The Others ‘Televole hastası oldum’

‘Televole hastası oldum’

22.01.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nuri Kayış, RTÜK başkanı oldu hayatı değişti! Eskiden seçici davranan Kayış, artık magazin programlarından gözünü ayıramıyor, tüm mankenleri de tanıyor...

‘Televole hastası oldum’

RTÜK Başkanı, mankenlerin hızına yetişememekten çok şikayetçi... Ana baba, dede torun, birlikte kestane pişirip TV izlesinler istiyor
‘Televole hastası oldum’

Nuri Kayış, RTÜK başkanı oldu hayatı değişti! Eskiden seçici davranan Kayış, artık magazin programlarından gözünü ayıramıyor, tüm mankenleri de tanıyor...

BULUŞMALAR / Ahmet TULGAR

İki görüntü düşünün... Birinde polisler yaşlı kadınları copluyor, yerlerde sürüklüyor. Diğerinde iki insan birbirlerinin çıplak bedenlerini öpüyor, seviyor. Hangisi bir çocuğun kendi bedeni ve başkalarının bedenleriyle ilişkisini sakatlar?
Birinciyi her televizyon kanalı istediği saatte istediği uzunlukta yayınlayabilir. İkincisinin yayınlanması durumunda, hele ki erkek ve kadının cinsel organları görünüyorsa, kanal büyük olasılıkla Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından kapatılır.
RTÜK’e ilişkin her tartışma bu yüzden aynı zamanda bir ‘yaşam toplumunu mu’, ‘ölüm toplumunu mu’ hedeflediğimize ilişkin bir tartışmaya yol açıyor.

Hedef adam!
• Hedef adam olmuş gibi misiniz?
Hedef adam olmam doğal. Türkiye’de 261 televizyon, 1200 radyo üzerinde denetim yapıyorsunuz, bunları 365 güne kadar kapatabiliyorsunuz. Ben gerçekçiyim. Sevimli görünmediğimi biliyorum. Aslında burada 9 kişilik bir üst kurul ve benim de bir oyum var. Bir karar için 5 kişinin aynı oyu kullanması lazım. Dolayısıyla benim fazla günahım yok.
• Üst kurul toplantılarınızda kavgalar çıkıyor. Son olarak MHP’li üye Zakir Avşar, DSP’li üye Tülay Çetingüleç’e ağır sözler sarf etti. Siz RTÜK Başkanı olarak toplantıyı da kapattınız mı hemen?
Biz bu şiddetli tartışmaları sağlıklı bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Üyeler birbirini denetlemiş, doğru karar ortaya çıkmış oluyor. Değişik siyasi görüşlerden, kültürlerden, eğitim seviyelerinden gelmiş insanlar burada toplanmışlar. "Lütfen arkadaşlar, sakin olalım, nezaketimizi koruyalım" şeklinde birkaç uyarıda bulundum, ama tartışma devam edince toplantıyı kapattım. Bir şey gelmez elimden kapatmaktan başka.
• Bu kavga bir canlı yayında olsaydı televizyon kapatılır mıydı?
Üst kurulda değerlendirilirdi.

