Gündem Üniversite ile sanayi işbirliği kazandırıyor

Üniversite ile sanayi işbirliği kazandırıyor

21.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Üniversitelerin sanayi kuruluşlarıyla yaptığı işbirlikleri, öğrencilerin mezun olmadan deneyim kazanmalarını sağlıyor. İKBU Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı Bölümü öğrencileri fabrikada açılan sınıfta eğitim öğretim yapıyor

Üniversite ile sanayi işbirliği kazandırıyor

Fabrikanın içinde bir sınıf. Öğrenciler sıralarında altın, gümüş gibi değerli taşlarla takı tasarlıyor. Birinin önünde altından yaptığı bileklik, diğerinin önünde zarif bir heykelcik… İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarım bölümü öğrencileri uygulamalı derslerini mücevher fabrikasında yapıyor. Onsa Mücevherat Fabrikası’nda açılan sınıfta haftanın bir günü fabrikaya gelip değerli taşlarla çalışıyorlar. İş hayatına atılmadan değerli taşlarla çalışma şansına kavuşan öğrenciler oldukça memnun. Başlangıçta tedirgin olmuşlar ancak artık alışmışlar. Gerçek altına dokunmanın, tasarımlarını değerli taşlar üzerinde gerçekleştirmenin çok daha yaratıcı olduğunu söylüyorlar.
Uygulamanın bu yıl başladığını belirten Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Vildan Alptekin, altının öğrenciye zimmetli olarak verildiğini, çalışmalar sırasında toz olan kısmın, değerinin karşılığını da üniversitenin ödediğini belirtiyor. Öğrencilerin önce heyecanlandıklarını ve değerli taşlarla çalışmaktan çekindiklerini söyleyen Prof. Dr. İsmet Vildan Alptekin, “Ellerine 50 bin liralık malzeme veriliyor. Önce tedirgin oldular ama artık alıştılar” diyor.

Uygulamalı eğitim
Fabrikası olan tek fakülte olduklarını belirten Prof. Dr. İsmet Vildan Alptekin, uygulamayla ilgili şu bilgileri veriyor: “Bu işbirliğini kısaca; ONSA üniversitesi olan bir fabrikadır ve Kemerburgaz Üniversitesi de fabrikası olan bir üniversitedir şeklinde ifade edebiliriz. Öğrencilerimiz burada uygulamayı, tasarımı bizzat fabrikasında görüyorlar. Hem atölye hem üniversite sorumluluğuyla çalışıyorlar. Atölye şefliği, toplantı salonu, öğretmen odası, tasarım salonu var. Öğrencilerin ulusal ve uluslararası düzeyde tasarımsal ve üretimsel altyapılarını oluşturuyoruz. Öğrenci eğitim alırken aynı zamanda çalışıyor. Amacımız Türkiye’de takı tasarımı konusunda bir numara olmak.”
GSTF Takı Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Berna Karaçalı ise dersin 2. sınıftan sonra görülmeye başladığını belirterek, “Temel sanat eğitimiyle ilgili, birinci sınıf derslerini diğer okul binasında alıyorlar. 2, 3 ve 4’üncü sınıflar haftada 1 gün buraya uygulamalı derslere geliyorlar. Şu an 68 öğrenci var” diyor.

Haberin Devamı

Külçe altınla çalıştık

Değerli taşlarla çalışma olanağı yakalayan öğrenciler ise yaşadıkları deneyimleri şöyle anlatıyorlar:
Aslıhan Karakurt: “İlk içeri girdiğimizde elimize külçe altın verdiler. Çok heyecanlandık. Sonra hocalarımız ‘Buna altın gözüyle bakmayın, metal gözüyle bakın. Altın gözüyle bakarsanız hiçbir tasarım yapamazsınız. Bizim için o tasarlanabilir bir madde’ dediler. Yapımın her aşamasını, örneğin dökümü fabrikada gördük. Birinci ağızdan dinledik. Nasıl yapıldığını anladık. “
Emine Tuğçe Anuşlu: “4’üncü sınıftayım. Burada eğitim almak bizim için çok iyi bir tecrübe oluyor. Gerçek malzemelerle çalışıyoruz. Örneğin, gümüş tellerden halkalar sarıyoruz. Daha sonra sardığımız halkaları testereyle kesiyoruz. Kesim yerlerinden birbirine geçiriyoruz, kaynaklıyoruz. Daha sonra çevirerek bileklik yapıyoruz.”
Caner Güngör: “Endüstriye ilgim vardı. Endüstri de tasarımın bir dalı olduğu için bu bölümü seçtim. Burada tasarımdan üretime kadar bütün aşamaları görebiliyoruz. Bunun mükemmel bir katkısı var. İşin bitmiş halini görmek daha zevkli.”
Sezen Karakuş: “Ben de 4’üncü sınıfım. Eğitimlerimiz atölyede geçiyor. Bu fabrikada kendi çalışmalarımızı yapıyoruz. Çizim yapıyoruz. Tasarlayıp burada uyguluyoruz. Fabrikada olunca bildiklerimizi burada pekiştirebiliyoruz, daha etkili oluyor. Tasarım alanında iyi yerlere gelmek istiyorum. Burada olmaktan çok memnunum.”

