Gündem Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı

Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı

09.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Peygamber Efendimiz cuma günü için, ‘Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı cuma günüdür. Adem cuma günü yaratıldı, o gün cennete kondu, yine o gün cennetten çıkarıldı’ demiş, kıyametin de cuma günü kopacağını buyurmuştur

Üzerine güneş doğan  günlerin en hayırlısı

Cuma günü Müslümanların haftalık toplu ibadet günüdür. Peygamber Efendimiz bu günün değeriyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı, cuma günüdür. Adem o gün yaratıldı, o gün cennete kondu, yine o gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet de ancak cuma günü kopacaktır” (Müslim, Cuma, 5).
Cuma günündeki en önemli ibadet öğle vakti cemaatle kılınan cuma namazıdır. Bu namazın farz olduğu Kuran-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Ey İman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı zaman hemen Allah’ı anmaya (cuma namazını kılmaya) koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, elbette bu sizin için daha hayırlıdır.” (el-Cuma 62/9). Peygamber Efendimiz de bu namazın önemini şöyle ifade etmiştir: “Cuma günü gerekli temizliği yaptıktan sonra camiye gidip hutbe dinleyen ve namazı kılan kimsenin o gün ile daha önceki cuma arasında işlemiş olduğu günahların affedilir” (Buhârî, “Cuma”, 6, 19). Bu günü önemsemeden üç cuma namazını terkeden kimsenin ise kalbinin mühürleneceğini bildirmiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 204).
İslamiyet’te ilk cuma
Hz. Peygamber henüz Medine’ye hicret etmeden önce oradaki müslümanlar, sayıları artmaya başlayınca Ehl-i kitabın haftalık toplantı ve ibadet günlerinin bulunduğunu göz önüne alıp kendileri için de böyle bir gün olarak, o dönemde arûbe olarak isimlendirilen cuma gününü seçtiler. Medineli müslümanlardan Es‘ad b. Zürâre kendilerine cuma namazını kıldırmaya başladı.
Peygamber Efendimiz Medine’ye bir saat mesafede bulunan Kubâ’ya ulaşınca orada konakladı. Pazartesiden perşembeye kadar ashabı ile beraber çalışarak İslâm’ın ilk mescidini inşa etti. Cuma günü Kubâ’dan hareket edip Rânûnâ vadisine gitti ve Sâlim b. Avf kabilesine misafir oldu. Bu sırada cuma vakti girdiğinden vadideki namazgâhta ilk cuma namazını kıldırdı.
Allah Resûlü şöyle buyurur: “Cuma gününde bir an vardır. Bir müslüman o ana denk getirir ve Allah’tan bir şey dilerse Allah ona dilediğini verir. (Buhârî, “Cuma”, 37) Cuma günü duaların kabul edildiği bu anın hangi an olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Gizli kalması, o vakte denk gelir ümidiyle cuma gününün daha çok ibadet ve dua ile geçirmeyi sağlamak içindir.

DOLMABAHÇE CAMİİ

Abdülmecid’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından yapımına başlanmış, bitirmeye ömrü vefa etmeyince oğlu tarafından bitirilen Dolmabahçe Camii, Dolmabahçe Sarayı’nın güney cephesinde, sahil şeridindedir. 23 Mart 1855 tarihinde ibadete açılan caminin mimarı, ünlü mimar ailesi Balyanlardan Garabet Balyan’dır.
Dolmabahçe Camii, dönemin mimari üslubuna yansıyan barok ve ampir tarzın çeşitli öğeleri ile bezenmiştir. Camide öne çıkan mimari yenilik ise, dairesel pencere dizisidir. Bu dairesel pencere dizisi, dönemin cami ve sivil mimarisinde görülmemiş bir biçimdir. Cami; korentiyen kolon başlığı şeklinde tek şerefesi olan, yivli iki minareye sahiptir ve bu minareler hünkâr kasrının kuzey cephesinin iki ucuna yerleştirilmiştir. Ayrıca, Dolmabahçe Camii’nin selâtin camilerinde de görülen dış avlusu; yol çalışmalarında yıkılmış ve sebil de bu yıkımdan nasibi almıştır. Muvakkithane ise denize bakan cepheye taşınmıştır.
Dolmabahçe Camii; yapıldığı dönemin mimari estetiğini yansıtmakla kalmayan, aynı zamanda cami mimarisinde o güne değin denenmemiş dairesel pencere düzeniyle, kendine has bir mimari lezzeti de yakalamıştır.
Taş ve mermerden inşa edilen cami, 1948-1961 yılları arasında Deniz Müzesi olarak kullanılmış, müze yeni binasına taşındıktan sonra 1966 yılında restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır.

