The Others Tapuda rezalet

Tapuda rezalet

12.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde yapılan inceleme sonunda, 30 tapu sicil ve kadastro müdürü hakkında "haksız mal edinme" suçlamasıyla dava açıldı

Tapuda rezalet




YOLSUZLUK ve usulsüzlük söylentileriyle çalkalanan tapu dairelerinde "temiz toplum" operasyonu başlatıldı. Devlet Bakanı Aydın Tümen'in de yakından izlediği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Talat Erdoğan tarafından yürütülen soruşturmada, Türkiye genelinde 1001 tapu sicil ve kadastro müdürüyle personelinin malları 32 müfettiş tarafından incelemeye alındı. Soruşturma sonucunda, 30 müdür "haksız mal edindiğine dair delil ve emare" görüldüğü iddiasıyla savcılığa verildi.
Müfettişlerin soruşturması sırasında tapu sicil ve kadastro müdürlerinin, sattıkları ve satın aldıkları mülklerde vergi kaçırmak için düşük bedel gösterdikleri de anlaşıldı.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Talat Erdoğan, 15 bin çalışanıyla Türkiye'nin en büyük kurumlarından biri olan teşkilatın kimse tarafından suçlanamayacağını vurgulayarak, "Özveriyle, gece gündüz çalışan bu insanlar emeğinin karşılığını almaktadırlar. Eğer içimize sızmış ve menfaat gruplarıyla işbirliği yapanlar varsa biz onları aramızdan atmak için gerekeni cesaretle yapıyoruz" dedi.

İhbar raporu

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ndeki büyük soruşturma, "Tapu ve kadasatronun mafyayla iç içe girmiş bürokratları" başlıklı bir "ihbar raporu"yla başladı.
Kendisini, "Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde denetim mekanizmasında görev yapmakta olan ve devletin istihbarat birimleriyle birlikte çalışan bir üst düzey görevli" olarak tanıtan ve teşkilatı iyi bildiği anlaşılan kişinin Aralık 1996'da verdiği "ön bilgi ve ihbar raporu"nda şu satırlar dikkati çekti:
"Yaklaşık 130'a yakın tapu ve kadastro müdürünün 1. dereceden maaş aldıkları halde altlarında Mercedes, BMW, Mazda ve Toyota gibi arabalar vardır. Bu müdürlerden atandıkları yerde dört yıldan fazla süreyle görevde kalanları da, arsa ve şehir arazisi mafyasıyla iç içe girerek devletin ve toplum değerlerinin parçalanmasına neden olmaktadırlar. Çünkü bir müdür üç yıldan sonra çalıştığı yerdeki bütün pis işlere bulaşmaya başlayıp mafyayla içiçe girmeye başlar. Tapu takipçileri ve büyük emlak komisyoncularıyla birlikte çalışarak büyük haksız kazanç sağlamaktadılar.
Tapu ve kadastro vakıf makbuzu satışlarından sağlanan paranın yüzde 20'si tapu ve kadastro müdürlüklerinin acil ihtiyaçlarının karşılaması için müdürlüklere bırakıldığı halde müdürler tarafından bu paralar zimmetlerine geçirilmektedir.
Türk Hava Kurumu'nun bağış pulu vatandaşlara satılmaktadır. Bu paranın yüzde 40 olan kısmının, pulu satan müdürlüklerin daire içindeki hizmetin aksamaması için harcanması gerekirken müdürlüklerce zimmetlerine geçirildiği, çeşitli vesilelerle anlaşılmıştır."

Önce ağırdan alındı

İhbar raporunun bakanlığa ulaşmasıyla birlikte Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne adeta bomba düştü. Ancak dönemin genel müdürü soruşturma için beş müfettişi görevlendirince inceleme ağır ilerledi.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne geçen yıl atanan Talat Erdoğan, soruşturmaya hız vermek için müfettiş sayısını 32'ye çıkarttı. Erdoğan'ın talimatıyla soruşturma önce kendisi ve 17 üst düzey Genel Müdürlük çalışanı hakkında yapıldı. Talat Erdoğan ve çalışma arkadaşlarının mal beyanları üzerinde yapılan inceleme sonucu "temiz" çıkmaları üzerine, müfettişler Türkiye genelinde 138 ayrı birimde görev yapan 1001 personel soruşturma kapsamına aldı.
Söz konusu personelden mal beyanları istendi, geçmiş mal beyanları dosyalarından çıkartıldı. Daha sonra bankalar, borsa, kooperatifler, yat limanları, trafik şubelerinden gelen bilgilerle karşılaştırılmaya başlandı.
İlk incelemeden sonra 103 tapu sicil ve kadastro müdüründen yeni mal beyannamesi istendi. Ardından soruşturma, mallarında artış görülen 72 müdür üzerinde yoğunlaştırıldı. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Mersin ve Adana'da görev yapan 72 müdür hakkında hazırlanan raporda, "haksız mal edinildiğine dair delil ve emare bulunduğu" belirtildi.
Müfettişler tarafından yapılan incelemenin tamamlanmasından sonra 30 tapu sicil ve kadastro müdürü hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunularak "haksız mal edinme, gerçeğe aykırı bildirimde bulunma" suçlarıyla kamu davası açılması istendi. Bunun üzerine cumhuriyet savcılıkları 30 müdür hakkında hazırlık soruşturmasını tamamladı. Haklarında dava açılan müdürlerin yargılanmaları asliye ceza mahkemelerinde devam ediyor.