Haberin Devamı

Enerji yetmiyor

Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayabilmek için nükleer reaktörün kurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz Kaptan, nükleer gücün, sadece enerji
üretimine değil, ilaç ve savunma sanayisine de katkı sağlayacağını söyledi

Türkiye’de üretilen enerjinin mevcut talebe yetmediğini belirten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Kaptan, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayabilmek için nükleer reaktörün kurulması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin birincil enerji açısından yüzde 70, elektrik üretimi açısından ise yüzde 60 dışa bağımlı olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz Kaptan, “10 yıl sonrayı planlayarak tüm doğal kaynaklarımızı kullanmamız gerekiyor. Bir nükleer reaktörde elektrik enerjisi üretilirken başka çalışmalar da yapılabilir. Bu nedenle nükleer gücü sadece enerji üretimi olarak düşünmemeliyiz. Çünkü reaktörün ilaç ve savunma sanayisine de katkısı olabilir. Örneğin günlük kullanılan kanser hastalarının ilaçları, hazırlanır ve uçakla gelir. Bunlar radyoaktiftir. Biz bu radyoaktiviteyi üretmiyoruz ve yurtdışına dünyanın parasını veriyoruz. Nükleer gücü bu yönde de kullanabiliriz” dedi.
Devamı gelecektir
Nükleer reaktör kurulumuna bir kere başladıktan sonra devamının geleceğini belirten Prof. Dr. Yılmaz Kaptan, “Nükleer üretimine başlamak ve yatırım kararını almak bir taneyle bitmez. Türkiye şu anda üçüncüsünü de yapalım demeye başladı. Birincisini 30 yıl sonra devreden çıkardığımızda yeni bir reaktörün devreye girmesi lazım. Bugün Akkuyu, yarın Sinop, ertesi gün başka bir yer” dedi.
Nükleer reaktöründe taşıdığı riskin tartışılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kaptan, “Enerji açığımızı kapatmak için yeni kaynaklara ihtiyaç duyuyoruz. Nükleerde risk var ama bunun tartışılması gerekiyor. ‘Biz Türkiye olarak karar verdik, nükleer reaktör kuracağız’ demiyoruz. Uluslararası ajansların her birinden lisans alıyoruz. Kamuoyunun bu konuda bilinçlenmesi lazım” dedi. Alternatif enerji kaynaklarına da değinen Prof. Dr. Yılmaz Kaptan, “Rüzgar enerjisi için 600 megavat enerjiye kadar lisans veriyoruz. Teknoloji ise güneş enerjisinin yüzde 100 dönüşmesine imkan vermiyor. Yani son teknolojiyi kullansak bile bunlar yetmez” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Türkçe mi İngilizce mi?

