The Others ‘Önyargısız basın şart’

‘Önyargısız basın şart’

22.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Önyargısız basın şart’

‘Önyargısız basın şart’


Halk habere yorum karıştırılmasını dürüstlüğe aykırı buluyor


       ABD'de basın, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş ölçüde bir "iç hesaplaşma" yaşıyor. Okur ve izleyicinin medyaya güvenindeki düşüş, birçok meslek kuruluşunu yeni arayışlara zorluyor. Amerikan Haber Editörleri Derneği'nin (ASNE) geniş kapsamlı "İnandırıcılık" raporunun özetini geçenlerde aktarmıştık. Yeni bir araştırma da, merkezi New York'ta bulunan sivil toplum örgütü Freedom Forum tarafından, "Özgür Basın / Adil Basın" başlığıyla yayınlandı. Örgütün başkan yardımcısı Robert F Giles, geçen ay sonunda Montreal'de düzenlenen Basın Ombudsmanları Örgütü (ONO) Konferansı'nda yaptığı konuşmada, medyada güven açısından en önemli konunun "dürüstlük" ile ilgili olduğunu belirtti ve 10 temel "dürüstlük sorununa" ilişkin bulgularını da ilk olarak bu toplantıda açıkladı. Giles'ın konuşmasının kısa bir özetini sunuyoruz:
       Giles: "İnsanların basına güvenmesi için, herşeyden önce, basının adil ve dürüst olduğuna inanmaları gerek. Bu sadece ABD'ye değil, dünyaya ait bir sorun. 1998'den beri Avrupa, Güney Afrika ve Asya'daki uluslararası medya toplantılarına gazeteciler, medya görevlileri ve hükümet liderlerini davet ettik; bölgelerindeki basın icraatına "dürüstlük" açısından bakmalarını istedik. Tartışmalar, ABD ile diğer demokrasilerdeki basın özgürlüğü anlayışının ne kadar farklı olduğunu gösterdi. Taraflı medyanın bulunduğu ya da medya sahiplerinin içerik üzerinde etkili olduğu ülkelerdeki meslektaşlarımız, dürüstlük konusuna değişik bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar.
       Asıl sorun, haber kuruluşlarının tek tek tarafsız olup olmaması değil, farklı görüşlerin ve bakış açılarının bir bütün olarak ele alındığında dürüst bir basın olgusuna katkıda bulunup bulunmadığıdır.
       Farkettiğimiz şu: Her insanın kafasında değişik bir "dürüstlük" kavramı var. Yanlış bilgiler, eksik haberler, karmaşık konuların özünü kavrayamamak, önyargılar, habere hak ettiği ölçüde yer vermemek, düzeltmeler konusundaki kurumsal çekingenlik, bazı haberlere gazetenin hiç yer vermemesi, haber yazma sürecindeki hoyratlık ve duyarsızlık, dedikoduların haber yapılması, isimli kaynaklara yer vermekten kaçınmak gibi olgular, basının "dürüst olmaması" bağlamında bize sunulan örnekler.
       Cehalet, küstahlık, sansasyon, önyargı, şiddete aşırı yer verme tutkusu ve özel hayatın ihlali gibi, gazetecilere ilişkin bireysel davranış bozuklukları da halkın "basın dürüst değil" yargısına varmasında etkili oluyor.
       Gazetecilerin yanlış davranışlarının halk nezdinde "dürüstlükten yoksunluk" olarak değerlendirildiğini gördükten sonra medyaya güven konusunun, tahmin edilenden daha büyük bir sorun olduğunu gördük.
       Şu sonuca varmak makul olacaktır: Gazeteciler eğer halkın basında "gayrı dürüstlük" nedeni olarak gördüğü sorunlara çözümler üretebilirse, medyaya güven gelişecektir."

