Vitrin Güç ve zevk

Güç ve zevk

03.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Güç ve zevk

Güç ve zevk
Dilek SANCILI
Güç ve zevk
Ünlü pırlanta firması De Beers'ın bu yıl ikincisini düzenlediği Türk Pırlanta Tasarım Yarışması'nı kazananlar belli oldu. Pırlanta uzmanı De Beers'ın düzenlediği İkinci Türk Pırlanta Mücevher Tasarım Yarışması sonuçlandı. Yarışma 2000'li yılların kadını için pırlanta ile 2000'li yılların yorumuyla geleneksel Türk pırlantalı mücevherleri kategorilerinde düzenlenmişti. Modern kategoride birinciliği Sıdıka Rodop kazanırken, geleneksel kategorinin birinciliğini Arman Sucuyan aldı.
Sıdıka Rodop Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü mezunu. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktorasını tamamlamış. Halen aynı fakültede öğretim görevlisi olarak çalışıyor. 1997 yılında da De Beers Çağdaş Pırlanta Tasarım Yarışması'nda birincilik ve üçüncülük ödülü alan Rodop, yarışmaya bu yıl da katılmasının nedenini şöyle anlatıyor: "Geçen yarışmada aldığım derecelerin tesadüf olup olmadığını anlamak için girdim. Bir anlamda geçen yılın sağlamasını yaptım." Yarışmada öngörülen kategorilerden 2000 yılının modern kadınını seçen Rodop, bunu seçme nedenini olarak geçmişten çok gelecekle ilgili tasarımlar yapmaktan hoşlanmasını gösteriyor. Endüstri tasarımcılığı ile takı tasarımcılığı arasında benzerlik bulunsa da takıda daha bireysel çalıştığını söyleyen Rodop, endüstriyel bir ürünü tasarlarken ürünün özelliklerine ve çalıştıkları firmanın isteklerini gözönünde bulundurduklarını sözlerine ekliyor.
Sıdıka Rodop bir mücevher firmasına tasarım ve üretim konularında danışmanlık yapıyor. Tasarımcılığının yanı sıra altın ve mücevher sektöründe faal olarak da çalışan Rodop, "Artık altın değil, mücevher tercih ediliyor. Günümüz kadınları mücevheri bir güç, statü simgesi olarak görüyorlar. Mücevherin değeri yükseldikçe kendilerinin statülerinin de yükseldiğini hissediyorlar," diyor.
Türkiye'de lise öğrenimi görürken bir yandan da Kapalıçarşı'da kuyumcuların yanında çalışmaya başlayan Arman Sucuyan ise, daha sonra sıkılıp Nişantaşı'nda başka bir kuyumcunun yanında çalışmaya başlamış. Tüm bu çalışmaları bir staj olarak gören ve bu işin tasarımcılığını yapmayı planlayan Sucuyan, daha sonra eğitim almak üzere İngiltere'nin yolunu tutmuş. Rochester Kent Institute of Art & Design'da takı tasarımı öğrenimi görmüş ve buradaki mücevharatçıların yanında staj yapmış. 1995 yılından bu yana da Londra Webster Jewellery'de özel tasarımlı mücevher yapımında çalışıyor.
De Beers'ın bu seneki yarışmasında geleneksel kategoride birincilik kazanan Sucuyan'ın bunun dışında katıldığı daha pek çok yarışmada dereceleri bulunuyor. 1995 yılında Dünya Altın Konseyi'nin düzenlediği tasarım yarışmasında ikinciliği ve 1997 - 1998 yıllarında Londra'da Goldsmith Crafts Council'in düzenlediği çeşitli yarışmalarda jüri özel ödülü var. Yarışmalara katılmaktan hoşlandığını söyleyen Sucuyan böylece neler yapabildiğini ve insanların tepkisini ölçme olanağına sahip olduğunu düşünüyor.
De Beers'ın yarışmasında 2000'li yılların yorumuyla geleneksel Türk pırlanta takılarını tasarlayan Arman Sucuyan neden bu kategoriyi tercih ettiğini ise şöyle açıklıyor: "Osmanlı'dan bugüne inanılmaz bir birikim ve çok değişik geleneksel tasarımlar var. Bu yüzden de eskiden Anadolu'da çok yaygın kullanılan bir takı olan hamaili yeniden yorumladım. Hamailin arkası açılıyor ve istenilen bir taş ya da dua o bölmeye konulabiliyor. Takının üstünde ise nazar boncuğu ve pırlanta kullandım."
Uzun zamandır yurtdışında bulunan ve Türkiye'deki takı işçiliğinin kalitesinin çok yüksek olduğunu söyleyen Sucuyan, tasarım konusunda zayıf olduğumuzu düşünüyor. Geleneksel kültürümüzde yer alan takı tasarımlarına ağırlık verilmesiyle dünya takıcılığında söz sahibi olabileceğimize inanıyor.