Torku Konyaspor-Fenerbahçe maçının ardından spor yazarları ne dedi?
.
1
Hadi canım sen de! (Ercan Güven)
Aylarca “ruhsuz, coşkusuz futbol ve kötü tercihler ile Fenerbahçe’nin ışığını kısıyorsunuz” dedik; eksik söylemişiz!.. Son dört maçta beş puan alan belki de ligin en kalite takımını şampiyonluktan da edecekler yazık ki. Başrolde İsmail Kartal ve ekibi. İsmail Kartal Konya’daki sınava kalemsiz (Caner), kalemtıraşsız (Alper), silgisiz (Volkan) gelmişti ama Aykut Kocaman için sorular “bildiği yerden”di!.. Aynı bıraktığı gibiydi Fenerbahçe!.. Pas yapacak, kanatları kullanacak ve becerikli golcüleriyle sonuca varacak. Lakin kimle? Emre de son anda zayiat listesine eklenince, adeta hücuma katkı veren kimse kalmamış Fenerbahçe’nin bir de pas yollarını kesince ilk yarıda adeta kilitledi Konyaspor. Kadlec ve Mert gibi tamamen “olmayanların” yerine oynayanların hatasından gelen Konyaspor’un golünü geçin... Altı dakika sonraki Fenerbahçe fotoğrafına bakın durumu anlayın: Kendi alanından çıkmaya çalışan Fenerbahçe orta çizgiyi aşamıyor, ıkınıyor sıkınıyor topu orta sahasına ulaştıramıyordu. Yardım etmek için santraya kadar gelen Sow bile işe yaramıyordu. Rakip sahaya geçemeden taca çıkıyordu top. Solda cezalı Caner’siz, Ömer Ali’yi durdurmaya çalışan Sow’suz Fenerbahçe’nin bir kanadı yoktu. Göbekten gidemiyordu. Ancak sağdan Gökhan inebiliyordu rakip alana. O da iki, bilemediniz üç defa. Ne kaldı geriye? Uzun top ve duran top. Uzun top seçeneğini de takımla arasında otuz kırk metre mesafe kalan Emenike ortadan kaldırınca, ilk yarının 1-0 bitmesine sevinmeliydi Fenerbahçe. Emenike enteresandı ve “yatay durumdaydı” Konya’da... Buldozer gibi fiziği ile eze eze giden Emenike dokunsalar devrildi, beleş serbest vuruş veya penaltı peşinde koştu sadece. Bir süre sonra İsmail Kartal onu en verimsiz olduğu sola çekince Emenike sadece yük oldu Fenerbahçe’ye. Bir dahaki sefere ağabeyi değil dedesi konuşur herhalde! Çoğu zaman olduğu gibi ancak ikinci yarıda takımı yapılandırabildi İsmail Kartal. Sakatlık riskini falan göz ardı edip Emre’yi Selçuk’la değiştirdi ki, topu ileri taşıyabilsin Fenerbahçe... Meireles yerine Webo ise taşınan topu kaleye yollayacak ekstra bir çift ayak niyetine. Maçın bitmesine on dakika kala çıtkırıldım Emenike yerine Diego da girince “çok iyi hamleler yaptı hoca” yerine “doğruyu buldu” demek lazım ancak. İyi de; geç değil mi? Yarısı ziyan edilmiş, ilk otuz dakikada rakip yarı alana bile gidilmemiş bir maçta 60. dakikadan sonra yapılan “düzeltmeler”, bol forvet, hücumcu orta saha falan Fenerbahçe’ye ancak beraberlik getirebildi. Son çeyrekteki tek kale Fenerbahçe baskısı yetmedi. Aptal mı rakip? Döndü savunmaya, dan dun uzaklaştırdı, zamanı tüketti. Akhisar’a yenil... Konya’da iki puan bırak. Şampiyonluk kovala. Hadi canım sen de! (Milliyet)
2
Emenike'yi kazanmak şart mı? (Uğur Meleke)