Haberin Devamı

Üniversitede öğrenim dili Türkçe mi İngilizce mi olmalı? Bu soru, akademi dünyasının uzun süredir tartıştığı konulardan biri. Bu konuyu Türkiye’nin önde gelen akademisyenlerine sorduk, farklı boyutlarıyla ele aldık

Üniversitelerde öğrenim dili konusunda Türkiye’de farklı modellerin olması ve tek doğru model peşinde koşmaktan vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, “Bazı üniversitelerin İngilizce, Almanca, Fransızca eğitim yapmaları, herkesin aynı şeyi yapmasını gerektirmiyor. Yani bizim yaptığımız en doğrudur, tek doğrudur deyip böyle bir kolaylığın içine düşmemek lazım” dedi.
ODTÜ’nün kurulduğu günden bu yana İngilizce eğitim yaptığını belirten Acar, başarı çıtasının yüksek olması sebebiyle yeni açılan birçok üniversitenin ve taleplerin de bu yöne kaydığını söyledi. Sadece Türkiye’de değil pek çok Avrupa ülkesinin İngilizce eğitime yöneldiğini belirten Acar, bu durumun avantajlarını şöyle sıraladı: “Bunun başlangıçtaki sebebi ODTÜ’nün bölgesel uluslararası bir üniversite olarak kurulması. Yurt dışından öğrenci, öğretim üyesi, araştırmacı getirmek ciddi bir avantaj sağlıyor. Onun dışında özellikle kurulduğumuz yıllarda bilimin, araştırmanın uluslararası dili olan İngilizce kaynaklara ulaşabilme imkanı sağladı. Dil bilmenin, bu dilde eğitim yapmanın sağladığı ciddi getiriler oldu. Ayrıca yurt dışında İngilizce yayın yapılması, lisans üstü eğitim ve araştırmalarda ortak dilin İngilizce olması, üniversiteler arası iş birliklerinde ana etkenlerden biri olması açısından da büyük bir avantajı var. Uluslararasılaşma için dil hala çok önemli.”
Yarış için şart
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, Türkiye’nin uluslararası bir eğitim merkezi olmak hedefinden yola çıkarak, dünyada birçok ulusun kapılarını yabancı öğrencilere açtığını, bu alanda lider konumunda olan ABD ve İngiltere’nin pastasını paylaşmak istediğini söyledi. “Bunu yapabilmenin tek yolu İngilizce dilinde üniversite eğitimi vermek” diyen Prof. Dr. Üçtuğ, “Bugün Almanya, Fransa gibi kendi dillerini kıskanan ülkeler bile İngilizce programlar açıyorlar. Bulunduğu coğrafyada büyük bir çekim merkezi olan Türkiye’nin de bu yarışta yer almasının tek yolu üniversitelerinde İngilizce dilinde eğitim vermesi. Dolayısıyla, uluslararası bir üniversite olmayı hedefleyen, yabancı öğrencileri ve öğretim üyelerini bir araya getirerek uluslararası bir iklim oluşturmayı amaçlayan yükseköğretim kurumları eğitim dili olarak İngilizceyi seçiyorlar.” dedi.

Haberin Devamı

Mesleğini tanı

Ekonomi Bölümü

Amacı; ekonominin temel kavramlarını özümsemiş, mikro ve makro iktisat teorilerini pratik alanlarda uygulama yeteneği kazanmış, güncel ve tarihsel iktisadi politikaların ve uluslararası gelişmelerin sonuçlarını analiz edebilecek öğrenciler yetiştirmektir.
İlk iki yıl içinde ekonomi biliminin temel ilkelerine yönelik derslere ek olarak farklı disiplinlerden de dersler verilmektedir. Tercih edecek adaylarda, dünya iktisadi sisteminin nasıl işlediğini merak eden, anlamak isteyen, araştırmayı seven, sorgulama yapabilen, okumayı seven, çok yönlü, analitik düşünce yapısına sahip, eleştirmeye ve eleştirilmeye açık, kendini geliştirmeye çabalayan bir kişiliğe sahip olma gibi özellikler aranır.

İKBU’nun ayrıcalıkları

Eğitim dili İngilizce olan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ekonomi bölümü öğrencileri, hem kendi disiplininde uzmanlaşabilecek hem de diğer doğa ve beşeri bilimler için de gerekli altyapıyı kendilerine sağlayabilecekler. İş dünyası ile kurulan yakın iş birliği sayesinde öğrenciler gerek öğrenimleri boyunca gerekse mezun olduklarında geniş bir ağa sahip olacaklar, öğrenimlerinde edindikleri teorik ve pratik bilgileri pekiştirme ve uygulama fırsatı yakalayacaklardır. Araştırma ve uygulama merkezi aracılığıyla öğrenciler istedikleri zaman gerek dersleri için gerekse kendi ilgi alanları doğrultusunda araştırmalar yapabileceklerdir.