Vitrin Bütün kadınların tutkusu

Bütün kadınların tutkusu

21.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bütün kadınların tutkusu

Bütün kadınların tutkusu
21 Kasım 1998
Füsun YAVAŞOĞULLARI

Kadınlar için yüzyıllardan bu yana değişmeyen tek tutkunun takı olduğu konusunda sanırım herkes hemfikirdir. Ayrıca erkekler için yapılan kol düğmesi, kravat iğnesi gibi bir iki örnek dışında bu dünya tamamiyle kadınlara aittir. Bunca ilginin tek nedeni elbette ki yalnızca süslenme isteğinden kaynaklanmamaktadır. Değerli taşlar ve madenlerden yararlanarak oluşturulan takılar aynı zamanda taşıdıkları ekonomik değer nedeniyle bir yatırım aracıdır. Özellikle yurdumuzdaki kırsal kesim kadını için takı sahibi olabilme kendini güvende hissetmenin yollarından biridir. Nişan, düğün ya da yeni dünyaya gelen bir çocuk için alınacak hediyelerde ilk akla gelen yer bir kuyumcu olur. İşte bu nedenlerle de kuyumcu dükkanları her zaman kalabalıktır.
Işıltılı vitrinleriyle göz kamaştıran bu dükkanların önünden en azından şöyle bir göz ucuyla bakmadan geçemeyiz. Bazen düşünürüm, bu güzelliklerin arkasındaki görünmeyen yüzler kimler? Üzerimizde taşımaktan, sahip olmaktan hoşlandığımız hatta zamanla aramızda değişik bir bağ oluşturduğumuz bu takılar hangi koşullarda yapılıp, hangi aşamalardan geçerek bu vitrinlere taşınıyor?
Sanatla zanaatın iç içe olduğu bu iş kolunda çalışanları yakından tanıma olanağı bulduğumda bu fırsatı değerlendirmeye ve gördüklerimi sizlerle paylaşmaya karar verdim. Umarım ilgileneceğiniz ve faydalanabileceğiniz bir adres olur. Altındal Kuyumculuk Atölyesi, içinde bir - iki koltuk, mesleğin gerekli kıldığı aletlerle dolu bir çalışma tezgahı ve dört genç insanın çalıştığı 15 - 20 metrekarelik küçük bir mekan. Sanırdım ki bu meslekte ancak yaşını başını almış ustaların kendilerine ait atölyeleri olabilir. Oysa burada karşılaştığım kişiler düşündüğümün tam tersiydi. Uzun saçları ve modern görünümleriyle bu gençler belli ki zorlu bir işe girişmişler. Ancak tüm enerji ve yaratıcılıklarıyla işyerlerini Kadıköylü kuyumcuların başvurduğu bir adres haline getirmeyi de başarmışlar. Bu işin geleneksel mekanı Kapalıçarşı. Hemen hemen ilgili herkes buradaki önemli isimlerin yanında yetişerek ustalaşır. Aynen bizim konuk olduğumuz Selçuk ve Serkan gibi. Onların da ilgi duyduğu bu mesleğe ilk adım attıkları yer Kapalıçarşı. Zorlu ve sıkı bir çalışmayla geçen çıraklık dönemlerinde bir yandan mesleğin tüm püf noktalarıyla teknik yanlarını en iyi şekilde öğrenmeye gayret edip bir yandan da zamanı geldiğinde kendilerine ait bir işyerine sahip olmanın düşünü kurmuşlar. Olgunlaştıklarına karar verdiklerinde bir işyerini yaşatabilmenin zorlukları, isim yapabilme, müşteri edinebilme endişelerini bir yana bırakarak kendilerine duydukları güvenle yola çıkıp şu anki atölyelerinde işe koyulmuşlar. Bugün ise gelen işleri yetiştirebilmek için yoğun bir tempoyla çalışmak durumundalar. Kime sorsanız işinin zor olduğundan söz eder. Aslında doğrudur da. Her mesleğin kendine göre zorlukları vardır. Tıpkı takı yapanların da karşı karşıya kaldıkları bazı güçlükler olduğu gibi. Malzeme bulma, müşteriyi memnun edebilme, zamanın yetersizliği.
Oldukça hassas bir uğraş olan takı yapımı değerli ve yarı değerli taşlarla madenlerin taşlanıp eğelenerek belirli bir forma sokulması sanatı. İnce ince uğraşmayı, büyük bir dikkati ve yavaş çalışmayı gerektiriyor. Bu nedenle zaman en büyük lüks. Yaptıkları işler arasında kuyumcuların kataloglarından seçtikleri modellerin gerçekleştirilmesi, taşların takıya yerleştirilmesi anlamına gelen mıhlama, rodaj ve her tür tamirat ön planda. Kendi tasarımlarını hayata geçirecek zamanları olmasına karşın zaman zaman müşterilerinden gelen özel istekler üzerine değişik formda takılar da üretiyorlar. Gerçekten de gerek üzerinde çalıştıkları, gerekse tamamlamış oldukları takılar söylediklerinin kanıtıydı. Teki bu atölyede yapılmış antika bir çift küpeden hangisinin orijinal olduğunu anlayamamış olmam da bir kanıttı. Burada gördüğüm her şey mükemmeldi.
Fiyatlara gelince, bu konu yapılması istenen iş için kullanılacak malzeme ve işçilikle bağlantılı olduğundan ne yazık ki belirli bir rakam verebilme olanağından yoksunum. Ancak yukarıda sözü geçen küpelerden tekinin 7 milyona yapılmış olduğunu belirtmem belki bu konuda bir fikir edinebilmenize yardımcı olabilir.

Altındal Kuyumculuk Atölyesi
Osmanağa Mah., Söğütlüçeşme Cad., Sevil Pasajı
No: 48, Kat: 2, Kadıköy
Tel: 0216 330 69 78

Yazarlar