Kaynak gösterilmemesi tepki çekiyor

       Freedom Forum'un başkan yardımcısı Giles'in "gayrı dürüstlük" olarak tanımladığı 10 temel nokta şöyle:

       1. Anlatımda ve dil kullanımında elitizm ve "küçümseme"
       Halk kimi muhabirlerin kendilerini "halkın üzerinde" gördüğü kanısında. Süslü cümle ve yabancı kelimeler içeren haberlere önyargıyla bakılıyor, bu haberlerin doğruluğundan kuşku duyuluyor. Özellikle haberin konusu hakkında bilgi sahibi olan okurlar, "bu konu hakkında dürüst değillerse kimbilir başka neler hakkında da dürüst değiller" kuşkusuna kapılıyor.

       2- Habercilikte cehalet ve yetersizlik
       Birçok kesime göre haberler konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan, "cahil" muhabirler tarafından ele alınıyor. Teknik konulardaki habercilikte bilgi eksikliği her düzeyden, kesimden okur tarafından eleştiriliyor.

       3. Kimliği belirtilmeyen kaynaklar
       Kimliği belirsiz kaynak kullanımı, devamlı tartışılan bir konu. Halka göre belirsiz kaynakların gazetecilikte odak noktası haline gelmesi Clinton - Lewinski skandalında ortaya çıktı. Ankete katılanların yüzde 70'i "belirsiz" kaynakların haberlerde kullanılmasını uygun bulmuyor.

       4. Haber toplama yöntemindeki duyarsızlık
       Halk, medyanın, muhabirlerin sorularıyla başa çıkmaya hazır olmayan sıradan kişilerin sırtından "haksız avantaj sağladığını" düşünüyor. Trajik bir olayla karşı karşıya kalmış, medya tecrübesi olmayan insanların "mağdur edildiğini" düşünüyor ve "mağdurlara" büyük bir sempati besliyor.

       5. Olumsuz haberler, ideolojik önyargılar, "editoryal saptırma"
       Haber kuruluşlarının "olumsuz" habercilik yönünde eğilimi olduğuna dair inanç, önemli bir kaygı konusu. Halk, basının uç görüşlere bol yer verip ortadaki "ılımlı" görüşlerin gözardı edilmesinden rahatsız. Gazetecilerin toplumdaki yanlışlıklar konusundaki "dargörüşlü" tutumu da sert yakınma konusu. Habere yorum karıştırılması da "dürüst olmamak" olarak algılanıyor.

       6. Hatalı bilgi ve gerçek dışı haber
       Halk yazım ve imla hatalarının, yanlış isim ve adreslerin ve benzeri hataların basının inandırıcılığıyla yakından ilgili olduğunu düşünüyor. Hataların yer alması, basına olan kuşkuları besliyor.

       7. Hataların kabulünde ve / veya düzeltme yayımlamadaki isteksizlik
       Gazetelerin çok fazla hata yaptığı, ama hatalarını tam olarak ve zamanında düzeltmeye isteksiz olduğu yaygın bir görüş. İnsanlar, görülen hata sayısı kadar düzeltme ve açıklama görmek istiyor.

       8. Yanlış haber kurgusu ve "bu haber değil" fikrine direnç
       Halk, yazacağı haberin önemine "aşırı güvenen" muhabirlerden yakınıyor. Eğer muhabir bir şeyler yakaladığını düşünüyorsa, ona ortada bir "olay olmadığını" göstermek için çok zorlu bir uğraş vermeniz gerek. Ortaya yeni gerçeklerin çıkması veya olayın değişik bir boyut kazanması bile muhabirlerin koşulların değişmesine duyarsızlığını etkilemiyor.

       9. Kültürel önyargı, duyarsızlık, ırkçılık
       Hem sivil toplum liderleri hem de vatandaşlar ırk, cinsiyet, yaş, etnik kimlik, ekonomik ve sosyal sınıf, cinsel tercih konularına ilişkin haberlere gazetelerde yeterince yer verilmemesinin yanlış düşüncelere yer açtığını belirttiler. Azınlıklar ve siyahlar bu şikayetlerin başını çekiyor.

       10. Haber toplama ve yazımına yeterli zaman ayrılmaması
       Gazetelerde "iyi haberler" yerine sadece yanlış, tuhaf, şiddet içerikli haberlere yer verilmesi yakınma konusu.