Vitrin
Paralar cepte...
Paralar cepte...
25.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
Paralar cepte...
Dilek Sancılı
20 yıldır erkek modasına yön veren Faruk Saraç (49), iç giyimi dışında kıyafete para harcamıyor.
Erkek modasına yön veren biri olarak siz neler giyersiniz?
Terzi söküğünü dikemez derler ya, ben de giyime o kadar çok önem vermiyorum. İşin mutfağında olunca başkalarını giydirmek daha hoşuma gidiyor. Ama tarz olarak abiye kıyafetleri seviyorum. Kışın mutlaka takım elbise ile kravat kullanırım. Siz de kendi markanızı mı tercih ediyorsunuz?
Tabii ki kendi markamı giyiyorum. Beni oğlum ve kızım giydiriyor. Onun da ismi Faruk Saraç. Biliyorsunuz bizim sloganımız, "Bir ömür boyu Faruk Saraç". Benden sonra da o devam ettirecek inşallah. Kıyafete para verilmiyor yani...
İç giyim dışında kıyafete para vermiyoruz. Çünkü ayakkabı atölyemize kadar herşeyi kendimiz yapabiliyoruz. Uzun zamandır moda dünyasının içindesiniz. Bu süre içinde Türk erkekleri çin neler yaptınız?
Erkek modasına farklı şeyler getirdiğime inanıyorum. Televizyona, tiyatroya, sinemaya ve kliplere bir çok kıyafet hazırladım. Çünkü güzel yapıtların çıkabilmesi için kostüm, aksesuvar ve mekanın uyum içinde olması gerektiğine inanıyorum. 1989'da Fenerbahçe ve Milli Takımın kıyafetlerini hazırladık. Çünkü o günlerde milli takımımız yurtdışında maç yapmaya gittiği zaman herkes evden ne bulursa onu giyiyordu. Tek tip kıyafet giymelerini sağladım. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde beyaz çorabı kaldırdım. Bu benim için çok önemlidir. Size göre Türk erkeğinin belli bir stili var mı?
Belli bir stili yok. Türkiye'de konfeksiyon çok uzun yıllara dayanmıyor. 1970'li yıllara baktığımızda Türk erkeğinin pek giysi seçme şansının olmadığını görüyoruz. Renk olarak ise o yıllarda hep lacivert ve siyah, gri kullanılmış. Pembe gömleği 1984 koleksiyonuma koyduğumda çok şaşırmışlardı. Bugün de Türk erkekleri arasında Avrupa markasının ismine göre giyinenler var. 2000 yılının erkeği bu kış nasıl giyinecek?
En son yapmış olduğumuz "Sarı Zeybek" adlı defilede, 6 ay boyunca Atatürk'ün kıyafetlerini inceledim. Atatürk'ün 1917'de giymiş olduğu rugan ayakkabısının içi kırmızı kadifeymiş. Bizde de 2000 yılında ayakkabıların içi kırmızı kadifeyle kaplı olacak. Bunun dışında kemik paltoları siyah beyaz kaşkollar süslüyor. Bu yılki koleksiyona siyah ve kırmızı hakim diyebilirim. Kırmızıyı özellikle aksesuvarlarda kullandık. Osmanlı Devleti'nin 700. kuruluş yıldönümü dolayısıyla da, Osmanlı motiflerini alıp kış koleksiyonundaki yeleklerimizde kullandım. Şu sıralar, konuyla ilgili "Osmanlı'dan Günümüze" adlı bir kitap yazıyorum. Osmanlı dönemine modacı gözüyle mi bakacaksınız?
Atatürk'ün kıyafetlerini hazırlarken kaynak bulmakta çok zorlandım. O yüzden şimdi, "Osmanlı'da Fatih Sultan Mehmet gece ne giyiyordu? Onlara göre şıklık kriterleri nelerdi?" gibi soruların yanıtlarını bulmaya çalışıyorum. Faruk Saraç'ın 2000 yılındaki 20. yıl kutlamalarına yetiştirmek istiyorum. Yine 2000 yılı ile birlikte parfüm ve saat koleksiyonlarımızı da sunacağız. Modacı gözüyle bir erkeğin kıyafet seçerken nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Televizyon izlerken direkt kostüme bakıyorum. Kıyafet seçerken; ten, yüz şekli, fizik ve giysiyi taşımak çok önemli unsurlar. Bugün dünyada kahverengi ve üç düğme moda. Ama bizim Türk erkeğinin giymediği tek renk kahverengidir. 1.60 boyundaki insanın moda diye üç düğme ceket giymesi yanlış olur. Peki sizin stilini beğendiğiniz kim var?
İbrahim Tatlıses klasik takımı iyi taşıyan biridir ve stilini beğenirim. Ama günlük hayatta o da eline ne geçerse onu giyer. Bunun dışında Rahmi Koç'u fularıyla; Sabancı'yı, gönlünü genç tutan kıyafetleriyle ve Kemal Has'ı stiliyle beğenirim. Ankara mağazanızın açılışı bugün yapılıyor...
