Vitrin "Para beni değil, çevremi değiştirdi"

"Para beni değil, çevremi değiştirdi"

09.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Para beni değil, çevremi değiştirdi"

Para beni değil, çevremi değiştirdi
9 Ocak 1999
Dilek Sancılı

Para beni değil, çevremi değiştirdi
Genç, yakışıklı, şöhretli ve zengin. Bu özellikler podyumlardan tanıdığımız İsmet Özhan'a ait. Geçtiğimiz günlerde Sayısal Loto'dan kazandığı 168 milyar lirayla ilgi odağı olan İsmet Özhan'la kazandığı paranın alışverişlerini nasıl etkilediğini konuşmaya gittik. Beklediğimizin aksine mütevazı bir evde yaşayan Özhan, maddi açıdan hiçbir sorunu olmamasına rağmen, alışveriş için indirim zamanlarını bekliyor, dükkan kartlarıyla alışveriş yapıp üç taksitte ödemeyi tercih ediyor. Hayat şartlarının bu kadar ağır olduğu bir ülkede pervasızca para harcamak ona göre değil. Aslında ne kazandığı para ne de başka bir şey onu yaşadığı aşk acısı kadar etkiliyor. Bundan sonra yapmak istediklerinin başında ise siyasete atılmak ve evlilik geliyor.
* Sayısal Loto'da kazanmadan önce de iyi bir yaşantınız vardı. Ama bir anda 168 milyarınız oldu. Bu yaşam standartınızı ne kadar değiştirdi?
Hiçbir farklılık getirmedi. Ancak kendime olan güvenim arttı. Yaşadığım dünyada eksik olan paraymış herhalde. Benden çok insanları, çevremi değiştirdi. Bir anda çok aranan, ilgi gören, sosyete diye tabir edilen birinci sınıf vatandaş konumuna girdim.
* Zaten yakışıklı, şöhret sahibi, kadınların ilgisini çeken biri değil miydiniz?
Tabii ki ilgi gösterirlerdi. Ama paran olduğu zaman fiziksel özelliklerin zaten ikinci planda kalıyor.
* Çok paraya sahip olmak alışverişlerinizi etkiledi mi?
Artık daha az alışveriş yapıyorum. Giyinmeyi çok seviyorum. Ancak hayat şartları zorlaştıkça eskisi gibi alışveriş yapamıyorum. İkincisi kız arkadaşıma hediye almayı çok seviyordum.
* Değerli hediyeler miydi bunlar?
Manevi değeri yüksek. Mesela Beymen'e gidip bir alışveriş yapıyorsam iki parça ona, bir parça kendime alırdım. Ayda 200 milyon verip sürekli çiçek gönderirdim.
* Giyinmeyi seviyorum dediniz. Neler giyersiniz?
Genelde spor giyinmekten hoşlanırım. Takım elbise ve kravattan nefret ederim. Takım elbise giydiğimde de kravat takmam zaten. Daha çok Salı Pazarı'ndan alışveriş yaparım. Özellikle spor yaparken giydiğim ve günlük kullandığım kıyafetler hep pazardandır. Bunun dışında Beymen'den alıyorum. Ama ucuzluğu bekliyorum. Ayrıca dükkan kartları sayesinde üç taksitle ve sıfır faizle alabiliyorsunuz. Bir de aldığım bir şeyi uzun süre giyebilirim. Mesela ayağımdaki botları 6 senedir giyiyorum. Ayakkabılarıma çok iyi bakarım. Hemen silerim, kalıba koyarım ve torbalarım. O yüzden de böyle yeni kalıyor. Ayakkabı dolabıma bakın, bütün ayakkabılarım torbalıdır. Özel modacım yok ama Donna Karan'ı çok severim. Onun da ucuzluk dönemine girmesini bekliyorum.
* Bu durumda sizin için tutumlu diyebilir miyiz?
Son bir senedir evet.
* Çok paranız olmadan önce daha mı pervasız harcardınız?
Ondan önce pek ilerisini göremiyordum herhalde. Hayatıma giren kadınların yaşantısına göre hareket ediyordum.
* Yurtdışından alışveriş yapar mısınız?
İlginç şeyleri yurtdışından alırım. Mesela çiçek, obje, tablo gibi. Özellikle Küba'dan bir sürü resim aldım. Kirada daha büyük bir evim var. Onun bir odasını aldım ve içini tablolarla doldurdum.
* Peki neden küçük bir evde yaşıyorsunuz?
Kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonra hayatımı sıfırladım. Evimi, arabamı, her şeyimi tekrar aldım.
