Vitrin "Bana kulak ver"

"Bana kulak ver"

27.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Bana kulak ver"

Bana kulak ver
27 Haziran 1998
Emre AKÖZ

Farkındasınızdır, birkaç haftadır hem burada hem de pazar ilavesinde, Güneydoğu'ya ilişkin izlenimlerimi yazıyorum. Milliyet'ten arkadaşlarım Mardin, Şırnak ve Hakkari'de toplumsal ve siyasal sorunlarla ilgilenirken ben daha çok müzik konusuyla ilgilenmeye çalıştım. Valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, işadamları ve kadınlar yaşadıkları sıkıntıları ve taleplerini ifade ettiler. Günlük yaşamı en iyi biçimde ortaya koyduğu için ben gezdiğimiz yerlerde satılan kasetlerin neler olduğunu saptamaya çalıştım. Tabii geziler kısa sürdüğü için ciddi bir çalışma yapma imkanım olmadı. Ancak, daha önce de yazdığım gibi, Kürtçe söyleyen çok etkileyici sanatçıları öğrenme fırsatını yakaladım. Türkiye'nin ne kadar zengin bir kültüre sahip olduğunu bir kere daha gördüm.
Efes Pilsen'in "Türkiye Profili" başlığıyla yayınladığı kitap tam da bu döneme denk geldi. İsmail Gülgeç'in karikatürleriyle süslenmiş olan bu önemli kitapta Piar - Gallup şirketi tarafından yapılan kapsamlı araştırmanın sonuçları yer alıyordu. 2500 adet basılan "Türkiye Profili" 1993 ile 1997 yıllarında yapılan iki ayrı çalışmanın sonuçlarını kapsıyor. Bayram ziyaretine gidenlerin oranından evcil hayvan besleyenlere; son derece çeşitli ve ayrıntılı bir enformasyon kaynağıyla karşı karşıyayız.
Madem son haftalarda Güneydoğu vesilesiyle müziği konu ediniyoruz, gelin birlikte "Türk İnsanının Dinlemekten Hoşlandığı Müzik Türleri"ne göz atalım. İlk sırada Türk Halk Müziği var. 1993'te yüzde 45.2 olan oran, 1997'de yüzde 49.9 ile hem birinciliğini korumuş hem de artış göstermiş! Şükriye Tutkun ve Yavuz Bingöl gibi sanatçıların neden bu kadar büyük ilgi gördüğü anlaşılıyor...
İkinci sırada ise Türk Sanat Müziği var; '93'te yüzde 20.0 iken, '97'de bu oran yüzde 27.7'ye çıkmış. Aynı şekilde arabesk (3), Türk pop (4) ve özgün müzikte (5) de artış gözleniyor: Arabesk yüzde 12.5'ten 19.8'e, Türk pop yüzde 5.2'den 17.4'e, özgün müzik ise yüzde 2.5'ten 12.1'e çıkmış. Ayrıntılarla ve rakamlarla canınızı sıkmak istemiyorum. Netice olarak oranları topladığınızda 100'ü geçiyor. Çünkü insanlar tek bir tarza takılıp kalmıyorlar. Hem onu hem ötekini beğenen birçok kişi var. Bu durum "Ayırım yapmam, her türlü müzik dinlerim," diyenlerdeki belirgin artışla da ortaya çıkıyor: Böyle diyenlerin oranı yüzde 2.3'ten 12.6'ya fırlamış. Bütün bu veriler mevcut çeşitliliğin daha da arttığına işaret ediyor. Büyük dinleyici öbeklerinin yanı sıra "arabesk dinleyicisi" ya da "pop dinleyicisi" tek bir terimle ifade edilemeyen "ara kategorilerin" olduğunu ve bunların çoğaldığını gösteriyor.
Bunu kendimden de biliyorum. Geçen hafta yazdım, Güneydoğu rüzgarıyla birlikte, sabahları Kürtçe söyleyen Emin Arbani'nin "Tobedarim"i ile uyanıyorum. Kasetin ilk yüzü bitince bu kez de teybe İngiliz punk grubu The Clash'ın "Combat Rock" adlı kasetini koyuyorum. Yani hangi kategoriye giriyorum, onu ben de bilmiyorum.

e-mail: eakoz@milliyet.com.tr
faks: 0212 5056431