Gündem Yaver itirafçı oldu ‘Pişmanım’ dedi

Yaver itirafçı oldu ‘Pişmanım’ dedi

21.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cemaatteki abilerinden emir aldığını itiraf eden Türkkan, “Allah rızası için çalıştıklarını düşünüyordum. Ancak darbe teşebbüsü ve sonrasında ne olduklarını anladım. ‘Vatan haini’ tabiri az gelir” dedi...

Yaver itirafçı oldu ‘Pişmanım’ dedi

Darbeci askerlerin arasında yer alan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar adına arayıp kritik isimleri yanlış yönlendirerek darbe girişiminde etkili rol oynayan Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan, itirafçı oldu ve savcılıkta “Pişmanım” dedi. Bir süre emir subaylığını yaptığı eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in odasına her sabah dinleme cihazı koyup, her akşam geri aldığını anlatan Türkkan, Akar göreve gelince cihazı koyma görevini başkasının üstlendiğini anlattı. Cemaatteki abilerinden emir aldığını itiraf eden Türkkan, darbeye katılmasına rağmen sivil halka ateş etmediğini, bunu gördüğünde cemaate katıldığı için de pişmanlık yaşadığını söyledi. Türkkan’ın, ifadesindeki çelişkiler nedeniyle yeniden sorgulanabileceği, bilerek bazı isimleri gizleyip, bazı isimleri verdiğinin düşünüldüğü öğrenildi. Buna karşılık Türkkan’ın ifadesinin cemaatle darbe arasındaki ilişkiyi somut biçimde gösteren en önemli kanıtlardan olacağı belirtiliyor.

Haberin Devamı

Milliyet’in aldığı bilgiye göre Türkkan’ın ifadesi şöyle:

İTİRAF EDİYORUM: Bu işin hukuki boyutu bu aşamada beni çokta ilgilendirmiyor. Ben bu itirafları rahatlamak için yapıyorum. Paralel yapı üyesiyim. Cemaate yıllarca gönüllü olarak hizmet ettim. Bugüne kadar cemaatte olduğum abilerime itaat ettim, emirlerine harfiyen riayet ettim. En son irtibat halinde olduğum abilerim Murat, Selahattin ve Adil kod adlı şahıslardır. Murat’ın evini biliyorum. Konya Yolu civarındadır. Diğerlerinin ne iş yaptıklarını, adres ve açık kimliklerini bilmiyorum. Gülen cemaatinin vatan haini olduğuna hiçbir zaman inanmamıştım. Allah rızası için çalıştıklarını düşünüyordum. Ancak darbe teşebüsü ve sonrasında ne olduklarını anladım. ‘Vatan haini’ tabiri az gelir. Artık biliyorum ki bu yapı mensupları ‘cani ruhlu’ kişilerdir. Gülen’i bizzat görmedim. Ancak söylediklerim aynen onun için de geçerlidir.

Haberin Devamı

FAKİR AİLE ÇOCUĞUYUM: Ben fakir bir ailenin çocuğuyum. Babam çok fakir bir çiftçiydi. Gülen cemaati ile ilk defa ortaokul döneminde tanışmıştım. O tarihte Serdar, Musa Kod adlı üniversite öğrencisi abiler vardı. Beni cemaat evlerine götürmeye başladılar. 5 yaşından beri subay olmayı hayal ediyordum.

SORULARI VERDİLER: 1989’da Işıklar Askeri Lisesi’nin sınavlarına girdim. Sınavı kendi bilgilerimle kazanacağımdan emindim. Fakat yine de bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler. Şıkların üzerine cevaplar işaretlenmişti. Abilerim bana deşifre olmamak için askeri lisede tuvalette abdest almayı ve ima ile namaz kılmayı öğretmişlerdi. İmayla namazı istediğimiz yerde kılıyorduk. Namazı zihnen düşünüp dularımı içimden okuyordum.

ABİLER DEĞİŞTİ: 1997’de KHO’dan mezun oldum. Kıtalarda görev yaparken bulunduğum yere göre sürekli abilerim değişti. Eski abi yeni görev yerine geldiğimde arayarak yeri veriyordu. Buluşuyorduk. Buluşma yerine yeni abi de geliyordu.

