The Others Yolun iki yakası - 1

Yolun iki yakası - 1

06.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yolun iki yakası - 1

Yolun iki yakası - 1


Sınır gibi geçit


       E5 otoyolu İstanbul’daki yaşama standardının ortasından geçip gidiyor; ‘Bir yanı rahat, geniş, yeşil, diğer yanı kalabalık, sıkışık, fakir’

       Başlarken...
       Hep kazalarla gündeme gelen E5 karayolu İstanbul’un hayatını da baştan sona ikiye bölüyor.
       Bir yanda Ataköy, Etiler; öteki yanda Şirinevler ve Küçükarmutlu. Biri ne kadar tüketiyorsa öteki o kadar şükrediyor...
       Yolun bu tarafında aklı para edenler, çok para kazananlar oturuyor.
       Yolun şu tarafındakilerin kolu para ediyor, az para kazanıyor ama ille de tasarruf
       ediyor... Bu yazı, aynı kentin dışında hiçbir şeyi paylaşmayan; sadece yaşam biçimi değil, yaşama bakışı da ayrı olan iki farklı dünyanın fotoğrafıdır.

       Ataköy Paris gibi, dedi liseli kız. Şirinevler’de oturuyorlarmış, Ataköy’de lisede okuyor. Yenibosna’da özel lise öğrencisi delikanlıya göre de yolun öte yakasında "ballılar" oturuyor.
       Ataköy’den bakan çocuk, o tarafı pek bilmiyor gibi; kendi dünyasını anlatmak daha kolayına geliyor: "Burası rahat, geniş, yeşil.." Biraz ısrar edince, yolun öte yakasına ilişkin kırık dökük söylediklerinin arasından "kalabalık, sıkışık, fakir ve bakımsız" sözleri seçiliyor.

Türkiye’deki İsviçre

       Yolun iki yakasında, iki ayrı dünya var. Uluslararası E 5 karayolu, İstanbul’u boydan boya ikiye bölerek geçip gidiyor. Bir yabancı, E 5’i bir G 7 ülkesiyle bir üçüncü dünya ülkesi arasındaki sınır zannedebilir. Veya biraz abartmayla yolun bir yanı "Türkiye’deki İsviçre", öte yanı "Türkiye’deki Sudan" diye nitelendirilebilir.
       Şirinevler ile Ataköy arasında bir üst geçit var, Şirinevler Camisi’nin hemen yanında. İki semti, iki dünyayı birbirine bağlıyor mu, ayırıyor mu pek belli değil.
       Hangi ruh haletiyle baktığınıza göre değişiyor: "Hayat ne güzel" diyenlerdenseniz, "ora bu tarafa para ve kültür aktarıyor" sonucuna varacaksınız; "Karşılık olarak da bura oraya emek..." Veya hayatının henüz baharında olan çocukların dediği gibi, "Orası cennet."

"Boyayalım abi"

       İki yakayı bağlayan ya da ayıran tüp geçitte acele acele yürüyen insanlar var ve her zaman kalabalık. Yan yana dizili sarı yaldızlı sandıklarıyla ayakkabı boyacısı çocuklar bağırışıyor, "Boyayalım abi!" Sesler fırça trampetine karışıyor. Sonra çıkışta, banka önünde kuyruklarda bekleşen insanlar...
       Kuyruğun yanına tezgah açan simitçilerin yüzleri kavruk. Midye dolması satan çocuğun, ilerde buz pateni yapan akranlarından habersiz olduğuna yemin edilebilir. Cadde üzerinde bir insan yığını; körüklü otobüslerin kapılarına asılmak üzere bekleşiyor. Minübüsler balık istifi. Fabrikalara, dükkanlara veya beyin, hanımın yanına işe gidenler.

Başka dünyalar!..

       Tünelin Ataköy’e açılan ucuyla, yeni bir dünya başlıyor. Devasa kutulara benzeyen binaların kondurulduğu, düzenli, planlı bir yer o taraf. Çevresi yemyeşil, yerler halı gibi; sonra ağaçlar var.
       Oyun parkları, spor sahaları, yürüyüş yolları... Çimenler üzerinde top koşturan çocuklar, markalı eşofmanlarıyla yürüyen gençler, bahtiyar yaşlılar, İtalyan ayakkabılarına çamur değmeyen insanlar; işte hepsi yolun karşı yakasındalar.

İkisi de dertli

       Tünelin beri yanı ise Şirinevler. İşçi, memur, işportacı, küçük esnaf, günübirlik iş buldukça çalışanlar oturuyor bu yanda.
       Şirinevler meydanında iş bekleyen nakliyeciler var; her zaman iş çıkmıyormuş, günlük kazançları ortalama beş milyon. Ayda 150 milyon eder, taş çatlasa 200; hadi bilemedin 250...
       Ataköy’de bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan gençten adam "aylık maaşım 102 milyon" dedi. Adını söylemedi; işini kaybedebilirmiş, korkuyor. Yenibosna’da oturuyormuş, 60 milyon lira kira veriyormuş.
       Güvenlik görevlisi olarak işe alınmış; "kapıcı gibi kullanılmaktan" şikayetçi. Sitenin girişindeki kulübe bir metrekarelik bir yer. Burayı iki arkadaş paylaşıyorlar.
       İkisi de dertli aslında ama biri konuşuyor, öteki kafa sallayarak onaylıyor arkadaşını.

