Vitrin Çimene basmak yasaktır

Çimene basmak yasaktır

04.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çimene basmak yasaktır

Çimene basmak yasaktır


OF AMAN / AYŞENUR YAZICI


       Gemi batmak üzere. Tüm yolcuların denize atlaması gerekmektedir. Kaptan gidip konuşur, kimse denize atlamaya yeltenmez. Bunun üzerine ikinci kaptan gidip ikna etmeyi dener. Döndüğünde herkes denize atlamıştır.
       “Nasıl yaptın?" diye sorar, diğeri anlatır:
       Çok basit der kaptan, önce İngilizlere gittim, “Bu yaptığınız centilmenliğe hiç sığmıyor" dedim hepsi denize atladı...
       Amerikalılara, “En iyi spor soğuk suda yüzmektir" dedim; tereddütsüz atladılar. Araplara, “Soğuk su sekse çok iyi gelir" dedim uçarak denize bıraktılar kendilerini. Türklere de “Denize girmek yasaktır beyler" dedim bir dakika sonra hepsi denizdeydiler!
       Gülüyorsunuz değil mi okuduktan sonra! Niye ?
       Çünkü hepiniz eğer Türkiye’de yaşıyorsanız bunun garip ama doğru olduğunu biliyorsunuz da ondan!
       Dünyada herhangi bir eylemin “az yasak" veya “çok yasak" olduğu tek ülkeyiz. Bir kere az yasak ne demek?
       Böyle bir niteleme sıfatını türeten başka bir toplum var mı? Yasak yasaktır!
       Eylem yapılmaz demektir. Cumhurbaşkanı çocuğu da olsan, bahçenin sahibi de olsan çimene basmak yasak tabelası varsa basmayacaksın. Azıcık ucundan yasakları kırmak da ne demek oluyor?
       Girilmez levhası olan bir sokağa, karşıdan araba gelmiyorsa “girilir"! Kafa kafaya gelinince de “ne var be!" diyerek kaldırıma çıkılıp söylenilir... Denize girme deniliyorsa, kesin onu bir şeylerden mahrum etmek isteyen nifaklar bunu planlamıştır. İlla girilir! Biz niye böyleyiz?
       Sanırım çocukluktan verilen eğitimin de bu “yasakları bozma" konusunda büyük rolü var. Çocuk emeklemeye başladığında çevresindeki her şeyi keşfe çıkar ve çevresindeki her şeyi ellemek, tadına bakmak, koklamak için yoklar.
       Anneler, “elleme o cıs!" derler. Cısın ne olduğunu anlamak için bir daha eller çocuk.
       Anne gözlerini pörtleterek bağırır ve yineler: “CISS!"... Çocuk için Cıs = annenin hiddeti olur!
       Akşam baba eve geldiğinde cıs bir daha ellenip babaya annenin ne kadar yüksek sesle bağırabileceği gösterilir. Baba “birak çocuğu ellesin, n’olurki al oğlum" der çocuğa cısı verir..
       İşte bir az - yasak objesi!
       “Cıs konusu" sobayla denendiğinde el yanar, can acır. Sonuç: çok - yasak obje..! Yani bireyin sadece kendine zarar veren her şey yasak, toplumun bir kesimine zarar veren her şey az - yasak sınıfına giriyor daha küçücükten..!
       Şimdi diyeceksiniz ki: “Öyle her şeye cıs derseniz, yasakların nedenini açıklamadan, hayatı zehir eden yasakları önümüze koyarsanız biz de az - yasak çok - yasak diye kategorilere ayırır yaşarız!"
       Peki söyleyin bakalım: Otoyolun geçtiği yerde, yerleşim birimi yokken insanların karşıdan karşıya geçmesi yasaksa; otoyolun her yanı evle kaplandığında ve üstgeçit yoksa yasak mı? Az - yasak mı?
       Çiçek koparmak yasaktır tabelası olan bir bahçe çiçekten geçilmiyorsa, çiçek koparmak az - yasak mı? Çok - yasak mı?
       Sağlık memurunun olmadığı bir köyde, ehil olmayan bir insanın iğne yapmaya kalkışması çok - yasak mı? Az - yasak mı?
       “Sigara içmek yasaktır cezası yüz milyon liradır" tabelası altında herkes sigara tüttürürken, kimsenin gelip ceza kesmediğini görenlerin puro içmeleri az - yasaktır kapsamına mı girer? Çok - yasak mı olur?
       Suçlar paylaşıldıkça insanlar yasaklara “az - yasak" yaftasını koymaya, bireysel suçlar da çok - yasak olmaya devam edecek!
       Yasakların ardında büyük cezalar olması gerektiğini ne olur çocuğunuzu eğitirken unutmayın... Cıs, cıs ise sebebiyle beraber anlatın “cıs" kalsın.
       Ona, o kuralın birlikte düzenli yaşayabilmek ve çevremize kendimiz kadar saygılı olduğumuzu göstermek için konduğunu sevgiyle anlatın. Bilsin ki, yasaklara karşı çıktığını herkese göstererek büyüyemez..
       Cüce kalır..!
       Çoğumuz gibi...

       Yazara e-mail