The Others Pazartesi yazıları

Pazartesi yazıları

21.01.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Pazartesi yazıları

Pazartesi yazıları

Pazartesi yazıları

MEHMET Ali Erbil evladıma hanımla pek bir üzüldük. Çok yordu kendini. "Ayol bey, şu çocuk bir dakika durmaz mı, gözüm yoruldu" diye hep söylerdi hanım, "Çarkıfelek"i izlerken. Ah evladım ah, ne zorun var bunca telaşa? Önce sağlık... Para - pul, şan - şöhret unutulur gider. Düşmeye gör, kimse bakmaz yüzüne. Şimdi herkes peşinde. Aman iyileş evladım, seni özledik. Bundan böyle öyle çok zıplama ama.

İSMAİL Türüt, ne zaman görsek hep ter içinde. Horon tepip duruyor. Neşesi yerinde. Ama öyle ter içinde izlerken rahatsız oluyorum. Evladım, biraz kilo versene, yusyuvarlak olmuşsun.

BRT'de Türk Sanat Musikisi programı var cumartesi akşamları. Hanımla ruhumuz dinleniyor. Katır kutur konuşan, bağıra bağıra türkü söyleyenlerle dolu televizyonlar. BRT'deki çocuk temiz yüzlü, sular seller gibi okuyor. "Aman" diyoruz, arada sırada da olsa böyle huzurlu programlara rastlıyoruz.

"NEDİR şu gençlerin hali" dedi hanım. Hani şu birbirini gözetleyenlerin programı... Çoluk çocuk sahibi hanımlar bile katılıyorlar. "Ayol sizin ne işiniz var, otur evinde, hiç böylesini de görmedim" diyor hanım. Uzun sarı saçlı biri var. Pek bir sinirliydi, başını filan da mı vurmuş acaba? Bant koymuşlar. Benim bildiğim o da çoluk çocuk sahibi... Baktım, ayılıp bayılıyor. Hiç işin gücün yok mu be evladım? Çocuğun yaşındakilerle muhatap oluyorsun. Yok efendim o oğlan o kızla elbirliği yapmış, tuzak kurmuş. Çıksın karşıma "Ateş Hattı"nda konuşalım filan... Üstüme iyilik sağlık... Ünlü olacağız diye ne hallere düşüyorlar. Pek bir musibet bir şey bu ünlü olmak. "Hiç işim olmaz, üç kuruş para alacağım diye böyle rezil rüsva olmak" dedi bizim hanım. Tövbe tövbe... Sanki onu çağıran vardı da. Bu yaşa gelmiş hala kıskanıyor. Tabii ona bir şey demedim.

KEREM evladım ile Sibel kızım pek bir yakışıyorlar. Hülü'nün programında şiirler şarkılar söylediler. Anlaşılan hep programlarda bir araya geliyorlar. Gül gibi kız, aslan gibi oğlan... Bir de güzel mi güzel çocukları var. Ayol bir yastıkta kocamak varken ne diye böyle zora sokarsınız?

"BU kızın sesi güzel de pek bir bağırıyor" diyor bizim hanım. Sözünü ettiği Sertab kızımız. Beyazıt evladımın programına katıldı bu hafta. Hanım, göbek atmasını da pek bilmediğini söylüyor. "Atacaksan doğru düzgün at, rahmetli Adile Naşit'i seyretmez mi bunlar" demez mi! Bizimkine bu akşam bir haller olmuş. Sanki çağırsalar gidip çıkacak televizyona. Sana ne elalemin göbek atmasından be kadın. Neyse bunu da tabii içime attım, söyleyemedim.





Yazarlar