SİNEMA

Burak GÖRAL Eski kurt Sean Connery, bu kez hain bir tuzakla karşı karşıya. Ama o, bu tuzağı da başarıyla geçiyor... Üç vurucu özelliği olan bir film "Kurda Tuzak". Daha filmin afişiyle kendini belli eden, son zamanlarda da "dünyanın en seksi kadını" sıfatıyla anılan Catherine Zeta Jones bunlardan ilki. İkinci özellik, ilk James Bond olan Sean Connery'nin yaşlı bir aksiyon kahramanını canlandırması. Üçüncü özellikse filmin finaline doğru Connery ve Zeta Jones'un çok etkileyici çekilmiş olan soygun sonrası kaçış sekansı. Film, ünlü bir işadamının bürosunda asılı duran bir Rembrandt tablosunun çalınmasıyla başlar. Tabloyu sigortalayan şirkette müfettişlik yapan genç ve güzel bir kadın olan Virginia Baker, yaptığı araştırmalarla bu soygunu yapanın kim olduğundan neredeyse emindir: Mesleğinde usta ve ünlenmiş bir hırsız olan Robert MacDougal. Virginia kendisine ilgi duyan bölüm şefi Hector'un bu zaafını kullanarak Mac'e yakınlaşma izni alır.
Ve kendisini bir hırsız gibi tanıtıp yeni bir soygun planıyla Mac'in karşısına çıkar. Mac önce onu test eder, sonra da eğitmeye başlar. Eğitimin sonunda Virginia zaten yatkın olduğu birçok beceriyle donanmış olur. Planlanan soygun öncesinde Mac, Virginia'nın sigorta müfettişi olduğunu öğrenir. Oysa Virgina'nın çok önemli başka bir planı daha vardır. Malezya Kuala Lumpur'daki İkiz Gökdelen'den yaklaşık 8 milyar dolarlık bir vurgun yapmak... Virginia'nın bu vurgunu 2000 yılının ilk dakikasında yaşanacak olan bilgisayar sorunları sırasında Mac'le gerçekleştirmek istemektedir.
Virginia acaba gerçekten profesyonel bir hırsız mıdır yoksa rol yapan bir sigorta müfettişi mi? Dünyanın en sıkı korunan binalarından biri olan İkiz Gökdelen'den yakalanmadan çıkabilecekler mi? Mac ve Virginia'nın arasında oluşan yakınlaşma da Mac'in yaşı sorun olacak mı? Filmin ikinci yarısında kendisini gösteren bu soruların cevabı finaldeki bir dizi aldatmacadan sonra geliyor. Yer yer geçtiğimiz sezon seyrettiğimiz "Aşk ve Para"ya (Out of Sight) yaklaşan "Kurda Tuzak", onun kadar sıcak bir film olamıyor ama kendisini izlettirebiliyor.
Catherine Zeta Jones, özellikle "Zorro"dan sonra dünyanın en güzel kadınları arasına giren bir oyuncu. Film bu güzelliği doğru kullanıyor. Zeta Jones'un tek başına gözüktüğü sahnelerde özel uğraş gösterilmiş. Özellikle Virginia'nın eğitim aldığı sahnelerde bir klip gibi çeşitli Zeta Jones görüntüleri seyrediyoruz. Zaten filmin bütününde onun dışında tek bir kadın daha görebilmek neredeyse mümkün olmuyor.
Sean Connery müthiş bir performans sergiliyor. Filme şıklık, ciddiyet ve usta bir hava getiriyor. Yaşlandıkça İran asıllı Amerikalılara benzese de gençliğinden çok çok daha karizmatik ve yakışıklı olduğu su götürmez bir gerçek. İçinde romatizmin de olduğu bir filmde bu kadar iyi performans gösteren başka bir yaşlı Amerikalı oyuncu olarak, belki bir de Cary Grant'i sayabiliriz. Connery, olanca yaşına rağmen hala romantizm içeren bir filmde kadınları etkileyebiliyor. Ayrıca filmde canlandırdığı Mac karakterinin yaşlılık yıllarında bulduğu ve kendisinden neredeyse 40 yaş küçük bir kadınla olan ilişkisi, filmi basit bir hırsız filmi olmasından öteye götürüyor. Filmin bir sahnesinde Virginia ile yatay bir duruma düşen Mac bunun devamını getiremiyor. Eski James Bond bu hallere de mi düşecekti? Filmde gerek Mac'in gerekse Virginia'nın büyük riskler alarak hırsızlık yapmalarının nedeni tam olarak verilmiyor. Aslında her ikisinin de paraya ihtiyacı yok. Bunu risk almanın verdiği zevk ve bu yaşam tarzına olan düşkünlük olarak görebilmek mümkün. Sonlarına doğru açıklanan bir dizi "yeni kimlik" en başta zorlama bir "sürpriz" gibi görünse de izleyiciyi tatmin ediyor.
Daha önce "Kopya Cinayetler" adlı başarılı çalışmasını severek izlediğimiz yönetmen Jon Amiel bu kez seyirlik, iyi bir filme imza atmış. Baştan sona temiz görüntülerle süslemiş. Özellikle İkiz Gökdelen'de gerçekleştirilen sahneler heyecanlı ve millennium gecesine yani 1999'un son dakikalarına yaslandırılmış olması da güzel bir fikir. Hatta bazı profesyonel hırsızlar için de ilham kaynağı olabilir. Sonuçta "Kurda Tuzak" hafta sonu için eğlenceli bir seçenek olabilir... Haftanın oyuncusu:
Catherine Zeta Jones

30 yaşında Galli genç bir kadın. Gözleri renkli değil, Pamela Anderson gibi iri göğüsleri de yok. Ama kısa sürede kapak olmadığı dergi kalmadığı gibi yapılan anketlerle de "dünyanın en güzel kadını" sıfatını perçinlemekte.
Bu endamlı, ela gözlü, güzel dudaklı kadının sırrı ne peki? İlk tecrübelerini tiyatroda edinen Zeta Jones, çizgi roman kahramanı "Kızılmaske"nin sinema uyarlamasında kötü kadın rolünde oynamış ve filmin baş kadın oyuncusu Kirsty Swanson'dan daha fazla dikkat çekmişti. Sonra "Titanic"in televizyon filminde oynadı. "Zorro"da da Antonio Banderas ve Anthony Hopkins ile rol aldı. Bu filmle birlikte Catherine Zeta Jones adı da pompalanmaya başlamıştı.
Zeta Jones'un güzelliği masumiyeti, asaleti ve seksiliği bir arada barındırıyor. Mesela dudak şekli hem çocuksu hem de seksi. Görünüşüyle verdiği genel hava hem akıllı ve saygın bir kadın düşleyenlere hem de seksi bir kadın isteyenlere hitap ediyor. Ayrıca sırtı da çok biçimli. Dikkat ederseniz sırt dekolteli çok fazla resminin olduğunu siz de fark edebilirsiniz.
Catherine Zeta Jones'un genellikle yaşlı erkeklerden hoşlandığı biliniyor. "Kurda Tuzak"la uyumlu bir kişiliği olsa gerek. Daha önceki ilişkilerinde de kendinden hayli yaşlı bir erkekle beraber olan Zeta Jones, şimdilerde de "Star Wars" filmlerinin yönetmeni George Lucas ile beraber. Oyuncunun bilgisayar dünyasında çok tutulan oyunlardan "Tomb Raider"ın sinema versiyonunda seksi kahraman Lara Croft'u oynaması hayranlarının en büyük isteği...

---

e - mail:burakgoral@superonline.com