Delillendirmede zorluk çekiliyor

HAKLARINDA dava açılan 30 müdürle ilgili savcılıklar bildirimde bulunulan mal ile toplanan bilgiler arasındaki farkı delillendirmede güçlüklerle karşılaşıyor. Suçlanan müdürler, mallarındaki büyük artış ve olağanüstü harcamalarını savunurken, "oğlum para gönderdi", "abimin parası", "kızımın arsası" gibi gerekçelere sığınıyor. Bir tapu ve sicil müdürü ise 2.5 milyon liraya aldığı arsayı 13 ay sonra 8 milyar liraya sattığını bildirerek, "rant geliriyle zengini olduğunu" ileri sürüyor.
Dava dosyalarında, hazırlık soruşturmalarında "delil yetersizliği" gerekçe gösterilerek müdürlerin 18'i hakkında takipsizlik, 11'i hakkında da beraat talep ediliyor.
Cumhuriyet savcılıkları inceleme kapsamında ayrıca çeşitli bankaların şube müdürleri hakkında da müfettişliğe eksik bilgi verdikleri gerekçesiyle soruşturma başlattı. Savunmaları alınan banka yetkilileri, "iki sene hareketsiz kalan hesaplar hakkında bilgisayarların bilgi vermediğini ve bu nedenle arşivden araştırılması gerektiğini" söylediler.
Savunmalarında, "eski hesaplarda kimlik dökümü alınmadığından aynı isim ve soyadında yüzlerce kişi bulunuyor, sorulan kişinin hangisi olduğunu bilemeyiz, tanımadıkları bu kişileri koruma gibi bir amacımız yoktur" dediler. Bu ifadelerden sonra bankacılar hakkındaki soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandı.

'Oğlumun parası kızımın arsası'

Müfettişler tarafından titizlikle hazırlanıp tamamlanan raporda ve savcılık iddianamelerinde şu bölümler öne çıkıyor:

"... Tapu Sicil Müdürü .... kredi kartı ile ödeme yaptığı yerlerin Vakko, Dedeman Hotel, Casino Cosmos, Hilton Internationals gibi merkezler olduğu ve bu merkezlerdeki harcamalarının maaşına göre önemli oranlarda olduğu görülmüştür."

".. Tapu Sicil Müdürü ....., soruşturma komisyonuna yaptığı açıklamada bu parseli 1.10.1995'te 2.5 milyona alıp 18.12.1996'da 8 milyara sattığını söyledi. Alım satım resmi senedinde satış bedelini 300 milyon lira olarak belirtmesi karşısında bir arsanın 13 aylık bir zaman diliminde yüzde 100 değerlenmesi belki anlaşılabilir. Ama açıklamasında belirttiği gibi yerin 13 ay sonra 8 milyara satılması inandırıcılıktan uzak bulunmuştur.

"... Müdürü ..., soruşturma komisyonunda bilidirimde belirttiği halde müfettişliğe verdiği mal bildiriminde Mercedes otomobili ve bankadaki 8 milyar parayı belirtmemiştir. Konuyla ilgili bunların ne yapıldığı yolunda bir açıklama da yapmamış olup bunların yerine 3 milyar lira değerinde Kuşadası'ndaki yazlığı beyan etmiştir."

"... Müdürü ... Vakıflar Bankası şubesindeki 200... nolu vadesiz hesabına çeşitli tarihlerde yatırıp çektiği hesap ile ilgili olarak bildirimde bulunmadığı, 1966 yılında satışa konu olan ve paraya dönüşenleri beyan etmediği, hesapta bulunan paraların kaynağını açıklamadığı..."

".... savunmasında, hesabında görülen 590 milyon liranın ağabeyine ait olması nedeniyle kendisine verildiğini söyleyip, Darıca'daki arsanın da kızına ait olduğunu ve gelen paranın onun ihtiyacına harcandığını beyan ettiği..."

"... 1993 yılında alınan 1843 ada ve 83 parsel sayılı taşınmazın hisseninin alınmında Emlak Bankası'ndan alınan 20 bin dolar endeksli kredi kullandığını açıklamış. Açıklamalı mal bildiriminde borcun kapatıldığını savunmasında Avustralya'da çalışan oğlunun gönderdiği döviz ve kişisel birikimleri ile borcun ödendiğini beyan etmiştir..."

"... mal bildiriminde beyan ettiği taşınmazlar ile banka hesaplarının eşinin geliri, kendi birikimi, yurt dışında çalışan oğlunun gönderdiği dövizlerle meydana geldiğini beyan etmiştir.."

"... Sakarya'daki taşınmazın satıldığını, bankadaki hesapların yatırılan çekilen hesap olduğunu, 590 milyon liranın ağabeyine ait olmasına nedeniyle kendisine verildiğini söyledi..."

"...'nın ... bankası Abidinpaşa şubesindeki hesabında bulunan 9.5 milyar lirayı mal bildiriminde beyan etmediği, sadece soruşturma komisyonunun istemi üzerine verdiği beyanında bu şubede 8 milyar parası olduğunu beyan ettiği, bu parayı da gelişmeler üzerine 6 bin DM olarak çekerek hesabı kapattığı öğrenilmiştir...".

"...Tapu Sicil Müdürü'nün mal varlıklarının maaş geliriyle edinilmesinin mümkün olmadığı, mal varlığı ile ilgili olarak yaptığı açıklamaların yeterli ve ikna edici olmadığı, Genel Müdürlü'ğe vermiş olduğu bildirimlerdeki değerlerin gerçeğe uygun olmadığı kanaat ve sonuca varılmış olup bazı varlıklarında edinildiği tarihlerde hiç beyan edilmemiş olduğu görülmüştür..."