Rus kanalları

Antalya Belek'teki otelde (bizim kaldığımız) kalanlar Rus ağırlıklı olunca yabancı kanalların çoğunluğu Rus menşeiliydi. Ruslar prime time'da dizi oynatmıyor. Onun yerine film, yarışma ve sohbetlere ağırlık veriyorlar. Sanırım Avrupa ülkeleri dahil bu kadar çok dizinin oynadığı bizden başka ülke yok. İçi geçmiş Rus filmleri vardı. Renk ve hareket olarak bizim çok izlenen kanallar onlara on basar.

Ürdün usulü dizi
Antakya'da kaldığım Savon Oteli'nde (yeni bir otel, eski bir fabrika restore edilmiş) bir tane de Ürdün kanalı vardı. Orada bir Ürdün malı pembe diziye rastladım. Giyim- kuşam hiç de öyle kapalı filan değil. İzlerken bende Arap kanalı eşittir başlar örtülü önyargısının olduğunu fark ettim ve bizim de hâlâ "fesli adamlar" şeklinde algılanmamızı yadırgamadım. Dekolteleri cüretkar Ürdünlü oyuncuların resmi geçidiydi. Kendi sınırlarımızda kalarak öteye bakmanın imkansız olduğunu kendi kendime ispatlamış oldum.

TRT'ye müdür
Antakya'da TRT dedikoduları da yapıldı. Katıldığımız "Ezan Çan, Hazzan" belgeseli gezisine kalabalık bir heyet gelmişti. Genel müdürü atanamayan kanalımızın geçici genel müdürü Haluk Buran ile ilk defa karşılaştım. Öyle "ben genel müdürüm" şeklinde ortalarda dolaşan biri değil. "Görevimiz geçici, fazla havaya girmeyelim" diye düşündüğü için mi diye kendime sordum. Konuştuğu zaman değişiyor bu düşünce. Net, inandırıcı bir üslubu var. Öyle afra tafrayı da hiç sevmiyor. Başka genel müdür olsa on kişiyi peşine takardı. "Kültür gezileri" sırasında vallahi heyetin içinde kayboldu. Sabah da erken kalkmayı seviyor Haluk bey. Adana'dan İstanbul'a dönüş uçağı için salı sabahı kahvaltıya indiğimde (saat 07.30 civarıydı) bir süre sonra lacileri çekmiş (belki bir bu renk kıyafet resmi bir görevde olduğunu vurguluyordu, o kadar), geldi "günaydın" dedi ve açık büfeye yöneldi. Başkası olsa tüm eşrafı uyandırır, hep beraber toz duman içinde kahvaltıya inerlerdi. Yeni TRT Genel Müdürlüğü'ne vekalet eden Haluk Buran sade ve tantanayı sevmeyen bir bürokrat.

Fena adam değil
"Şenol Demiröz bir şekilde gelecek" diyenler vardı. Senaryoya göre yardımcı pozisyonunda atanacak, sonra da cup genel müdürlüğe gelecek diyenler de... Bir kısım görüş de "Haluk bey gayet iyi götürüyor" şeklinde. Dedim ya kendisini iki gün içinde görme (tanımak ayrı bir şeydir) fırsatım oldu. İlk izlenimlerim böyleydi. Yani devam edilse hiç de fena olmaz. Şenol Demiröz ismini ben Boğaziçi Festivali (şimdi yerinde yeller esiyor) sırasında duymuştum. Belediye destekli bir festivaldi. Chuck Mangione, Nguyen Le (son olarak Jimi Hendrix parçalarının yorumları ile bizlerle olmuştu CRR'de), Jose Feliciano, Jose Carreras, Gloria Gaynor bu festivalde yer almıştı. Demiröz bu işin belediye ayağının başındaydı. Bir de TRT'de tecrübesi olan bir isim. Eğer olacaksa olsun bu iş. Atanacaksa atansın, atanmayacaksa da Haluk bey işi götürsün.

Hey Sexy!
Bizim televizyonlarda gözüme ilişen bir ayrıntı; Show TV'de Cüneyt Arkın ile Filiz Akın'ın bir filmi oynuyordu. Cüneyt Arkın; "Lale ne olursun yaz" diyordu. Ve altta "Şu melodileri şu nurmaradan dinleyin" muhabbeti vardı. Ve hangi melodiyi öneriyordu bu sahnenin altında; "Hey Sexy"... Görüntüler ile önerilen melodiler arasında böyle kıvamında ilişkiler olabiliyor!