyet'e yaptığı açıklamada Ortadoğu'daki yeni dengeler Türkiye - Suriye krizinde Türkiye'nin avantajlı konumda olduğunu ancak bundan sonraki adımını diplomatik yönde atması gerektiğini belirtti.

       Suriye - Türkiye ilişkilerinin birden gerginleşmesi ile ilgili pek çok tez ileri sürüldü. Akla gelen ilk soru, neden şimdi?

       Okman: İki ülke arasındaki huzursuzluk birden parlamış gibi gözükse dahi bu tam manası ile doğru değil. Suriye ile gerginlik sadece PKK'dan ve bölücü örgütün lideri Abdullah Öcalan'ın Şam'da saklanmasından kaynaklanmıyor. Kuzey Irak'ta ABD desteğini alan bir federe Kürt devleti kurulması fikrinin gündeme gelmesi ve bu sebeple iki Kürt lider Barzani ve Talabani'ye el sıkıştırılması Kürt sorununa ivme kazandırdı. Bu konu Türkiye'nin dışında yaşanan bir takım gelişmelere gebe. Türkiye'nin bahsi geçen gelişmelere taraf olabilmesi için bölgede ağırlığını hissettirmesi ve olaylara seyirci kalmayacağını göstermesi gerekli. Türkiye, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı yaptığı operasyonlarla Suriye'ye de benzeri bir müdahale yapılmasının kapısını da araladı. Türkiye'nin, Avrupa'da siyasi, Kuzey Irak ve Suriye'de ise teröre dayalı cephelerde mevzilenen PKK'ya karşı sınırları dışında bir atakta bulunması meşrulaşmış durumda. Bu gerginlik aniden alevlenmiş değil. Yalnızca Kuzey Irak'la ilgili gelişmeler beklenenden hızlı geliştiğinden Türkiye de hızlı davranmak durumunda kaldı.

       Gerginlikte Türkiye'nin tek hedefi yalnızca Kürt sorunu mu?

       Okman: Hedefin sadece Suriye yada PKK olmaktan çok, kanayan bir yara olan güney sınırımızın bütününün güvene kavuşturulması olduğu söylenebilir. Güney sınırından kaynaklanan sorunlar, Türkiye'ye Batılı ülkeler nezdinde prestij kaybettirmekte. Öcalan gibi şahısların feda edilmesi gerçekte Suriye için fazla büyük bir sorun teşkil etmeyecek. Neticede şahıslar feda edilebilir ya da kolaylıkla başka yere taşınabilirler. Asıl problem, Suriye'nin Türkiye'ye karşı muhalif güç olma politikası ve PKK'yı bu sebeple piyon gibi kullanması. Türkiye'nin sert çıkması ile beraber Suriye, olumsuz Türkiye politikasını yumuşatmak durumunda kalacak ve PKK'ya olan desteğini gözden geçirecek.
       Söz konusu olan konu toprak sorunu gibi iki tarafın kozlarını askeri olarak paylaşacağı bir konu değil. Türkiye'nin haklı olduğu pozisyondan haksız konumuna düşmemek için, diplomasi kartını da oynaması gerekli. Suriye'nin geri adım atmasıyla beraber Türkiye bir taşla iki kuş vuracak. Böylelikle, Suriye'nin ileri sürdüğü su sorunu, Hatay gibi konular rafa kalkacak. Türkiye'nin Ortadoğu'nun Kuzey kuşağındaki ağırlıklı konumu belgelenecek ve güney sınırı rahatlayacak. Avrupa'nın "arka bahçemiz" gözüyle baktığı Ortadoğu'daki yeni güç dengelerinde Türkiye'nin konumu güçlenecek. Zaten Batılı ülkelerin de bu kriz esnasında olumsuz bir tavır takınmamaları da bu gelişmeleri onayladıklarını kanıtlamakta. Bu sebeple şu an Suriye konusunda yaptığı ani çıkışla avantajlı durumda bulunan Türkiye'nin bir sonraki kartını iyi seçmesi gerekir.

       Ortadoğu'da dengeler nasıl şekillenecek?

       Okman: Bir kere en önemli konu Filistin devleti. Bu devletin kurulabilmesi ve barış sürecinin sonuçlanabilmesi tüm dengeleri olumlu yönde değiştirecek. Ortadoğu, Avrupa ve Batı dünyası için elzem olarak nitelenebilecek derecede önemlidir. Neticede global entegrasyonda jeopolitik bakımdan Ortadoğu, Avrupa'nın yakınında. Türkiye ile İsrail konusunda ise askeri yardımlaşmanın daha ziyade niyeti belli etmek açısından önemli olduğu ve bunun dışında iki ülkeye de vazgeçilmez somut askeri getiriler sağlamayacağı ortadadır. Irak ve Suriye gibi problemli devletlere karşı Türkiye gücünü göstererek bölgede ağırlık sahibi olduğunu kanıtlamıştır. Şimdi ise sıra asıl problemlerin çözümü için diplomatik mücadelede, bu şekilde Türkiye sadece Suriye konusunda değil Ortadoğu konusunda da kazanan taraf olabilir.




Yazarlar