Vahşetin beyni yakalandı

Hizbullahın gölge lideri 'binbir surat' lakaplı Hacı İnan İstanbul'da gözaltına alındı



       Hizbullah'ın Pendik'teki sorgu evinde örgütün beyni olarak bilinen Hacı İnan, askeri kanat sorumlusu Hacı Bayancık yakalanırken Nesim Malki cinayetinin tetikçisi Mehmet Sümbül'ün otomobili garajda bulundu.
       İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Pendik Güzelyalı Mahallesi Ankara Caddesi Hayat Sokak 22 numaralı eve dün operasyon düzenledi. Hüseyin Velioğlu'nun yerine örgütün liderliğini üstlendiği ileri sürülen Mehmet Sudan'ın eşinin de aralarında bulunduğu dört kadın gözaltına alındı. Sığınağın, örgütün sorgu yeri olarak kullanıldığı ve işkence aletlerinin ele geçirildiği öğrenildi. Evin garajında Mehmet Sümbül'ün 16 FB 402 Opel Corsa marka otomobili ve kayıp işadamlarından birine ait Mercedes marka bir otomobil bulundu.
       Evin alt katında sığınak olarak kullanılan bölümde Kadıköy Belediyesi'ne bağlı işçiler, evde gömülü ceset bulunması olasılığına karşı kazı çalışmalarına başladı.

Komşularla hiç görüşmediler

       Aynı binada oturan Haydar Doğan, binanın iki yıl önce Halil isimli Almanya'da yaşayan Gaziantepli biri tarafından 11 milyar liraya satıldığını, o tarihten bu yana, eve taşınanların, komşularıyla görüşmediğini söyledi. Aynı sokakta oturan diğer vatandaşlar da, evde oturanları tanımadıklarını söylediler.

Tutar itirafçı oldu

       Beykoz'daki operasyondan sonra yakalanarak gözaltına alınan Cemal Tutar'ın Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde itirafçı olarak örgüt hakkında önemli bilgiler verdiği, Pendik'teki operasyonun da bu bilgiler doğrultusunda gerçekleştirildiği belirtildi. Örgütün önde gelen isimlerinden Mehmet Sudan'ın da bu evde kaldığı, Beykoz'daki operasyonun ardından ayrıldığı öğrenildi.

Vahşetin beyni 'Binbir surat Hacı'

       Hizbullah'ın beyin takımında yer aldığı, gölge lideri ve gerçek adının Enver Kılıçaslan olduğu belirtilen 'binbir surat' İnan'ın Tarsus İmam Hatip Lisesi'nde din dersi öğretmenliği yaptığı, aralıklarla Kuveyt'e gidip Müslüman Kardeşler Örgütü'yle ilişkiye girdiği bildirildi.
       Görev süresince kendi ve çocuğunun hastalığını bahane ederek iki kez altışar ay, bir kez de 3.5 ay ücretsiz izin alan ve 1996'da öğretmenlikten ayrılan İnan'ın Hizbullah için işadamlarından tehditle para topladığı belirlendi.
       Kuveyt'te 20 yıl terzi atölyesi işleten Adanalı Ali Şeker (46), İnan'ın Kuveyt'te yanında çalıştığını ve bu sırada karanlık işlere karıştığını belirtti.
       Kuveyt'te haksız yere işkence görüp cezaevine atıldığını, geçen yıl kaçarak Türkiye'ye geldiğini belirten Şeker şunları söyledi:
       "İnan, Kuveyt'teki atölyeme gelip benden iş istedi. 1988 - 1990 arasında aralıklarla Kuveyt'e gelip gitti. Kadın eteği ve bluz dikiyor, benden parça başına para alıyordu. Kuveyt'in zekat işleriyle ilgili resmi yardım kuruluşunun himayesindeydi. Kendisine maddi destek sağlıyordu.
       Tarsus'ta oturduğunu söylediği ailesine para göndermiyor, kendisi için cihatın daha önemli olduğunu söylüyordu. Müslüman Kardeşler Örgütü gibi Türkiye aleyhtarı propagandalar yapardı. Gerçek amacının Türkiye aleyhtarı insanları örgütlemek olduğunu sonradan öğrendim."

İnfazları izlemiş

       Hizbullah'ın Akdeniz bölge sorumlusu Mehmet Emin Ekinci'nin ifadeleri İnan'ın, kaçırılma ve infaz olaylarını adım adım izlediğini ve yakın ilişkili olduğunu da ortaya koydu.
       Ekinci'nin özellikle Konca Kuriş'in kaçırılışının ikinci günü Hacı İnan'ın kendisini telefonla arayarak rehin tutulduğu eve gitmesini istediğini anlatması da, imamın Hizbullah'ın "yönetim kademesinde" olduğunun bir kanıtı olarak değerlendiriliyor.