Gündem Fransızlara hak edilmemiş övgü

Fransızlara hak edilmemiş övgü

26.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Festivalde yarışan 5 Fransız filminden 3’ünün ödül aldığı ödül töreninin ardından, Fransız filmlerinin hak edilmemiş bir görünürlük kazandığı konuşuluyor

Fransızlara hak edilmemiş övgü

68. Cannes Film Festivali, zayıf geçen yarışması ve İngilizceye ağırlık veren seçkisiyle eleştiriliyordu. Önceki gece dağıtılan festivalin ödülleri de bu eleştirilerin akıllara daha da kazınmasını sağlayacak nitelikteydi. Cannes’ın başkanı Gilles Jacob’un ayrılıp yerine Pierre Lescure’ün geldiği ilk yıl, seçkinin yanı sıra ağırbaşlı ve kısa süren ödül töreni de yerini müzikli, danslı, daha uzun süren bir yapıya bıraktı.
Yuhalanan karar
Joel ve Ethan Coen başkanlığındaki jürinin kararıyla festivalin büyük ödülü Altın Palmiye’yi kazanan, ‘A Prophet / Yeraltı Peygamberi’nin yönetmeni Jacques Audiard imzalı ‘Dheepan’ oldu. Film, göçmenlerin hikayesini göçmen karşıtı bir yere giden bir finalle anlatırken, sinema diliyle de kimseyi etkilemedi. Cannes’ın gelmiş geçmiş en tartışmalı Altın Palmiyelerinden biri olarak hatırlanacak, açıklandığı anda basın salonunda yuhalanan bu karar Fransız sinemasına hak edilmemiş bir görünürlük getirdi. Yarışmadaki beş Fransız filminden Stephane Brize’nin yönettiği işsiz kalan bir adam üzerinden sosyal konulara değinen ve Vincent Lindon’a En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandıran ‘La loi de Marche’ dışındaki yapımlar zayıf bulunmasına rağmen ödüllerde öne çıktılar. Sadece Audiard’ın Altın Palmiye’si değil, Maiween’in sorunlu ilişkileri konu alan sıradan filmi‘Mon Roi’da dengesiz bir performans sergileyen Emmanuelle Bercot’nun En İyi Kadın Oyuncu Ödülü de isabetli bir karar değildi.
Güçlü filmler es geçildi
Jüri, yarışmanın en bütünlüklü ve güçlü bir sinema hissi yaratan filmi Todd Haynes imzalı ‘Carol’ı sadece Rooney Maara ile Bercot arasında paylaştırılan En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ile sahneye çıkardı. ‘Carol’, Altın Palmiye’nin en güçlü ve tartışılmayacak adayıydı. Ödül listesinin dışında bırakılması şaşkınlık yaratan film, İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino’nun ‘Youth’u oldu. Michael Caine ve Harvey Keitel’in başrollerini paylaştıkları zamanın geçişini konu alan yapım, Sorrentino’nun bir önceki filmi ‘Muhteşem Güzellik’ gibi Cannes jürisi tarafından görmezden gelindi. Michel Franco’nun bir hastabakıcının hikayesini anlatan dramı‘Chronic’in en zayıf bulunan yönü senaryosu olmasına rağmen En İyi Senaryo Ödülü’ne uzanması da takdir gören bir karar değildi.
Jürinin isabetli denebilecek kararları ise genç Macar yönetmen Laszlo Nemes’in Auschwitz’de geçen filmi ‘Son of Saul’un Jüri Büyük Ödülü ve usta yönetmen Hou Hsiao-Hsien’in ‘The Assassin’le aldığı En İyi Yönetmen Ödülleri’ydi. Ancak ‘Dheepan’ın yerine bu iki filmden birinin Altın Palmiye’ye uzanması çok daha isabetli olabilirdi.