The Others Porno endüstrisi giderek "normalleşiyor"

Porno endüstrisi giderek "normalleşiyor"

04.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Seksi seks danışmanı

Porno endüstrisi giderek normalleşiyor




Porno endüstrisi giderek normalleşiyor

Porno yıldızı Julie Strain yeni şovunda elinde kırbaçla, cinsel problemleri olan çiftlere yardımcı oluyor. Sinemanın vahşi dünyasına son katkılarınız nelerdir?
Roger Cormans'ın "Millennium Queen" adlı filmine başlıyorum. Film 2050 yılında geçiyor ve ben bir "zevk verici" rolündeyim. Silahlı bir rahibeyi canlandıran Shannon Tweed'le oynadığım "The Rowdy Girls"te ise çevresine dehşet saçan kamçılı bir kız rolündeyim. Bundan başka bu bahar Andy Sidaris'le birlikte rol aldığım altıncı filmim çekilecek: "Hawaii Spy". "The Independent" ise oldukça önemsediğim, daha önce oynadığım türdeki filmleri alaya alan ve kariyerimdeki en dikkat çekici filmlerden biri. "High Heels on a Lady" (Leydi'nin Yüksek Ökçeleri), "Midnight Heat" (Gecenin Sıcaklığı), "Blond Heaven" (Sarışın Cennet), "Blood Surf" (Kan Sörfü) gibi seks unsurları barındıran yüzü aşkın filmde rol aldınız. Bu süreç nasıl devam edecek?
1993 Yılında Penthouse beni Yılın Gözdesi seçtiğinde 31 yaşındaydım. Bu sonuca ulaşmak için çok çaba sarfettim. Pornografiye fazla bulaşmayan ve - kendileri istemedikçe - kimsenin incinmeyeceği bir film yapmak istiyorum. Şunu da eklemeliyim ki, lezbiyenlikle ilgili sahnelerden asla kaçınmıyorum. Zira bu, modern hayatın bir parçası. Playboy TV'de Sex Court için yartığınız şovlarla ilgili neler söylemek istersiniz?
Jerry Springer'la yaptığım Judge Judy oldukça etkili bir çalışmaydı. Karşı karşıya olduğu çiftlerin büyük cinsel problemlerine sivri dili ve kırbacıyla yardımcı olmaya çalışan bir yargıç rolündeyim. Birkaç yıl kadar önce attan düşüp başınızdan yaralanmıştınız. Sanırım bu kaza size uykusuzluk hastalığı gibi önemli bir zarar verdi. Julie Strain'in hayatında neler değiştirdi bu kaza?
Hayatım bir ev kadınınınkine benzedi. Kocamın etkisi arttı. Hastanedeyken ziyaretime gelen kimseyi tanıyamıyordum. Kendime geldiğimde yepyeni bir insan oluvermiştim. Artık kendi hayatımın patronuydum. Uzun vadeli planlarınız var mı?
Yaptığım işten emekli olabileceğimi düşünüyorum. Sanırım Susan Sarandon tipi rollere doğru bir dönüş olacak. Hollywood'daki çoğu meslektaşınızı altedecek biri olduğunuzu düşünüyorum. Siz kimlerle çekişiyorsunuz?
Kadınlar mı? Gabrielle Reece ya da Elle Mac Pherson. Benimle başa çıkacak insanın şöyle gösterişli, uzun boylu ve atletik olması gerek. Erkekler ise oldukça zorlu ama ben Leonardo Di Caprio ya da Ben Affleck gibileri de kolayca haklayabilirim. Warren Beatty'nin başrolünü oynadığı Bugsy'de figürasyon yaptığınızı okumuştum.
Warren oldukça sevimli ve çevresine neşe saçan bir insan. Film setinde onca figüran varken her fırsatta yanıma gelip gülümser ve çevremde dansederdi. Kız arkadaşı Stephanie Seymour ve Anette Bening de orada bulunuyorlardı. Hollywood'da başka neler var?
"Thelma ve Louise"te Geena Davis'in dublörlüğünü yapıyordum. Bir gün yönetmenin beni sete neden çağırmadığını merak ettim. Geena Davis'in Brad Pitt'le bir aşk sahnesi vardı. Geena sanki onu sadece kendi için istiyordu. Son olarak söylemek isteyeceğin?
Çok yükseklere tırmanmak istiyorum ve iddialıyım. Eğer ümidinizi yitirirseniz yarı yolda kalırsınız. Ben bu yolda her şeyi göze alıyorum. Su testisi su yolunda kırılır...
Porno endüstrisi giderek normalleşiyor


Sadece ABD'de porno kasetlere bir yıl içinde 1.5 trilyon TL'den fazla para harcanıyor. Zengin koca arayanlara duyurulur.

