The Others Savunmayı Türkçe yapalım girişimi

Savunmayı Türkçe yapalım girişimi

13.04.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Savunmayı Türkçe yapalım girişimi

Savunmayı Türkçe yapalım girişimi

       TÜRKİYE'den Rıza Türmen'in de aralarında bulunduğu yeni seçilen yargıçların bu ay içinde Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Divanı'nın yeni tüzüğünü hazırlamaları öncesinde bu en yüksek mahkemede "savunmanın Türkçe yapılabilmesi" için girişim başlatıldı.
       Bu ay sonuna kadar hazırlanacak içtüzükte "Türkçe'nin savunmada kullanılmasının bir hak olarak yer alması" girişimi Türkiye aleyhine 312 davası bulunan avukat Hasip Kaplan tarafından başlatıldı. Kaplan, Türkçe'nin savunmada kullanılmasının bir içtüzük hakkı haline getirilmesi için Türkiye Barolar Birliği'ne başvurdu. Kaplan başvurusunda Avrupa Konseyi'nin resmi dillerinin İngilizce ve Fransızca olması nedeniyle yargılamada bu dillerin kullanılabildiğini hatırlattı. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun divan aşamasında ulusal dillerin kullanılabilmesinin mahkeme başkanının takdirine bağlı olmasına karşın, duruşmalarda yargıçların İngilizce ve Fransızca sorularının ulusal dile çevrilmediğini vurgulayan Kaplan, "Tercüman giderlerinin pahalı olduğu gerekçesiyle divanda ulusal dilde savunma kısıtlanmaktadır" dedi.
       Ulusal dilde savunma yapmak isteyen avukatlardan İngilizce ve Fransızca bilen bir hukukçu danışmanla çalışmaları istendiğini, bunun da "savunma hakkının kısıtlanması" anlamına geldiğini belirten Kaplan, "Türkçe dilinin savunmada kullanılması bir hak olarak içtüzükte yer almalıdır. Türkiye'deki avukatların savunmalarını Türkçe yapabilmelerinin engellenmesi çabaları daha çok Doğu Avrupa ülkelerinin getireceği iş yükü nedeniyle düşünülmektedir. Mahkemenin günlük tercüman tutarak, yol, konaklama ve harcırah gibi yüksek kalemler ödemesi yerine mahkeme nezdinde devamlı istihdam edilecek personelle bunu gidermesi mümkündür" görüşünü ifade etti.
       Kaplan, başvurusunda takdir edilen avukatlık ücretlerinde ortaya çıkan zengin-fakir ülke ayrımına da dikkat çekti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri'nde kuzeyli avukatlara yüksek ücret ödenirken, güneyli (Akdeniz ülkeleri) avukatlarına daha az ücret takdir edildiğini vurgulayan Kaplan, "Örneğin İngiliz avukatlara Türkiye'deki avukatların dört katı fazla ücret ödenmektedir. Bunu ülke geçim standartları ile izaha kalkışmak yanlıştır" dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görev yapan avukatların burada bir davaya yıllarını verdiğini kaydeden Kaplan şu önerilerde bulundu:
       "İnsan Hakları Mahkemesinde kuzey - güney, zengin - fakir ülke ayrımı yapılmadan tüm avukatlara eşit standartların getirilmesinin sağlanması yönünde uyarıcı olmamız gerekmektedir. Bu konuda hazırlanacak görüşler İngilizce ve Fransızca dillerinde yeni seçilen Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin yargıçlarına sunulmalıdır. Avrupa Barolar Birliği ve uluslararası hukukçu kuruluşları duyarlı duruma getirilmelidir. Özellikle yeni üye ülke baroları ile temas kurulmalıdır. Türkiye adına seçilen yargıcımız Rıza Türmen ile doğrudan görüşülerek önerilerimizin aktarılması sağlanmalıdır. İnsan Hakları Mahkemesi'nde en çok başvurusu olan bir avukat olarak edindiğim izlenim, kendi haklarımız doğrultusunda çaba sarfetmedikçe kendiliğinden bir gelişmenin olmayacağıdır."