Vitrin Çokkültürlü aşçılar hamburgere karşı

Çokkültürlü aşçılar hamburgere karşı

04.07.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çokkültürlü aşçılar hamburgere karşı

Çokkültürlü aşçılar hamburgere karşı
4 Temmuz 1998
Nazire KALKANCI

Çevremde gittikçe daha fazla kişinin yemek kültürüne merak sardığını görüyor ve memnun oluyorum. Yemekten anlayan kişi olmanın ötesinde, iyi yemek yapmak, sofra donatmak eşe - dosta karşı ciddi bir övünç vesilesi haline geldi. Özellikle de erkekler arasında. Babamın kuşağındaki kentli erkekler -istisnaları saymazsak- yalnızca balık ve salata için mutfağa girerdi. Yeni kuşak kocalar ise işten fırsat buldukça mutfakta deney yapmayı seviyorlar. Bazen Türk, Çin, İtalyan, Fransız vs. hepsini birbirine karıştırıyorlar, bazen de annelerini taklit ediyorlar ama bence yine de iyi beceriyorlar.
Bu eğilimi çok tutuyor olmamın önemli bir nedeni var elbet. Mutfak kültürünün eskiden olduğu gibi ağırlıkla kadınlara kalması halinde yok olup gideceğinden endişeliyim. Dünyadaki gidişat malum: Küçüklere fast food, büyüklere hazır gıda.
Her ülkenin kendi mutfak kültürünü ve geleneksel tatları korumanın daha etkin bir yolu olmalı diye düşünürken, Electrolux'ün Avrupa çapında yürüttüğü "food care" programı sayesinde Avrupa Aşçılar Birliği'yle (Euro - Toque) tanıştım.
Euro - Toque, Avrupa'nın önde gelen şeflerinin üye olduğu bir kuruluş. En birinci amacı, dünyada farklı kültürlere sonuna kadar saygılı ve onları korumaya yönelik bir yemek felsefesi oluşturmak. Ulusal ve yerel tatların hamburger kültürüne teslim olmasını önlemek ve insanlara adam gibi bir restoranda adam gibi bir yemek yemenin keyfinin başka şeye benzemediğini hatırlatmak. Aynı zamanda da yiyeceklerin seçiminden saklanmasına kadar sağlıklı bir zincir kurmak ve yiyeceklerin doğal niteliklerini kaybetmesinin önüne geçmek.
Euro - Toque'nin geçtiğimiz yıldan başlayarak 3 yıl boyunca sponsorluğunu üstlenen Electrolux'un projeye ilgisi ise profesyonel mutfak ekipmanında iddialı bir isim olmasından ileri geliyor. Aslında Euro - Toque için dünyadaki çokkültürlülük akımının yemeğe yansıması diyebiliriz. 1980'lerin sonunda kurulan Euro - Toque, üyelerinin doğal malzeme dışında besin maddesi kullanmasına tamamen karşı. Ayrıca kullanılan malzemenin menşeinin belirtilmesi de büyük önem taşıyor. Örneğin Türkiye'den ithal edilen domatesler, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde işlendikten sonra "made in Italy" ya da "made in Germany" diye satılıyormuş. Türkiye'yle ilgili olarak üzerine hiçbir not konulmadan... Euro - Toque bu uygulamaları da hatalı buluyor ve besin maddesi hangi ülkeden geliyorsa mutlaka belirtilmesini istiyor. Hatta Bursa ya da Çukurova gibi şehir ve yöre adlarına kadar. Yapmaya çalıştıkları, kayda geçirerek korumak. Sanırım fena bir yöntem değil. Euro - Toque şeflerinin daha iyi yemek pişirmede yol gösterici 5 temel ilkesi ise şöyle sıralanıyor:
* Yemek tariflerine karşı eleştirel ve sorgulayıcı bir bakış açısına sahip olun.
* "Gerçekten doğru olan şeyi mi yapıyorum?" diye düşünün ve bunu yaptıklarınıza yansıtın.
* Yemeği pişirirken ısıyı doğru ayarlayın.
* Farklı malzemelerin birbirleriyle nasıl çözüleceğini iyi düşünün.
* Yemeği pişirirken sık sık tadına bakın.