Pornonun popüler kültüre etkisi artık yadsınamayacak bir seviyeye geldi. Ünlü Amerikalı DJ Howard Stern'ün şovlarındaki lezbiyenlik maskaralıkları, Madonna kliplerindeki sado - mazo çağrışımlar, seks kraliçesi Jena Jameson'ın sık sık televizyonda boy göstermesi, porno ve günlük hayat arasındaki çizginin giderek belirsizleştiğini gösteriyor. Endüstri düşündüğünüzden çok daha büyük. Amerikalılar porno video kaset almak ve kiralamak için yılda 4.2 milyon dolar (1.5 trilyon TL'den fazla) harcıyor. Bunun bir rekor olduğunu hatırlatalım.
"İnsanlara bu işin içinde olduğunuzu söylediğiniz zaman otomotikman pislik içinde yaşadığınızı düşünüyorlar," diyor Vivid isimli bir film şirketine bağlı olarak çalışan Bobby Vitale. "Sektörün ne kadar büyük olduğundan haberleri yok."
Vitale'e ve hayatlarını seks ticaretinin çeşitli branşlarından kazanmaya çalışan birçok erkek ve kadına göre porno kazançlı bir iş kolu. Ama aynı zamanda damgalayıcı, yalnız ve sert.

Porno endüstrisi giderek normalleşiyor
25 yaşında bir stiptizci ve aktris olan Sana Fey insanlara işinden bahsettiği zaman aramaktan vazgeçiyorlarmış. Çalıştığı striptiz ekibiyle gittiği turneler nedeniyle 6 yaşındaki kızından bazen haftalarca uzak kaldığını söylüyor. Ve herhangi bir duygusal ilişkisi olmayan erkeklerle beraber olmak onun normal bir hayat sürmesine en büyük engel. Diğer "gece kuşu" aktrisler gibi davranmıyor Sana Fey. Aşırılıkları yok. İçinde bulunduğu sektöre kariyerist bir bakış açısıyla yaklaşıyor. "Benim için çok iyi oldu," diye konuşuyor. Kızıma iyi bir hayat sağlıyorum. 25 yaşındaki birçok insandan daha fazla kazanıyorum." Kokain dolu geceler ve bitkin günlerden uzak durup akşam 8 civarında yatağa giriyor. Böylece sabah erken kalkıp jimnastik salonunda çalışıyor. İşi olmadığı günlerini de kızına ayırıyor. Bu disiplini sayesinde birçok kadından daha uzun bir süre sektörde tutunmayı başarmış.
Yani hayatı 21 yaşındaki Mandi Frost'unkinden çok farklı. Frost piyasaya hızlı - ama kolay olmayan - bir girişten sadece 6 ay sonra yorgun ve hayal kırıklığına uğramış biri olarak çıkmış. "Hayat boyu şehvet" sloganıyla yola çıkıp düzinelerce film yaptıktan sonra bu işin kendisine göre olmadığını anlayanlardan sadece biri.
Frost sektördeki kadınların pek azının kameraya yansıdığı kadar tatmin edici bir hayat sürdüğünü söylüyor. Şehvetli, çekici ve işini bilen oyuncular filmlerin satmasını sağlıyor ama karın büyük bölümü yapımcıların cebine iniyor.
Son otuz yıldır porno filmlere eskisi gibi şüpheli ve kanun dışı bir şey olarak bakılmıyor. Elbette ki asla bir Disney filmi kadar ahlaki bulunmayacaklar ama bu da bir gelişim olarak nitelendirilebilir. "Artık 'dışarda' değiliz," diyor aktör Bill Margold. "Birisi bizi görmek istemediği zaman televizyonunu kapatmakla yetiniyor."