The Others Şiddete ‘teslim’ mi olduk?

Şiddete ‘teslim’ mi olduk?

24.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

ÇAPRAZ ATEŞ

Şiddete ‘teslim’ mi olduk

Şiddete ‘teslim’ mi olduk?

ÇAPRAZ ATEŞ

SEMRA KARDEŞOĞLU

Belki bir savaş ortamındaki insanların göremeyeceği kadar korkunçtu dün akşam Çanakkale Cezaevi’nde kendini yakan Fidan Kanşel’in görüntüleri. Tüm izleyenler sarsıldı. Kimi dayanamayıp düğmesine bastı televizyonun. Bu ülkede hafızalarımıza ne çok şiddet görüntüsünü ekleniyor her geçen gün. Bir askerin tabut üstünde gülen fotoğrafı, yavrusunu duvarların ardında yitiren bir annenin çaresiz haykırışı, bir polisin üç yaşındaki çocuğu ile geride bıraktığı karısının gözyaşları, bir gencin sedyeye uzanmış yanık, cansız bedeni, Hizbullahın katlettiği adamın elleri ayakları bağlanmış görüntüleri. Her akşam haberleri izleyip şiddet biriktiriyoruz, acı anılar biriktiriyoruz hafızamızda. Sonrası malum. Bunları hiç görmeden geçmeli miyiz, haberini vermeden, hiç olmamış, yaşanmamış gibi. Yoksa içimizi acıtsa da görerek. Üstelik şiddetin, geldiği yere göre ayrım yapmadan.

Uğur Dündar-Star Haber Genel Yayın Yönetmeni
Tarihe not düşen habercileriz
Çanakkale Cezaevi’nde operasyona başlamadan önce oradaki hükümlelerin bir kadın arkadaşlarını törenle yaktıkları duyumunu almıştım. Bu görüntüler bülteninin yayınına 15 dakika kala elimize ulaştı ve ben görüntüleri ilk kez seyircilerle birlikte tanık oldum. Ürperdim ve gözlerime inanamadım. Ordaki hükümlüler sloganlar atıyorlardı ve hakikaten törenle demir parmaklıklara bağladıkları arkadaşlarını alev alev yakarak "Üzerimize gelmeyin hepimiz birer meşale oluruz" mesajını vermeye çalışıyorlardı. Bu görüntüleri, hayatım boyunca unutmayacağım. Dün akşam gözüme bir damla uyku girmedi. Bu çağda ortaçağdaki engizasyon işkencelerine giren vahşiyane bir yöntemle, insan feda etmenin hiçbir ideolojide yer etmemesi gerektiğine inanıyorum. Ama bizler yine de fazla duygusal davranmadan ya da duygularımızı kontrol ederek tarihe not düşmek ve tarihi görüntülemek durumunda olan habercileriz.

Faruk Bayhan - Kanal D Genel Müdürü
Haber seyredeninkişiliği değişiyor
Son derece ikilemli düşünüyorum. Bir yönetici olarak bu görüntüleri Türk halkının sağlığını bozacak nitelikte görüyorum. Kanal ayrımı yapmadan her gün bir saat haber izleyen Türk insanı psikolojik olarak sağlığı bozulan bir yöne doğru gidiyor. Sadece cezaevi olaylarında değil. Bir saat haber izleyen bir kişi normal kişiliğinin dışına çıkmış olabilir. Bu mesele bence mutlaka bir yerde gündeme getirilmelidir. Öte yandan Haberde haberdir ve verilmelidir. Türkiye’de haber olacak o kadar malzeme var ki habercilik yapmak çok kolay bir hale geldi. Bir yanma olayını bir haberci sahip olduğu nosyona göre vermek isteyecektir. Ancak yayıncının kişisel görüşüme göre bu görüntüleri vermemesi lazım. Bu anlayış oturursa bir iki sene sonra ne olacağını siz düşünün.

Çiğdem Anat-CNN Türk Haber Koordinatörü
Gizlenmemeli ama çifte standartsız
Birçok televizyon kanalı dün çifte standartlarını ortaya koydular. Şiddet görüntülerini yayınlamayız diyenler, dün örgütün şiddet görüntülerini yayınlamakta hiç bir beis görmediler. Oysa bu şiddet eğer devlete karşı bir örgütün şiddeti olmasaydı yayınlanmazdı. Güvenlik güçlerinin Ulucanlar Cezaevi’ne yaptıkları baskında 10 mahkum hayatını kaybetti. Bu mahkumlara güvenlik kuvvetleri tarafından işkence yapıldığı ve güvenlik kuvvetleri tarafından öldürüldüğü iddia edildi ve davası sürüyor. Meclis İnsan Hakları Komisyon raporunda da işkence tespitleri açıkça yer alıyor. Bu mahkumların görüntülerini hiçbir kanal yayınlamadı. CNN Türk ise bu fotoğrafları kullandı ama diğer kanallar kullanmadığı için CNN Türk de çok az kullandı. Ben hangi kesimden gelirse gelsin şiddet görüntülerinin yayınlanmasından yanayım. Şiddet sevgi ve mutluluk kadar hayatın gerçeği. Var olan şiddeti halktan gizlemek hiçbir şey kazandırmaz. Bu görüntülerle insanların içi acıyorsa acımalı, içi yanıyorsa yanmalı. Yahudilere yapılan soykırım görüntüleri halklardan gizlenebilmişmidir? Tam tersine gözler önüne serilmelidir. Önemli olan şiddet yapanlara karşı duracak bir kamuoyu yaratmaktır. Şiddet bazı kesimler tarafından yapılırsa yayınlanır, bazı kesimler tarafından yapılırsa yayınlanmaz gibi çifte standart olmaz.

Arif Özkök - RTÜK Üyesi
Dehşet görüntüleri tahribat yaratıyor
Herşeyden önce bu tip dehşet görüntüleri küçük yaş grubuna psikolojik bakımdan ağır darbe vuruyor . Habercilik önemlidir, bunu yaparken toplumun menfaatlerini ve psikolojik yıpranmalarını da gözönünde almak gerekir. Çocukların psikolojik ve bedensel marazlarının olmaması için kötü şeylerden uzak tutulması gerekir. Biz sağlıklı nesil yetiştirmek zorunda olan bir toplumuz. Sağlıklı nesiller yetiştirmediğimiz müddetçe liberal davranışlı, fertleri meydana getiremiyoruz. Bu olmayınca demokrasinin gelişimi de mümkün olmamakta. Haberlerde dehşet saçıcı şiddet görüntüsü dozajı arttırmamalı. Dehşet ve şiddet görüntülerinin yüksek dozajı toplumda tahribat yapıyor.

Doç. Dr. Arif Verimli -Psikiyatrist
Tam bir psikolojik travma
Bir insanın canlı canlı alevler arasında kalarak yanması, onu izleyen herkeste müthiş bir acı duygusu oluşturur. O olay benim başıma gelseydi, onu ben yaşasaydım ne olurdu diye düşünür. Yaşadığı an ne hissedecekse bunun gibi davranır. Dolayısıyla bu görüntüyü izleyen insanlar dehşete korkuya ve acıya kapılacaklardır. Bu haberi izleyenler hiç bir zaman unutmazlar. Orda bizzat bu olayı yaşayanlar için ise tam bir psikolojik travmadır.



ENTELLEKTÜEL BAKIŞ











Yazarlar