Konya’da harika tribünlere yakışır daha tutarlı bir Konyaspor vardı. Geçen hafta ciddiyeti eksik olan Selim’in 18 dışında, Kokalovic’in kulübede olması savunmayı dengelemiş. Ömer Ali her hafta yeni pozisyonuna biraz daha alışıyor ama sertlikten kaçması, yeteneklerini unutmaması gerek. Fenerbahçe’deyse hemen her maçta aynı senaryo yaşanıyor: İçine Güiza kaçmış Emenike maça santrforda başlıyor, 45 dakika saç baş yoldurduktan sonra sol açığa geçip geniş alanda kaçırdıklarını telafi etmeye çalışıyor. Bu ısrarın gerekçesi de ilginç: İsmail Kartal, Emenike’yi kazanmaya çalışıyormuş! Yahu Caner bu takımda formayı alabilmek için kendini hırpaladı, Alper olağanüstü mücadele veriyor 11’de kalabilmek için. Niye kimse Alper’i-Caner’i kazanmaya çalışmadı da Emenike kazanılmaya çalışılıyor? Ya da Webo’nun 11’e girmesi için küsmesi, problem çıkarması ve sonra “kazanılmaya çalışılması” mı gerek? Fenerbahçe takımı Emenike’ye gol attırmaya çalışırken gereksiz efor sarf ediyor, sinirleniyor, son iki maçtır da geriye düşüp ekstra çabalamak zorunda kalıyor. İki haftada bu gerekçeyle kaybedilen sadece 5 puan değil, adalet duygusu da zedeleniyor bence. Ve bir hakem notu... Memlekette hakemler etrafında öyle hukuksuz bir baskı var ki, hakemlikle ilgili yazmak istediğimde üstlerindeki manasız presi artırmama adına bin kez düşünüyor, öyle yazıyorum. Geçen hafta Şota, Cüneyt Çakır’ı haklı bir şekilde eleştirmişti. Zira Cüneyt Çakır, Trabzon’un bir frikiği öncesi Cardozo’yu kalecinin önünü kapatmaması konusunda uyarmıştı. Oysa sen frikiği attır, kalecinin önünü kapatıyorsa zaten ofsayt çalacaksın... Konya’da da Türk hakemlerin lüzumsuz uyarı alışkanlığını Ali Palabıyık devam ettirdi. Maçın yarısı uyarılarla geçti neredeyse... Bir ara abarttı, 14’üncü dakikada bir taç atışı öncesi uyardı Ali Turan’la Emenike’yi! MHK bu hakemlere ne söylüyor bilmiyorum; ama futbolu kimsenin kimseye dokunmadığı, steril bir oyun haline dönüştürmeye çalışıyorlar. Oysa futbol böyle bir oyun değil. Siz atışları yaptırın, faulse faulü çalın. Ofsaytsa ofsaytı, penaltıysa penaltıyı verin. Uyarılarla hem oyunu soğutuyor, hem de vakit geçirici takımların ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Lütfen... (Milliyet)
3
Aziz Yıldırım şike yapsana... (Serhat Ulueren)
SEN, şampiyonluk kutlamalarında kendi taraftarına, “Köpekler, ahlaksızlar” dersen, şike sezonuyla ilgili yaklaşık 4 yıldır hiçbir somut cevap veremez ve “konuşacağım, ortalık karışacak” demene rağmen dişe dokunur tek laf edemezsen, seni şampiyon yapan Yanal’a, Kocaman’a, Carlos’a laf sokup hakaret edersen, tüm stat, “Şike yapsana, şike yapsana. Aziz Yıldırım, şike yapsana” diye tempo tutar. Sakın ağlama, sızlanma. Bu ülkede sırf F.Bahçe Başkanı olduğun için sana ceza vermeye korkanlar Balıkesir başkanına, yönetimine, hatta İbrahim Hacıosmanoğlu’na 1 yılı aşkın cezayı gözünü kırpmadan veriyor. Bu dakikadan sonra tesis yapsan ne olur? O kadar büyük kötülükler yaptın ki Türk Futboluna... Bilmiyorum sonu ne olacak bu filmin? VE sen Aziz Yıldırım; acı ama gerçek Türkiye’nin F.Bahçe’sini Türkiye’nin en antipatik takım yaptın. Anadolu’da, İstanbul’un birçok semtinde, söylemlerinden ve yaptıklarından dolayı güzelim F.Bahçe küfür yiyor, hiç hak etmedikleri halde. Sen böyle konuşmaya devam ettiğin sürece hakemler de canını yakacak, bunu iyi bil. Sus artık.. Ne konuş, ne görüntü ver yoksa bu