Vitrin 'Ayakkabıyı paralayana kadar giyerim'

'Ayakkabıyı paralayana kadar giyerim'

27.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Ayakkabıyı paralayana kadar giyerim'

Ayakkabıyı paralayana kadar giyerim

Dilek SANCILI

Bir ara hazırlayıp sunduğu televizyon programında her gün değişik bir elbise giymekten sıkılan Kezban Yaşamul, "Artık bir kıyafeti bir hafta giymek istiyorum," diyor. Alışverişte en çok parayı çok az satan kitaplara harcayan Kezban, yemek konusunda da ilginç zevklere sahip. Makarnanın haşlama suyunu içen ve et yemese de kemiklerini kemiren Yaşamul, "Eğer reenkarnasyon diye bir şey varsa bunun delilleri bende var," diyor.

* Giyim tarzın nasıldır?
Absürd denebilir. Çılgın bir popçu veya rock'çı gibi giyinmem ama kıyafet uydurmalarım bana göre birbirine uyar, etrafımdakilere göre pek uymaz. Yani çingene pembe bir kazağın altına çok rahatlıkla mavi pantolon giyebilirim.
* O zaman renkli birisin...
Bugün siyah giysem de renkliyimdir. Kova burcuyum, rengi ve değişikliği severim. Çünkü insanların giydikleri kıyafetlerin diğerleri üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Karlı bir havada her taraf bembeyazken pembe bir kazakla içeri girdiğinizde bir anda ortalıkta yaz havası esiyor gibi oluyor. Griden nefret ediyorum. Bugün de siyah giymişim, uslandım mı acaba?
* Herhalde radyoda çalışırken televizyondaki gibi üstüne başına dikkat etmek zorunda değilsindir.
Çok doğru pijamamla bile işe gelebilirim. Çünkü programımın yayın saatinde binada da kimse olmuyor. Arkadaşım Muzo'yla ben eşofmanı çekip gelebiliriz. Makyaj yapmama, saçımın düzgün olmasına bile gerek yok. Televizyonda ise kısıtlayan bir yan var. Çünkü insanların gözüne biraz da hoş görünmen lazım. Benim zevkim herkesin zevkiyle uyuşmadığı için tarzımdan çok taviz verdim. Seçtiğim kıyafetler en genele uymasına rağmen çok eleştiri alırdı. O beni sıktı.
* Bir de seni izleyenler genellikle ev kadınları olduğu için daha mı dikkatliler?
Tabii, gün gün takip ediyorlar. Gelen mektuplarda şu tarihte giydiğin kıyafet çok güzeldi, nişanımda giymek istiyorum diyen çok olmuştur.
* Peki tarzına uygun şeyleri nereden buluyorsun?
Renkli kıyafetlerin satıldıkları bazı yerler var. İkinci el zaman zaman giyerim. Airport, Derin, Herry, Mango, Polo Garage tercih ettiğim yerlerden birkaçı.
* Ayakkabıların da çok ilginçmiş.
Ayakkabı konusunda takıntılıyımdır. Bir ayakkabıyı paralayana kadar giyerim. Genellikle Elle'den, klasiğe yakın giyeceksem Hotiç'ten alırım. Acayip ayakkabılarımı ise sipariş veririm. Bir ara ayakkabı fuarlarını gezip imalatçı firmalardan kart almıştım. Daha sonra yakın hissettiklerime gidip ayakkabı yaptırdım. O yüzden giydiğim ayakkabılar çok meşhur oldu.
* Evin en çok hangi kısmında vakit geçirirsin?
Yatağımı kullanıyorum. Çünkü yatakta kitap okumayı çok seviyorum. Gündüz programım yoksa sabahın altısına kadar otururum. Bazen mutfağa kapatırım kendimi. Ama yemek yapmaktan nefret ediyorum.
* Öyleyse hep dışarıda yemek yiyorsun.
Hayır, evde yiyorum. Kardeşim çok güzel yemek yapıyor. Alışverişini de o yapıyor. Çok zevkli ve çok da yetenekli. Dışarda yemek yiyeceksem ev yemekleri yapan yerler arıyorum. Ama kahvaltı için Arnavutköy'de Reis'e gideriz.
* Neler okursun?
Kitap benim eğlencem. Hemen her şeyi okuyorum. Ama özellikle son dönemde otobiyografi okuyorum. Bir de Kuran okuyorum. Okudukça bazı şeyleri çok daha iyi farkediyorum.
* Ya sinema ve tiyatro?
Sinemayı çok seviyorum ama sinema eleştirmenlerini sevmiyorum. Tiyatro oyunlarına ise seçerek gidiyorum. Bir de her cuma akşamı AKM'de klasik müzik konseri olurdu, ona giderdim. Ancak son zamanlarda radyo programımdan dolayı gidemiyorum.

Alışveriş notları
Parfümü: Kullanmıyor.
Bakım ürünü: Saçı için Kerastase.
Otomobilinin markası: Opel.
Son ne seyretti: "Meet Joe Black".
Alışveriş takıntısı: Tek başına alışveriş yapmak.