* Bu parayla birlikte hayalini kurduğunuz bir şeyi almayı düşünmediniz mi?
Hayalimde Porche marka bir araba vardı. Ancak insanlar paraları olmadığı zaman bir şeyin hayalini rahat kurabiliyorlar. Paraya sahip olduktan sonra hayali kurulan şey cazip gelmiyor.
* Peki cazip gelen bir şey yok mu?
Şu an için yok. Evlenmek istiyorum. Siyasete girenlerin arkasında bir kadın bulunmalı derler.
* Siyasete atılma fikri nasıl doğdu?
Türkiye'de birtakım şeylerin değişmesi lazım. Gençlere fırsat verilmediği için de değişmiyor. Halbuki akıllı, ülkesini seven ve ülkesi için bir şeyler yapmak isteyen insanlar var. 39 yaşındayım ve kendimi bildim bileli siyasette hep aynı insanlar var. Bunların artık emekli olması lazım. Onlar çekilmediği sürece de gençlere yer açılmıyor. İşte bu nedenlerden dolayı ve belli bir birikime sahip olduğumu düşünerek siyasete girmeye karar verdim. Parti olarak da ANAP'ı seçtim.
* Siyaset için para harcamak gerekiyor mu?
Milletvekilliği için gerekebilir. Ama herkes için geçerli olacağını zannetmiyorum.
* Geceleri dışarı çıkar mısınız?
Gece yaşantım eskiden vardı. Kız arkadaşımla çıkardık. Ayrıldıktan sonra da onun boşluğu yüzünden uzunca bir süre uyuyamayınca tekrar kendimi sokaklara attım ama üç aydır çıkmıyorum. Yurtdışından aldığım ve Çin yemekleri yaptığım bir tencerem var. Onunla istediğim yemekleri evde kendim yapıyorum.
* O zaman yemek alışverişi yapıyorsunuz.
Yemekle aslında aram pek iyi değildir. En çok makarna ve pilav yerim. Bir de deniz mahsüllerini. Dışarda da yiyorum ama düşünsenize asgari ücretin 54 milyon lira olduğu bir ülkede bazı insanlar o parayı bir akşam yemeğine veriyorlar. Harcarken insan bunları da düşünüyor.
* Sosyal hayatınız anlattığınız kadar vasat mı?
Eskiye göre daha durgun. Şimdi sinemaya gitmeyi seviyorum. Kitap okurum. Daha çok felsefe kitaplarını severim. En son da Orhan Pamuk'un kitabını aldım ama henüz okumadım.
* Seyahat etmeyi sever misiniz?
Bu yaz Jamaika, Küba ve Malta'ya gittim. Küba'da 2.5 ay kaldım ve çok etkilendim. İnsanlar korkunç mutlu ve sürekli dans ediyorlar. Halbuki parasızlar. Bu durumda ne kadar dans edebilirler ki diye düşünüyorsun ama ben orada olduğum sürece hep dans ediyorlardı. Restoranlar dışardan korkunç salaş görünüyor ama içine giriyorsunuz bambaşka bir manzara. Deniz mahsüllerinin en iyisinden yiyip, Fransız şarabı içiyorsunuz, ödediğiniz para 35 dolar. Türkiye'de bir tek ıstakozu yiyemezsin bu paraya.
* Cilt bakımı ve spor yapıyor musunuz?
15 yıldır gözaltı kremi kullanıyorum. Ara sıra da cildimi nemlendiriyorum. Banyoda Hacışakir kullanıyorum. Temiz olmak için illa jellere, parfümlere gerek yok, sabun da yeterli oluyor. Spor ise önemli. Evimin yakınında bulunan Jimsa'ya gidiyorum. Çok mütevazı ve temiz bir yer. Her gün iki saatim orada geçiyor.
* Modanın içinde biri olarak insanların kıyafetleri dikkatinizi çeker mi?
Pek değil. Ama kadında dikkat ettiğim şeyler vardır. Makyajsız olması ve oje sürmemesi gibi. Kadında dekolteyi seviyorum. Bence kendine güvenen kadın vücudunu teşhir etmeli. Mesela tek parça, omuzları açıkta bırakan bir elbise kadına çok yakışır.
* Tarzını beğendiğiniz kadınlar kimler?
Hülya Avşar, Arzum Onan.

ALIŞVERİŞ NOTLARI
Kullandığı parfüm: Bvlgari, Mineatore.
Arabasının markası: BMW.
Son seyrettiği film: Üç kere seyrettiği "Herşey Çok Güzel Olacak".
Kullandığı aksesuvar: İlk maaşıyla aldığı yüzük ve Küba'dan aldığı bileklik.