takım 3. bile olamayacak. Bakalım G.Saray maçı öncesi ne şovlar yapacak, ne hadiseler çıkaracak? Hele G.Saray bir de Kadıköy’den puan çıkarırsa Allah maça gelenlere ve polise kuvvet versin. KONYA RAHAT KAZANIRDI ARTIK Konya benim için İstanbul, Trabzon ve Bursa’dan sonra 4. futbol kentidir. Konyaspor dün ayağa kalkmış, tribünler müthiş bir uğultuyla F.Bahçe’yi durdurmuştur. Ali Palabıyık, Egemen’in gol vuruşu öncesi Ali Turan’ı itmesine faul verse F.Bahçe puan almazdı. Dün Ali Turan, Vukovic, kaleci Kaya ve sağ tarafta Ömer Ali Şahiner mükemmel oynamıştır. Mahlangu’ya biraz olsun Kabze ve Djalma ayak uydurabilseydi Konya rahat kazanırdı. F.BAHÇE, Kadlec’le, Gökhan’la, Kuyt’la, Sow’la önemli fırsatlar kaçırdı ama mücadelesiyle, seyircisiyle Konya beraberliği fazlasıyla hak etti. Puan farkı 4 olduğuna göre F.Bahçe, G.Saray maçına çok stresli çıkacak ve bana göre G.Saray istediğini alıp kaybetmeyecek. Ben maçtan çok Aziz Yıldırım’ın G.Saray maçı öncesi ve sonrasında yapacaklarını şimdiden merak ediyorum. (Vatan)
4
Kendin ettin kendin buldun (Ersin Düzen)
BAZI maçlar vardır, sahaya sürdüğünüz kadroyla rakibe ya korku verirsiniz ya da cesaret. Muhtemelen Konyalı oyuncular F.Bahçe 11’ini gördüklerinde yenilmeyeceklerine biraz daha inanmıştır. EMİNİM, F.Bahçe taraftarı ‘bu orta saha ile kaleye nasıl gideceğiz ve pozisyon bulacağız’ derdine düşmüştür. MAÇIN hikayesi geçen haftaki Akhisar yenilgisinden çok da farklı değildi. Kaleci Mert’in hatasıyla yenen erken bir gol ve sonrasında kapanan rakibi açmak için verilen mücadele. Ama bu mücadelenin skora yansıması için ne lazım? Öncelikle sahadaki psikolojiyi yönetecek bir lider, oyunu organize edecek bir kalite ve gol yollarında işinizi kolaylaştıracak bir zeka. Saydıklarımın hangisi vardı? Bence hiçbiri. İSMAİL Kartal’ı anlayabiliyorum, eksik ve sakatlık nedeniyle kadroda değişiklik yapmış olabilir; ama inanın Emenike’nin babası hoca olsa, oğluna bu kadar şans vermezdi! Yazılarım arşivde duruyor; sadece dünkü maç için değil, defalarca dile getirdim, Emenike bu takımın oyuncusu değil. Nijeryalı oyuncunun top kayıpları bir yana laubali davranışları bile arkadaşlarını yıpratıyor. Dün akşam Emenike sanki Konyaspor’un stoperi gibiydi. 2 HAFTADIR SINIFTA KALDI CANER’İN yokluğunda bir kanadı kırık oynayan F.Bahçe, ceza alanına birçok top gönderdi. Gökhan iki kişilik oynadı desek yeridir. Peki F.Bahçe, orta sahadan rakibi niye zorlayamadı? Kaleye topu götürecek, arkadaşlarına servis yapabilecek, biri var mıydı sahada? Yoktu! Çünkü Alper sakat, ama Diego kenardaydı. İSMAİL Hoca, Diego’dan verim almak için hep takımının yorulmasını bekliyor. Geç hamlenin karşılığını geçen hafta alamadı, dün akşam aynı ısrar neden? Son 2 maçta, İsmail Hoca, gerek oyunu okumada gerekse hamlelerde sınıfta kaldı. F.BAHÇE, şampiyonluk yolunda 2 haftada 5 puan kaybetti. Her şey sarı-lacivertlilerin elindeyken, şimdi ibre rakiplerine döndü. Sahasındaki 2 derbiyi kazansa Şampi… başlığı bile atılabilirdi; ama şimdi 6 puan alsa dahi 4. yıldız için yetmeyebilir. F.Bahçe’ye ‘Kendim ettim, kendim buldum’ şarkısını armağan ediyorum. (Vatan)
5