Cuma gününde yapılması sünnet olan davranışlar

Boy abdesti almak, beden temizliğini yapmak, dişleri temizlemek, güzel elbise giymek, güzel koku sürünmek, camiye erken gitmek, Kehf sûresini okumak, çokça dua etmek ve Allah’ı anmak, Hz. Peygamber’e salâtü selâm getirmek.
Cuma namazı kılmakla kimler yükümlü değildir?
Cuma namazı yükümlülüğünü düşüren mazeretler de şunlardır: Hastalık, hasta bakıcılık, kişiyi bitkin hale getiren yaşlılık, sağlığa zarar verecek ölçüde sıcak veya soğuk, aşırı derecede yağmur ve çamur, mal, can bakımından güvenliğin bulunmaması. Yolculuk halinde bulunanlara da cuma namazı farz değildir, kıldıkları takdirde namazları geçerli olup ayrıca öğle namazı kılmazlar.
Cuma namazı nasıl kılınır?
Cuma namazı vakti girince önce dört rekat sünnet kılınır. Bu, cumanın ilk sünnetidir. Sonra hatip hutbe okur. Hutbeden sonra cemaat imama uyarak iki rekat cumanın farzını kılar. Bundan sonra dört rekat sünnet kılınır. Bu da cumanın son sünnetidir. Böylece cuma namazı tamamlanmış olur. Bazı bölgelerde zuhr-ı ahir (son öğle namazı) ve vaktin sünneti adıyla kılınan namazlara da rastlanmaktadır. Peygamberimiz ve ashabı böyle bir namaz kılmamışlardır.
Cuma namazının geçerli olması için özellikle bir şehirde yalnız bir camide kılınmasının gerekli olduğu şeklindeki görüş böyle bir namazın kılınması sonucunu doğurmuştur. Bazı alimler, ihtiyat gerekçesiyle zuhr-ı ahir adıyla dört rekat bir namaz kılınmasının uygun olacağını söylemişlerdir. Ancak cuma namazını kılan bir kimse son öğle adıyla bir namaz kılmak mecburiyetinde değildir. Çünkü cuma namazı öğle namazı yerine geçtiğinden ayrıca öğle namazı kılmaya gerek yoktur.

Camide nelere dikkat edilmeli?

Allah’a ibadet edilen kutsal mekânlar olan camilerde bazı hususlara dikkat etmek gerekir:
1. Camiye güzel ve temiz elbiseleri giyerek gitmek, cemaati rahatsız edecek kirli ve yağlı kıyafetlerle gitmemek.
2. Camiye girerken “Ey Rabbim! bana rahmet kapılarını aç”, çıkarken “Ey Rabbim! Senden üstünlük dilerim” diye dua etmek.
3. Camiye girildiğinde mekruh vakit değilse ve henüz namaza başlanmamışsa iki rekat “Tahiyyetü’l mescid” kılmak.
4. Soğan ve sarımsak vb. kokuları başkalarını rahatsız eden şeyleri yemiş olan kimselerin camiye gitmeleri uygun olmaz. Cemaat sevabı alacağım diye başkalarını rahatsız etmek doğru olmaz. Çorapları ve elbiseleri kokan kimselerin camiye gelmeleri de uygun değildir. Sigara kullanan kişiler de başkalarını rahatsız etmemek için dikkatli davranmalıdır.
5. Önden itibaren safları doldurmada acele davranmak, safların sık ve düzgün olmasına gayret göstermek. Ön safta boşluk varken arkada durmak doğru değildir.
6. Camiye sakin bir yürüyüşle girmek. Cemaat namaza başlamış olsa bile koşulmaz. Yetişebildiğiniz rekatta imama uyarsınız.
7. Camideki diğer insanlara karşı güzel davranmak. Kusurlu hareketleri olan kişiler sabırla, güler yüzle ve incitmeden ikaz edilmelidir.
8. Müezzin ezan okurken dediklerini alçak sesle tekrar etmek. Ezan bitince Peygamberimize salâvat getirilir ve ezan duası okunarak Peygamberimize dua edilir.
9. Namaz kılarken imamdan önce rükuya ve secdeye varmamak, ondan önce başını kaldırmamak.


Hz. Muhammed’den bir dua
“Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen bilgiden ve kabul olunmayacak duadan sana sığınırım” (Tirmizî, Daavât, 69).

Mevlana’dan
Sohbet vardır, keskin bir kılıca benzer. Bahçeyi, ekini kış gibi kesip biçer. Sohbet vardır, ilkbahar gibidir. Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir.

?
İftar duası
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin.”
?

?
Bir ayet
İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını seven kimseler için dünyada da ahirette de acı veren bir azap vardır. Her şeyi Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (en-Nûr, 24/19).
?