Seks mi, şiddet mi?
• Bu görevle birlikte televizyon alışkanlıklarınız değişti mi?
Evet. Ben gazeteciyken televizyonları çok seçici izlerdim. Şimdi ihlal arıyoruz tabii. Riskli programları iziliyorum şimdi.
• Hangileri riskli programlar?
Canlı yayınlarda, haber programlarında çok ihlal oluyor. Bir de televole, paparazzi denilen magazin programlarında çok ihlal oluyor. Dolayısıyla ben televizyonların en niteliksiz programlarının seyircisi oldum. Televole seyircisi oldum.
• Bir çocuğun sevişen iki insan, çırılçıplak iki beden görmesi mi daha kötü, cezaevinde yanan, yakılan insanlar görmesi mi?
İkisi de.
• Açıkça söyleyin lütfen: Sizce şiddet mi seks mi daha tehlikeli?
Şiddet her yaş grubunu olumsuz etkiler. Cinsellik ise 0 - 15, 16 yaş grubunu.
• Çıplak iki insanın birbirlerini öpmesi, bedenlerine dokunması belki de çocukları olumlu etkiliyordur. Bu denli şiddete maruz kaldıkları bir toplumda, insan bedeninin sevilecek bir şey olduğunu görmek...
Cinselliğin ne olduğunu tam bilmeden bu tür görüntüleri görmenin zarar verebileceğini bize psikologlar da söylüyor.
• RTÜK ve benzeri kurumlar hep "Türk ailesini koruma" söyleminden yola çıkıyorlar. Televizyonlarda sadece çok steril aile ortamları gösterildiğini düşünün. Çocuğun kendi anası baba birbirlerine terlik atıyor. Çocuk düşünmez mi "Bizimkiler de ne biçim ana baba, bak ne ana babalar var" diye?
Televizyon kahramanlarıyla özdeşim kurmak daha yaygın.
• Yurttaşlık bilgisi kitaplarındaki gibi bir Türk ailesi olduğuna inanıyor musunuz?
Bizim ölçümüz şu: Ailenin tümünün birlikte televizyon seyrettiği saatte öyle olmalı ki, anne, baba, dede, nine, torunlar...
• Sobanın üzerinde kestaneler...
Teyzeler, halalar, yani bütün aile bireyleri birlikte, birbirinden utanmadan, çekinmeden, başlarını öne eğmeden seyredebilmeli.

Meclis TV’yi kapatmam
• Bir de mafya dizilerine çok takılınıyor: Halbuki Türkiye gerçeğinde o dizilerdekinden korkunç şeyler oluyor. Bu diziler bu türden iktidar ilişkileriyle mücadele için bir kamuoyu da oluşturmaya yaramaz mı?
Mafya dizilerinde tek gücün hukuk olduğu reddediliyor. Toplumda güçlü, elinde silah olanın her şeyi yapabileceği, başarabileceği imajı oluşturuluyor.
• Ne kadar gerçekçi...
Ama biz karar alırken yetişkinleri değil, çocukları göz önünde bulunduruyoruz.
• "Yetişkinler nasılsa kaybedilmiş" diyorsunuz yani. Peki, TBMM’de de ara sıra kavgalar çıkıyor, şiddet oluyor, ağır sözler söyleniyor. Meclis TV’yi kapatabilir misiniz?
Hayır. Meclis TV bir kanunla canlı yayın yapıyor.

Reha Muhtar’dan asla vazgeçemiyor!
• En çok hangi anchorman’i izliyorsunuz?
Reha Muhtar’ı izlerim. Onu daha gazetecilik dönemlerinden tanırım. Farklı bir tarz yakaladı, seviliyor. Ama tabii bu kadar sevilmesi sık sık yayın ihlali yapmasına engel olmuyor. Mesela okullarda devamsızlık süresi 20 günden 10 güne indirildi, "Ben" dedi, "eğer sürekli okula devam eden bir çocuk olsaydım, bugün karşınızda Reha Muhtar olamazdım"! Şimdi bunun bir öğrenci üzerinde yapacağı olumsuz etkiyi düşünün. Çocuk bunu izleyince okuldan kaçar.

‘Mankenler çok sık sevgili değiştiriyorlar’
• l Bana üç tane mankenin ismini sayabilir misiniz?
Deniz Akkaya var, Sabah gazetesinde röportaj da yapıyor. Ebru Şallı var. Bir de Duygu Dikmenoğlu var.
• Ebru Şallı’nın sevgilisini tanıyor musunuz?
Vallahi, sık sık değiştiriyorlar galiba. Bu yüzden onların sevgililerini takip etmekte zorlanıyorum.



ENTELLEKTÜEL BAKIŞ