Vitrin Gençlerin gözdesi

Gençlerin gözdesi

06.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gençlerin gözdesi

Gençlerin gözdesi

Memetcan DEMİRAY

Gençlerin gözdesi
Volkswagen deyince çoğumuzun aklına hemen "kaplumbağa" modeli gelir. Tasarımını 1937'de Ferdinand Porsche'nin yaptığı "kaplumbağa" modeli, 2. Dünya Savaşı öncesinde Naziler tarafından seri olarak üretilmişti. Bugün bile birçok otomobil kullanıcısı için deyiş yerindeyse "bir tutku" olan bu modelin klasikleşmesinde, sağlam ve ekonomik olmasından çok, sade ve sempatik dizaynının rol oynadığı söylenebilir. Adına "fan club"lar kurulan bu halk arabası, modern Volkswagen ailesinin "atası" olarak da ayrıca saygın bir yere sahip.
Volkswagen ailesinin yeni modelleri de beğeni topluyor. Volkswagen'in Türkiye distribütörü Doğuş Otomotiv'in Genel Müdür Yardımcısı Orhan Ülgür, son yılların satış rakamlarındaki istikrarlı ve hızlı yükselişi buna kanıt olarak gösteriyor.
Volkswagen'in Doğuş Otomotiv'le işbirliği 1994 yılının sonunda gerçekleşiyor. Orhan Ülgür, "Öncelikle Volkswagen'in Türkiye'deki konumunu saptamaya çalıştık. Elde ettiğimiz bilgiye göre Türkiye, Volkswagen'i yalnızca "kaplumbağa" modeliyle tanıyordu. Bir de Golf biliniyordu," diyor. Yılda 200 - 300 adet satan Volkswagen'i diğer ülkelerdeki konumuna getirmek için kolları sıvayan Doğuş Otomotiv, modellerden bayi yapısına kadar her şeyi ele alarak işe başlıyor. Ülgür'e göre, bir markanın piyasada yer edinmesi için öncelikle güvenilir bir isim ve kaliteli ürünler gerekiyor. Volkswagen'in bu noktada avantajlı olduğunu belirten Ülgür, distribütörlüğü üstlenen Doğuş Otomotiv'in de aynı avantaja sahip olduğunu ekliyor. Ülgür'e göre Volkswagen'in Türkiye'de elde ettiği başarı aynı zamanda ciddi bir çalışmanın ürünü. "Orta ve uzun erimli stratejilerle buralara geldik. Satışlar her yıl istikrar ve hızla yükselerek bugün 36 bin adete ulaştı," derken Volkswagen'in dünya çapındaki yükselişine de "pay sahibi" olarak gönderme yapıyor. Ancak Türkiye'deki gibi bir yükselişe diğer ülkelerde rastlanmadığını da eklemekte yarar var.
Ülgür, satışlar açısından bugüne kadar saptanan hedeflere yüzde 100 ulaşıldığının altını çiziyor. Ancak madalyonun diğer yüzüne baktığımızda yüksek satışların getirdiği dezavantajları görüyoruz. Ülgür'e göre satışların yüksek olması, bol yedek parça ve yaygın servis gibi zorunlulukları doğuruyor. Yine Ülgür'e göre Volkswagen tüm bu sorunların altından başarıyla kalkmış.
Ülgür Türkiye'ye önce Polo'nun, ardından da Passat ve Golf'ün geldiğini söylüyor. Volkswagen'in tüm bu ürünler için saptadığı ilke aynı. Zira Alman tasarımcılar, "müşterinin verdiği para karşılığında bulabileceği en iyi ürünü sunmayı" ilke edinmiş. Dolayısıyla, otomobillerin sağlam olmasının yanında ekonomik olması da gerekiyor. Nitekim Ülgür bu açıdan bakıldığında fiyatların "makul" olduğu görüşünde.
Volkswagen'in Türkiye'de ufkunu açan otomobil, "ailenin ikinci arabası ya da gençlerin seçimi" diye nitelenen Polo. Geçen yıl 7.200 adet satılan Polo, mali kriz nedeniyle daralan pazara karşın satışlarını artırmasıyla dikkat çekiyor. Polo Classic ise, yalnızca gençlerin değil, ailenin de otomobili. Polo modellerinin anahtar teslim fiyatı 4 - 6.5 milyar lira arasında değişiyor. Görkemli bir tanıtımla Türkiye'ye gelen Golf de yine geçen yıl satışını artıran ürünlerden. "Herkesin arabası" olmayı hedefleyen Golf modellerinin anahtar teslim fiyatı 6 milyar ila 9.5 milyar arasında değişirken, ABS fren sistemi ve 4 airbag'i standart olarak bulmak mümkün. Ülgür, Golf için, "Hatchback olmasına karşın çok sattı ve herkesin arabası olmayı başardı," diyor. Anahtar teslim fiyatı 8 milyar 800 milyondan başlayıp 12 milyar 700 milyon liraya uzanan Passat ise "ailenin birinci arabası" olarak tanınıyor. Türkiye'ye 4 airbag standartını Passat'la getirdiklerini belirten Ülgür, "Passat'ın hem lüksü var hem de lükse para vermek istemeyenler için bir modeli var. Performansı yüksek, içi geniş. Bir şirket ya da makam arabası olabilir," diyor.
Türkiye'deki Volkswagen ailesine bu ay sonunda yeni bir üye katılıyor. Passat'ın kardeşi diye nitelenen Volkswagen Bora, "Golf'ün bagajlısı" olarak da tanımlanabilir. Ülgür bu yeni modelden çok umutlu olduklarını belirtirken, "Bütün ekipmanları Türkiye'ye uygun. Bu ayın ikinci yarısında Türkiye'de olacak," diyor. Ancak Bora'nın fiyatı pek de "makul" bulunmayabilirmiş.
"Kaplumbağa" tutkunları içinse yeni bir gelişme yok. Meksika'da üretilen ve Amerika pazarını hedefleyen Beetle'ın henüz Avrupa'da üretilip de Türkiye'ye uygun fiyatla gelmesi olasılığı ufukta görünmüyor. Bu da Beetle sahibi olmak isteyenler için tek seçeneğin, yüksek gümrük vergileri ödeyerek "2000'li yılların kaplumbağasını" ithal etmek olduğunu gösteriyor.

Yazarlar