Gündem Uyuşturucudan ölümler yüzde 43 oranında arttı

Uyuşturucudan ölümler yüzde 43 oranında arttı

09.10.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de uyuşturucu kullanım yaşı 12’ye, uyuşturucudan ölüm yaşı ise 14’e düştü. Uyuşturucudan ölüm olaylarının en çok yaşandığı kentler ise sürekli göç alan İstanbul, Adana ve Antalya gibi kentler...

Uyuşturucudan ölümler yüzde 43 oranında arttı



Türkiye’de son yıllarda, sentetik uyuşturucu Bonzai başta olmak üzere sentetik uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması, korkutucu boyutlara ulaştı. Özellikle 2007 ile 2013 yılları arasındaki istatistiki veriler, kötü yöndeki gelişmeleri ortaya koydu. En acı ve en çarpıcı sonuç ise, uyuşturucudan ölüm oranlarında görüldü.
Uyuşturucu kullanımı ardından görülen ölümlerde, 2008 yılında 147 olan can kaybı, 2009’da 153, 2010’da 126, 2011’de 105, 2012’de 162 oldu. Bu rakam 2013 yılında ise, 232’ye çıktı. Uyuşturucu kullanımından kaynaklı, kaza, cinayet, kavga, kalp krizi, psikolojik bunalım sonucu intihar gibi dolaylı olarak ölüm oranı ise, 2008 yılında 137 iken 2013’te 416’ya çıktı. Oransal olarak ise, uyuşturucudan doğrudan ölümler bir önceki yıla göre yüzde 43, dolaylı ölümler yüzde 155 oranında arttı. Bu rakamların 2014 yılı içerisinde kesin sonuçlar alınmasa da daha da büyük artış gösterdiği belirtildi.
Göç alan iller ilk sırada
Uyuşturucudan ölüm olayları en çok, sürekli göç alan ve nüfus yoğunluğunun olduğu, İstanbul, Adana, Antalya, Ankara, İzmir, Mersin, Gaziantep, Kocaeli, Hatay ve Bursa illerinde yaşandı. Uyuşturucunun kullanım yaşının 12’ye, ölüm yaşının ise 14’e kadar indiğini gösteren araştırmalarda, en çok da, eroin, esrar, uyuşturucu hap, kokain, amfetamin, votalit madde ve sentetik kannabinoidler kullanıldığı tespit edildi. İstanbul Tabib Odası üyesi ve TTB delegesi Dr Güray Kılıç ile araştırmalarını sürdüren İzmir Tabip Odası Meclis Üyesi Dr. Ergün Demir, hükümetin “Uyuşturucu ile Mücadele Eylem Planı” uygulamasının, belli konuların dikkate alınmaması durumunda başarılı olamayacağını dile getirdi. Demir, özetle şunları söyledi:
‘Bütüncül yaklaşılmalı’
“Bağımlılıkla mücadeleye, salt bir asayiş sorununa indirgemeden bütüncül yaklaşmak gerekmektedir. Bu sorunlar imama, muhtara ve din dersi öğretmenine, havale edilerek çözülemez. Uyuşturucuya ilişkin yapılan bilimsel çalışmalarda belirtilen önerileri dikkate almadan, ergen ve genç erişkinlere yönelik bir planlama yapmadan, eğitim sistemini bilimsel ve nitelikli hale getirmeden, yoksulluk ve işsizliğe karşı mücadele edilmeden, mücadelede olumlu bir sonuç alınamaz. Esasen bir halk sağlığı sorunu olan madde bağımlılığı, hangi eylem planını uygularsanız uygulayın önümüzdeki yıllarda madde kullanımı ve bağımlılığı toplumun tüm kesimini etkilemeye devam edecek ve madde bağlantılı ölümler giderek artacaktır.”