Pires bey ve hanımlar

  ‘Kim 500 Milyar İster’ yarışması açılışı medyamızın güzide temsilcileri ile yaptı. Kazandıkları parayı bir hastaya verecekleri açıklandı. Toplumsal bir sorumluluk ta üstlenmiş oldular böylece.

  Yarışmacılar gazeteci olunca Kenan Işık’ın karizması biraz söndü. "Emin misiniz?" şablonuna vatandaş tereddüt gösteriyordu. Tabii bu da yarışmayı heyecanlı kılıyordu. Ama kaçın kurrası gazeteciler olunca öyle "emin misin" filan numarası olmadı. Kimi baştan "eminim" dedi. Kimi "Kenan ağbi bırak bu havaları" şeklindeydi (Mehmet Ali Kılıçbay mesela).

  "Görünen" olmak ya da "görünen" olanı yazmak...Bu yazılı basının yeni yazar tipi ile de örtüşüyor. Can Ataklı "bir kanal ve bir gazetede yazı yazdığını" söyledi. Reklam olmasın diye adını vermedi! Bu durumda zaten sizi yakında bütün Türkiye tanıyacak sayın Ataklı merak etmeyin.. Bir de Mehmet Ali Kılıçbay bu konuda çok istekliydi. Yani görünür olmak. Mesela bir soruda joker olarak Hıncal Uluç’un adını vermesi "görünürdeki kişi"leri referans olarak vermenin bir göstergesi değil miydi? "Aaaa Hıncal Beyi tanıyormuş" durumu.

  Mehmet Ali Kılıçbay yarışmacılardan gazeteci Oral Çalışlar’ın çalıştığı Cumhuriyet gazetesine de gönderme yaptı!" Sizin gazete de özelleşiyor" dedi... Globalleşen dünyanın özgür, sınır tanımaz biraz ukala ama bilgili, internete, bilgisayara, silikon vadisine açık aydın prototipinin güzel bir örneğini izledik...

  Star’da Galatasaray’ın maçını izledik. Galatasaray ve maçı anlatan arkadaşımızı bizi çok yordu. Biri ayakları, diğeri çenesi ile...

  Maç sonrası değerli spor yazarlarının muhteşem yorumları vardı. Aydın Özdalga Star’ın spor yayınları bölümü sorumlusu olarak konuştu. Niye konuşmasın? Türkiye’de her köşe yazarının zaman zaman çok önemli maçlarda görüşlerine başvuruluyorsa Aydın Özdalga da spordan sorumlu müdür olabilir, yorum da yapabilir.