Cennet ve cehennem

       Yüksek gelir grubunun kendilerine fazla vermemek için nasıl gayret sarfettiklerini, büyük bir yolsuzluğu açıklıyormuş gibi heyecanlı heyecanlı anlattı güvenlik görevlisi:
       "Orası cehennem, burası cennet. Görünen köy kılavuz istemez ama öte dünyada kimin cennette kimin cehennemde olacağı da belli değil. Bizim maaşımız sitedeki daire başına bölündüğünde 100 bin lirayı geçmez. Temizlikçisi, elektrikçisi, teknisyeni hepsi aynı. Her türlü lüksleri var. Paraları var ama ucuz yaşıyorlar.

Ataköy

       Emekleri değerli; akılları para eder. Dünya zenginliklerinden haberdarlar ve ona göre tüketiyorlar. Ödedikleri kira ile yolun öte yakasındaki beş aile geçinebilir. Çocuğun bir aylık servis parası, öte yakadaki öğrencinin yıl boyu harcayacağından çok daha fazla.

ANAHTAR SÖZCÜKLER:

       Bakım, bar, dans, değişim, disko, diyet, fastfood, flört, hamburger, hız, kablolu tv, kar, kuaför, kulüp, kurutma makinası, marka, merhaba, mikrodalga, molped, no ekmek, orkid, otomobil, para, parfüm, parti, pizza, randevu, repo, restoran, risk, servis, sipariş, spor, şampuan, şikayet, tuvalet kağıdı, uydu yayını.

ŞİRİNEVLER

       Emekleri değerli; kolları para eder. Ana babadan gördükleri, biraz da TV’den duyduklarıyla hareket ederler. Yer yer memleketten erzak gelir. Kader vardır ve rıza gösterilir. Çocuklar sokakta oynar; geleceğin güvencesidir; az çocuklular okutma heveslisi. Kira en büyük gider kalemi.

ANAHTAR SÖZCÜKLER:

       BEDDUA, altın, bayram, buyur, çamaşır ipi, çok şükür, dikiş makinası, deftere yaz, ekmek, geçim, günah, hemşehri, herif, İETT otobüsü, kahve, kömür, kolonya, komşu, misafir odası, memleket, namus, pamuk, para, pazar, sabun, taharet bezi, selamünaleyküm, yün yatak yorgan.

Sosyal yaşam...

       Şirinevler Endi Market: Domates 545 bin, patlıcan 785 bin, muz 695 bin, piliç 1 milyon, kuzu but 3 milyon 400 bin, dana kıyma 2 milyon 180 bin lira.
       Ataköy Atrium’daki Migros: Domates 750 bin, patlıcan 850 bin, muz 830 bin, piliç 1 milyon 360 bin, kuzu but 3 milyon 890 bin, dana kıyma 2 milyon 575 bin lira.
       Şirinevler’de kahvehaneler: Erkekler gider. Sohbet ve oyun yeri olmanın yanısıra mahallelinin haberleşme ve paylaşım yeri de. Aynı zamanda iş ve işçi bulma kurumu gibi işlev görür. Ufak tefek işler için buralardan eleman bulunur.
       Ataköy’de Cafe’ler: Erkek ve kadın ayrımı yok, isteyen gider. Genellikle sohbet etmek, bir şeyler içmek için gidilir. Kızlarla oğlanların bir araya geldikleri, birbirleriyle tanıştıkları, sırların paylaşıldığı, geyik muhabbeti yapılan yerler.

EMLAK PİYASASI

       Şirinevler:
       Üç oda bir salon, doğal gaz tesisatlı, asansörlü - 15 milyar iki oda bir salon, doğal gaz kombili - 9.5 milyar Kiralar: 70 - 80 - 120 milyon lira. 130 metre kare, kira 100 milyon, 600 dolar depozit. Doğal gaz sobalı 90 milyon lira kira.

       Ataköy dokuzuncu ve onuncu kısım:
       (Şirinevler’e en yakın kesim. Atrium’daki emlak bürosunun rakamları. Büro yetkilisi, bu fiyatların sadece dokuzuncu ve onuncu kısım için geçerli olduğunu, yedinci ve sekizinci kısımda fiyatların daha yüksek olduğunu söyledi.)
       35 metrekare daire - 45-50 bin dolar
       iki oda bir salon 80 - 100 bin dolar
       üç oda bir salon 115 - 140 bin dolar
       Kiralar: Bir oda bir salon: 180 milyon lira
       üç oda bir salon: 300 - 350 milyon lira arasında değişen fiyatlarda. (Dolar: 592 bin TL.)