İnsanlar biraz ismi olunca işin ticari kısmına kaçıyorlar. Oysa benim tek hedefim vardı. İnsanların smokin, damatlık ve sünet kıyafetin için; yani özel günlerinde, özel bir yerden alışveriş yapmalarını sağlamaktı. O yüzden 20 sene içinde hiçbir yere şube vermedim. Ancak bir arkadaşımın ısrarı üzerine Ankara'da "Storks Pravit" adlı mücevher satan bir firmanın bir katında kıyafetlerimi satmaya karar verdim. Bugün de Ankara'daki bu mağazamızın açılışını yapıyoruz.
Parfüm: Kullanmıyor.
Sinema: "Gece Yabancıları"
Kitap: Sarı Zeybek
Tiyatro: "Fehim Paşa Konağı"
Terzi söküğünü dikemez derler ya, ben de giyime o kadar çok önem vermiyorum. İşin mutfağında olunca başkalarını giydirmek daha hoşuma gidiyor. Ama tarz olarak abiye kıyafetleri seviyorum. Kışın mutlaka takım elbise ile kravat kullanırım.
Tabii ki kendi markamı giyiyorum. Beni oğlum ve kızım giydiriyor. Onun da ismi Faruk Saraç. Biliyorsunuz bizim sloganımız, "Bir ömür boyu Faruk Saraç". Benden sonra da o devam ettirecek inşallah.
İç giyim dışında kıyafete para vermiyoruz. Çünkü ayakkabı atölyemize kadar herşeyi kendimiz yapabiliyoruz.
Erkek modasına farklı şeyler getirdiğime inanıyorum. Televizyona, tiyatroya, sinemaya ve kliplere bir çok kıyafet hazırladım. Çünkü güzel yapıtların çıkabilmesi için kostüm, aksesuvar ve mekanın uyum içinde olması gerektiğine inanıyorum. 1989'da Fenerbahçe ve Milli Takımın kıyafetlerini hazırladık. Çünkü o günlerde milli takımımız yurtdışında maç yapmaya gittiği zaman herkes evden ne bulursa onu giyiyordu. Tek tip kıyafet giymelerini sağladım. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde beyaz çorabı kaldırdım. Bu benim için çok önemlidir.
Belli bir stili yok. Türkiye'de konfeksiyon çok uzun yıllara dayanmıyor. 1970'li yıllara baktığımızda Türk erkeğinin pek giysi seçme şansının olmadığını görüyoruz. Renk olarak ise o yıllarda hep lacivert ve siyah, gri kullanılmış. Pembe gömleği 1984 koleksiyonuma koyduğumda çok şaşırmışlardı. Bugün de Türk erkekleri arasında Avrupa markasının ismine göre giyinenler var.
En son yapmış olduğumuz "Sarı Zeybek" adlı defilede, 6 ay boyunca Atatürk'ün kıyafetlerini inceledim. Atatürk'ün 1917'de giymiş olduğu rugan ayakkabısının içi kırmızı kadifeymiş. Bizde de 2000 yılında ayakkabıların içi kırmızı kadifeyle kaplı olacak. Bunun dışında kemik paltoları siyah beyaz kaşkollar süslüyor. Bu yılki koleksiyona siyah ve kırmızı hakim diyebilirim. Kırmızıyı özellikle aksesuvarlarda kullandık. Osmanlı Devleti'nin 700. kuruluş yıldönümü dolayısıyla da, Osmanlı motiflerini alıp kış koleksiyonundaki yeleklerimizde kullandım. Şu sıralar, konuyla ilgili "Osmanlı'dan Günümüze" adlı bir kitap yazıyorum.
Atatürk'ün kıyafetlerini hazırlarken kaynak bulmakta çok zorlandım. O yüzden şimdi, "Osmanlı'da Fatih Sultan Mehmet gece ne giyiyordu? Onlara göre şıklık kriterleri nelerdi?" gibi soruların yanıtlarını bulmaya çalışıyorum. Faruk Saraç'ın 2000 yılındaki 20. yıl kutlamalarına yetiştirmek istiyorum. Yine 2000 yılı ile birlikte parfüm ve saat koleksiyonlarımızı da sunacağız.
Televizyon izlerken direkt kostüme bakıyorum. Kıyafet seçerken; ten, yüz şekli, fizik ve giysiyi taşımak çok önemli unsurlar. Bugün dünyada kahverengi ve üç düğme moda. Ama bizim Türk erkeğinin giymediği tek renk kahverengidir. 1.60 boyundaki insanın moda diye üç düğme ceket giymesi yanlış olur.
İbrahim Tatlıses klasik takımı iyi taşıyan biridir ve stilini beğenirim. Ama günlük hayatta o da eline ne geçerse onu giyer. Bunun dışında Rahmi Koç'u fularıyla; Sabancı'yı, gönlünü genç tutan kıyafetleriyle ve Kemal Has'ı stiliyle beğenirim.
İnsanlar biraz ismi olunca işin ticari kısmına kaçıyorlar. Oysa benim tek hedefim vardı. İnsanların smokin, damatlık ve sünet kıyafetin için; yani özel günlerinde, özel bir yerden alışveriş yapmalarını sağlamaktı. O yüzden 20 sene içinde hiçbir yere şube vermedim. Ancak bir arkadaşımın ısrarı üzerine Ankara'da "Storks Pravit" adlı mücevher satan bir firmanın bir katında kıyafetlerimi satmaya karar verdim. Bugün de Ankara'daki bu mağazamızın açılışını yapıyoruz.
| Alışveriş notları |
EN ÇOK OKUNANLAR
İlgili Haberler