DİNLEME CİHAZI KOYDUM: 2010’da Ankara’ya tayin oldum. Genelkurmay karargahına atandım. O tarihteki abimi şu an ismen hatırlayamadım. Sonra beni Murat abiye teslim etti. 2011’de Ş.C. Albay, beni Genelkurmay Başkanı Nejdet Özel’in emir subay yardımcılığına önerdi. Kendisi paşanın emir subayıydı. 4 yıl Özel Paşa’nın emir subay yardımcısı olarak çalıştım. Paşanın son üç ayında albay emekli olunca emir subayı oldum. O zaman örgütsel görevleri de yerine getirmeye başladım. Özel Paşa’yı dinleme cihazıyla sürekli dinliyordum. İki boğum parmak ucu kadar, ‘radyo’ diye tabir edilen dinleme cihazını her gün odasına herhangi bir yere koyup akşam da çıkarken alıyordum. Kendi hafızası vardı. Kafası yuvarlak tek pili vardı. Pili bir gün dayanıyordu. 10-15 saat ses kaydı alabilecek kapasitesi vardı. Türk Telekom’da çalışan abi cihazı bana verdi. Bana sadece, ‘bilgi amaçlı dinleyeceğiz bir şey olmayacak sonuçta’ dedi. Ben de sorgulamadım cihazı aldım. Paşanın her gün sesini kaydettim. 2-3 cihaz vardı. Haftada bir dolan cihazı cemaatteki abime götürüp veriyordum, boş olanı alıyordum. Ben hiçbir zaman kaydettiğim sesleri kendim dinlemedim. Arada sırada odada tarama yapılıyordu. Aramaların ne zaman yapılacağını önceden bildiğim için cihazı koymuyordum.

Haberin Devamı

AKAR VE GÜLER PAŞA DA DİNLENDİ: Özel Paşa döneminde 2 yıl Akar Paşa, 2 yıl da Yaşar Güler Paşa Genelkurmay 2. Başkanlığı görevini yürütmüşlerdi. Her ikisinin de emir subayı arkadaşım olan Binbaşı M.A.’ydı. Gülen cemaatinin mensubudur. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık. O da 2. başkanın odasına cihazı yerleştiriyordu. Darbeye teşebbüs günü görevi Genelkurmay 2. Başkanı’nı etkisiz hale getirmekti. Cemaatte kesin bir şekilde gizlilik ve ketumiyet vardır. Herkes kendi abisini bilir, gider dersini yapar, namazını kılar, sohbetini yapar. Ayrıca işiyle ilgili verilen görevleri yapar, fazlasını bilmez ve sormaz.

Haberin Devamı

YÜZDE 70’İ CEMAATÇİ: Benim şahsi kanaatim 1990’lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subayların yüzde 60-70’i cemaatçidir. Genelde kurmay subaylardır. Özel kalem müdürü, başdanışman, Cumhurbaşkanlığı Başyaveri, Muhafız Alayı Komutanı kesin olarak cemaatçidir. (Not: Çok sayıda isim veriyor) Herkes abisine bağlıdır.

Haberin Devamı

1 GÜN ÖNCE ÖĞRENDİM: Ben 1 gün önce 10.00-11.00 sıralarında öğrendim. Genelkurmay Başkanı Danışmanı Kurmay Albay O.Y., bana darbe planladıklarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, kuvvet konutanları ve orgenarallerin tek tek alınacağını, sessiz sedasız işin biteceğini, bu işin ertesi gün 03.00’de yapılacağını söyledi. Beni sigara içmek için dışarı çağırdı. Ayrıca bana darbenin yapılacağı gün görevimin Hulusi Akar Paşa’yı etkisiz hale getirip işi kolaylaştırmak olduğunu söyledi.

KENAN EVREN OLACAK MISIN?: 15 Temmuz’da Albay O.Y., beni de aldı. Birlikte Tümgenerel Mehmet Dişli’nin odasına gittik. O da cemaatçidir. Tümgeneral Dişli, Akar Paşa’nın odasına kendisinin tek başına gireceğini, darbeyi tebliğ edeceğini, kabul etmesi halinde darbe faaliyetinin başına geçirileceğini söyledi. Bunu söylerken bize, ‘Genelkurmay Başkanı’na Kenan Evren olacak mısın, olmayacak mısın diye soracağım’ şeklinde beyanda bulundu. Ayrıca kendisini sevdiğimizi, saydığımızı, kabul etmesi halinde darbenin başına geçireceklerini söyleyeceğini bize bildiridi. Elinde not kâğıdı vardı. Oraya söylediklerini tek tek yazmıştı.

