The Others Randevulu teslim ipten döndü

Randevulu teslim ipten döndü

25.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Randevulu teslim ipten döndü

Randevulu teslim ipten döndü


Hizbullah davasında idamı istenen Abdülaziz Tunç, pişmanlıktan yararlandı ve tahliye oldu. Tunç, karardan önce 'her zaman yardıma hazırım, mağdurum' dedi


       Terör örgütü Hizbullah adına faaliyetlerde bulunmaktan idam istemiyle yargılanan ve örgütün ilk itirafçısı olan Abdülaziz Tunç tahliye edildi. Diyarbakır 3 nolu DGM'deki dünkü duruşmada tutuklu sanıklardan Abdülaziz Tunç hazır bulunurken öteki tutuklu sanık Gazi Kavan ise katılmadı.
       Mahkeme heyeti, İçişleri Bakanlığı'na Pişmanlık Yasası ile ilgili yazılan yazının cevabının geldiğini belirterek, yanıtın olumlu olduğunu açıkladı. Heyet, cevabı sanık Tunç'a tebliğ ederek dosyasına koydu.
       Mahkeme başkanı, bir süre önce Mardin'de sanık Tunç'un yer göstermesi sonucu bir evin bahçesinde yapılan kazı çalışmalarında çıkarılan ve Adli Tıp Kurumu'na gönderilen kemiklerle ilgili raporun geldiğini ve rapora göre iskeletin 40 yaşın üzerindeki bir erkeğe ait olduğunu, kesin ölüm tarihinin ise belirlenemediğini belirtti.
       Mahkeme, ayrıca, tanık olarak dinlenmesine karar verilen Hizbullah terör örgütünün sözde üst düzey sorumlularından olan Edip Gümüş'ün ise güvenlik güçlerine yardımcı olduğundan duruşmaya getirilmediğini bildirdi. Söz alan Tunç, gelen cevaplara bir diyeceği olmadığını belirterek şunları söyledi:
       "İçişleri Bakanlığı'nın pişmanlık başvurumla ilgili yazısına aynen katılıyorum. Mağdurum, her zaman yardıma hazırım; tahliyemi talep ediyorum. Okunan Adli Tıp Raporu'na bir diyeceğim yoktur. Benimle bağlantılı değildir. Ancak bahsi geçen olayda benim sığınakta sorguladığım şahıs 23 - 24 yaşlarında bir erkekti. Daha sonra, akıbetiyle ilgili bilgim olmadı."
      

Savcının istemi

       Savcı da, Tunç'un Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak için yaptığı başvurunun kabul edildiğine ilişkin İçişleri Bakanlığı yazısına ve Adli Tıp Raporu'na bir diyecekleri olmadığını belirterek, "İçişleri Bakanlığı'ndan gelen cevabi yazıya göre, sanık Abdülaziz Tunç'un güvenlik güçlerine yardımcı olması nedeniyle tahliyesine, sanık Gazi Kavan'ın ise mevcut delil durumuna göre, tutululuk halinin devamına karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
       Mahkeme heyeti kısa bir aradan sonra, Tunç'un, İçişleri Bakanlığı yazısı üzerine atılı suç vasfının değişme ihtimali ve tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak, mağduriyetine neden olmaması için tahliyesine, sanık Kavan'nın tutukluluk halinin devamına ve tanık Edip Gümüş'ün dinlenmesi için duruşmanın ertelenmesine karar verdi.
       İddianameye göre, Abdülaziz Tunç, TCK'nın 146. maddesi gereğince idam cezası istemiyle yargılanıyordu.

Kravatla girdi pişmancı çıktı

       Hizbullah örgütünden 1998'de ayrılmaya karar veren Abdülaziz Tunç, 12 Mart 1999 günü Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nü telefonla arıyor. Kendisini tanıtarak Hizbullah örgütü hakkında bilgi vereceğini söylüyor.
       Telefona çıkan görevli memur, "İstihbarat Şubesini ara" diyerek başka bir numara veriyor.
       Tunç, bu kez İstihbarat Şubesi'ni arayıp teslim olmadan önce bazı bilgiler vermek istediğini belirtiyor. Mardin'deki bilgisayar merkezli örgüt evinin adresini veriyor. Sığınakların işaret noktalarını bildiriyor.
       Aradan üç gün geçiyor ve 15 Mart 1999 günü Tunç, yeniden emniyeti arayıp "Verdiğim bilgiler doğru çıktı mı?" diye soruyor. Olumlu yanıt alınca bir an önce teslim olmak istediğini anlatıp, "Üzerimde mavi takım elbise, sarı kravat, mavi renkte gömlek var" diyor. Sonra da "Bağlar PTT'nin karşısındaki parkın yanında" olduğunu söylüyor.
       Telefonu kapatıyor, saatine bakıyor 15.30... Bir sigara yakıp sağa sola bakıyor. Aradan yarım saat geçiyor. 16.00'da ekip geliyor. Hizbullah'ın en önemli itirafçısı böylece yakalanmış oluyor.