Vitrin Vatan Şaşmaz artı Banu Alkan kaç eder?

Vatan Şaşmaz artı Banu Alkan kaç eder?

23.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Vatan Şaşmaz artı Banu Alkan kaç eder?

Vatan Şaşmaz artı Banu Alkan kaç eder


ART NİYET / AYŞEGÜL SÖNMEZ


       Size söyleyeyim mi? Ondan fazla eder. Kafadan hem de. Hiç elinizin parmaklarıyla saymanıza gerek kalmadan ondan fazla eder. Hiç çarpım tablosuna bakmadan söyleyebilirsiniz bu sorunun cevabını. Önce Vatan Şaşmaz. Sonra bütün zamanların en bravoyu hak eden kadını; Banu Alkan.Bu bir sabah programıydı. Günlerden neydi hatırlamıyorum. Ama evdeydim. Şanslıydım. İşe nasıl oldu da gitmemişim... Ama isabet işte... Yoksa böyle bir program kaçmazdı. Bir adet, her hareketi yapay, her hareketi çalışılmış bir erkek, bir adet ise dedim ya, tüm zamanların en bravo hak eden kadını. Bir araya geldiler. Konuğu ağırlayan Vatan Şaşmaz’a dönersek. Bu Vatan adlı şahıs kanımca küçükken o kadar çok yalan söylemiş, o kadar atmış tutmuş ki, sonunda halası ona demiş; bak böyle konuşma taş olursun. O da dinlememiş. Yalan konuşmaya devam. Ben böyle yaptım, ben yemedim, yok ben içtim, ben içmedim. Sonra gerçekten halasının dediği olmuş. Vatan, şaşmış yani taş kesmiş Şaşmaz olmuş. Bu Vatan Şaşmaz, taş kesmiş gibi konuşuyor, yürüyor. O ne mimikler o ne el hareketleri, o ne gülüş öyle! Sahte, plastik bir adet şişme adam. Şişme adamlardan da daha sevimsiz.
       Sonra Bayan Banu Alkan teşrif etti. Vatka bitmiş gitmiş yıllar olmuş, Bayan Banu çıkageldi vatkalarıyla. Affetmiyor falan... Affetmesin zaten. Ben affediyorum kardeşim. Ahh o vatkalar aldı beni götürdü çocukluğuma. Geçmiş güzel günlere: Dido’nun Dido, Çokoprens’in mikroskopik parçalara bölünmediği zamanlara. Vatka takılırdı. Ajda da takardı vatka. Zerrin de, hepsi de.
       Biz de bakardık. Anneler de takardı. Anneler bayılırdı bu vatkalara. Reglan kollu bluzanlara koca koca vatkalar. Ne kadar çok abiye, fantazi kıyafet, o kadar büyük vatka. Beli şöyle düşük bir kemer, kalın mı kalın, belki taşlı belki dikkat çekici tokalı. Ama ille de kemer. Bir de altına çizme düz, topuksuz. Dümdüz. Perma yeni girmiş coğrafyaya. Saçlar da permalı, hatta röfleli. Vatka, röfle ve reglan kol birlikteliği.
       Şimdi o dönem de aynen bu Bayan Banu yine var. Bizim de bir videocu Sinan abimiz var mahallede. Şöyle korku diyoruz korku filmi veriyor, şöyle diyoruz biraz açık! Elimize tutuşturuyor Banu Alkan videolar... Banu Alkan filmlerini ama seyrediyoruz ciddi. Öyle Okan Bayülgen gibi 30’larımızda değiliz onları keşfettiğimizde... İş yok, güç yok, hayal bile kurmuyoruz “ne olcaz büyüyünce" diye. Video film seyredip evin perdelerini kapattık mı... Sıkılıverdik mi atlıyoruz bahçeye. Başlıyoruz hulaup çevirmeye. Ya da üşeniyoruz sokağa çıkmaya. Balkonda lastik atlıyoruz. İki kızsak, hoş o zaman ipin bir tarafını kalorifere geçirdiğimiz gibi öbürünü arkadaşın ayağına dola; zıpla zıpla, birler ikiler üçler.. Anne geliyor uzaktan. Elinde o zaman da Migros torbaları tabii. Bir de Neşe Kasabı torbası. Migros’un eti o zaman henüz güzel değil. Sert ve bir garip. Annen Amerikan beyzbolcuları gibi. Onu vatkalarından tanırsın. Bakarsın aman da aman. Sonra annen gelir. İlk vatkalarını şöyle bir sütyeninden sıyırır, atar bir kenara. Doğru mutfağa. Kendinden yapışkanlı vatkalar sonra çıktı.
       Bayan Banu’ya baktığımda aklıma tüm bunlar geldi. İyi de oldu. O garip taş olmuş çocuğun yanında ne kadar masum duruyor öyle. Göğüsleri açıkta maçıkta ama en masum o. En değişmeyen hep aynı. Garip bir alakasız gülüşüyle. Kime güldüğü belli değil! Hollywood’da olmuş, Yeşilçam’da olmuş fark etmiyor ki onun için. Çocukların en çocuğu. Kaygı yok. Tasa yok. İçi rahat. Öyle huzurlu. Merkezi yok. Özenmesi, ayıbı, günahı yok. Hala vatka takıyor işte. Ayaklarında eski model ama yeni olduğu her halinden belli Goya topuklular. Bir tutam boya yüzünde; pembe mavi tonları yoğunlukta. Dudaklar hep öyle yarı aralık. Hiçbir şey değişmemiş gibi, sadece ona baktığında. Her şey eski günlerdeki gibi. Vatka da demode olmamış sen de hala hulaup çeviriyorsun. İş güç de yok. Videon var videon bir de filmlerin bir de Dido’n. Bundan iyisi can sağlığı. Haa tek kötü şey; Geçen gün, ahh o gün, Beldesan’ın çalındı. Gitti güzelim bisiklet. Sağlık olsun dedi annen. Yaşa sen Banu Alkan. Bravo. Sen hiç değişme. Zaten istesen de değişemezsin, değişmek için önce şu vatkalardan kurtulman lazım. Kurtulma ama!

       Yazarın e-maili: sonmezaysegul@hotmail.com

Yazarlar