Galatasaray taraftarının bu sezon baştacı yapmaları gereken takımlarını yalnız bırakarak nasıl zor durumda bıraktıkları dün daha net anlaşıldı.
Ev sahibi 3 çeyrek boyunca sahada hep istediklerini yaptı. Obradovic’in en önemli avantajları boyalı alanken, 4 kısalı beşle başlamasının da etkisiyle pota altı hakimiyetini ele geçiren, rakibin iki guardla sahada kalmasını topu forvetlere vererek avantaja çeviren, savunmada da ön alandaki baskıdan yine istediğini alan Galatasaray’dı.
Fenerbahçe ilk yarıda sadece Melih ile Antic’in kenardan geldiği anlarda kıpırdanırken, iki oyuncunun da yaptıkları ilk tercih hatasında kenara alınmaları, dirençlerini azalttı, zaten devreyi de Galatasaray 10 farklı galip kapadı.
Ancak Fenerbahçe’nin kadro farkı böyle durumlarda ortaya çıkıyor. İki guardı kötü oynarken, Bogdanovic rotasyona takılmışken bile bir çözüm bulunuyor. Dün de o çözümün adı Melih Mahmutoğlu oldu. Hem ön alanda savunmada fark yarattı milli oyuncu, hem de takımını skorda sırtladı. Enerjisi, becerisi 10 numaraydı. 2. yarıda Dixon da uyanıp üçlükleri sıralayınca Fenerbahçe üstünlüğü ele aldı. Son çeyreği Fenerbahçe’nin iki uzunla oynaması da büyük artı sağladı.
Galatasaray, iki kez çift hanelerle öne geçtiği maçı kaybettiyse bunda iki etken vardı. Bir tanesi, maçın tamamını 6 oyuncuyla oynamak ve enerjinin düşmesi, diğeri de o enerji açığını gidererek takımın Eurocup şampiyonluğuna kadar ulaşmasını sağlayan taraftarının maçı ekranlardan izlemesiydi!
Fenerbahçe ise kadro farkını sahaya yansıtarak maç sonunda daha diri kalarak finale ulaştı. İki takımı da tebrik etmek gerekir, ikisi de ellerinden geleni yaptı.
