Hoş koku cüzdan boşalttırıyor

Reklam ve pazarlama sektörü geliştikçe tüketicileri etkileme yöntemleri de çeşitleniyor. Times dergisinde yer alan bir habere göre, bilimsel çalışmalarla kokuların insanların alışveriş davranışlarını etkileyen çok önemli bir unsur olduğu belirlenmiş. Havalandırma ve çeşitli kokular insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine yol açıyor ve böylece onlar da daha rahat para harcayabiliyorlar. Bitki kökleri, meyve ve çiçek kokularının bulunduğu ortamda dolaşanlar alışveriş yaptıkları yerleri terk edemiyor ve daha çok zaman geçirdikleri için de daha fazla miktarda alışveriş yapıyorlar.
Kokular yayıldıktan sonra hemen etkisini gösteriyor. Hiç bakılmayacak reyonlardan bile gözünüzü alamıyorsunuz. 18 ile 25 yaş arasındaki tüketiciler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, bazı vücut kokuları kullanılarak birlikte alışveriş yapan çiftlerin cinsel ilgileri uyandırılmış ve dörtte bir oranında daha fazla prezervatif satışı sağlanmış.
Alışverişi artırma taktiklerinden en önemlisi de yaş gruplarına göre düzenleme yapılarak gerçekleştiriliyor. Sözgelimi Avrupa'da 60 yaşın üzerinde 115 milyon insanın bulunduğu gerçeği varken reklam endüstrisinin daha çok gençlere odaklandığı fark edilmiş. 60 yaşın üstündekilerin ilgilendikleri ürünlerin bulunduğu reyonlar renk ve dizayn açısından yeniden düzenlenmiş. Daha az renk kullanılmış ve reyonlar daha sade biçimde dizayn edilmiş.
Süpermarketler için devamlı müşterilerin ara sıra gelenlerden çok daha kazançlı olduğu belirlendikten sonra sürekli müşterilerin yaş gruplarını belirlemek daha da önem kazanıyor. Yaş gruplarına göre marka ve ürün seçimi yapıldığı gibi ilgili reyonların market içindeki yeri ve dizaynı da yeniden şekillendiriliyor.
Araştırma sonuçları çocukların alışverişteki payının sanılandan çok olduğu sonucunu da veriyor. Böyle olunca da reklam ve promosyonların yeni hedef kitlesi de çocuklar oluyor. Yapılan araştırmalara göre araba alımından tatil yapılacak yere kadar birçok konuda karar verilirken çocuklar önemli rol oynuyor. Çocukların böyle hedef seçilmesi tepkiye de yol açıyor. Örneğin Danimarka'nın Kültür Bakanı Elsebeth Gerner Nielsen çocukları sürekli tüketim yapan insanlar gibi yetiştirmek yerine onları sorumlu birer vatandaş haline getirmeye çalışmak gerektiğini belirtiyor. Bu konuda Vatikan bile tepkisini dile getirmekten geri durmamış. Çocukların samimiyetinden yararlanarak onları ailelerine baskı yapmak için kullanmanın bir tür sömürü olduğu görüşünde. Bu nedenle çeşitli Avrupa ülkelerinde hükümetler önlemler almak zorunda kalmışlar. İsveç, Danimarka ve Belçika'da çocuk programlarının arasında ya da hemen öncesinde ve sonrasında reklam yasağı getirilmiş. Avusturya ve Yunanistan'da sabah belli saatlerde oyuncak reklamları yasaklanmış. Tüm bu önlemlerle, daha fazla alışverişe yönlendirmeye çalışanlara karşı tüketicileri korumak hedefleniyor.