AKIN ÖZTÜRK 2. BAŞKAN: Söylediğine göre Hulusi Akar darbe faaliyetinin başına geçmeyi kabul ederse Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Akın Öztürk olacaktı. Gece yarısı 03.00’te faaliyet başlayacağı için 02.30’da Genelkurmay Başkanı’nın konutunda buluşacağımızı kararlaştırdık. Aramızdaki konuşmalara göre Akar Paşa teklifi kabul etmezse onu ben ve ekibi etkisiz hale getirecektik. Bu konuda eski Özel Kalem Müdürü Albay R.G. ve yeni özel kalem müdürü Yarbay H.Ö.’nün bana yardım edeceğini söylediler. Özel Kuvvetler’den gelen personel, Akar Paşa’yı alıp götürecekti. Fakat O.Y. ve Dişli, Akar Paşa’nın teklifi kabul edeceğini düşünüyorlardı. Akar Paşa’ya yapılan teklif diğer kuvvet komutanlarına ve orgenerallere yapılmayacaktı. Akar’ın teklifi kabul edip kuvvet komutanlarını ve diğer orgeneralleri de ikna edeceğini düşünüyorlardı. Akar, kendisine yapılan teklifi kabul etmedi.

ATAMA LİSTESİNDE BOŞ BIRAKILDI: (Darbeciler tarafından yapılan atama listesinde Akar’ın isminin karşılığının neden boş olduğu soruldu) Ona yapacakları teklife vereceği cevap tam belli olmadığı için boş bırakmış olabilirler.

‘ORTADA, GİRİN’: 15 Temmuz günü 20.00-21.00 arasında Genelkurmay Başkanı makamındaydı. En son MİT Müsteşarı Fidan’la görüştü. 1 saatten fazla. Fidan ayrıldıktan kısa süre sonra Özel Kuvvetler’den 20 civarında tam teçhizatlı asker karargâha girdi. Tümgeneral Dişli oradaydı. Dişli, komutanın kapısını çalıp içeri girdi. 5 dakika civarında kaldı, aralarında ne konuştuklarını duymadık. Dışarı çıktığında ‘ortada girin’ dedi. İçeriye ben, Yüzbaşı S.T., Başçavuş Abdullah, Özel Kalem Müdürü Albay R.G., O.Y. girdik. Dişli Paşa oradaydı. Bizlere hitaben ‘yanlış yapıyorsunuz, böyle olmaz’ dedi. Elimde tabanca vardı. Benim tabancam değildi. Hulusi Paşa makamının yanındaki masada sandalyede oturuyordu. Tabanca elimdeyken Hulusi Paşa’ya, ‘komutanım sizi koltuklara alalım’ dedim.

NAMAZ KILDI: O da herkes içeri girince panik yaptı, ‘bana su getirin’ dedi. ‘Abdest alıp namaz kılıp üzerimi değiştireceğim’ dedi. Arka taraftaki odasına iki kişiyle girdiler. Orada üzerini değiştirdi, namazını kıldı. ‘Yanlış yapıyorsunuz’ diyordu. Ben Hulusi Paşa’ya, ‘komutanım yıllardır yanınızdayım, hiç sizi üzdüm mü, size hainlik yaptım mı, lütfen dediklerimizi yapın, hiçbir sorun çıkmayacak’ dediğimi hatırlıyorum. Namazı bittikten sonra montunu giydi. Özel Kuvvetler’den gelen görevliler koluna girip alıp götürdüler. Dişli Paşa ve Albay Orhan, ‘sen gelmeyeceksin’ dediler. Ben kaldım. Ancak ilerleyen zamanlarda konuşulanlardan, haberlerden esas faaliyetin Akıncılar Üssü’nde organize edildiğini anladım.

KATLİAM GİBİYDİ: Sivil halkın zarar gördüğünü ilerleyen zamanlarda öğrendikçe ben pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi. Benim Allah rızası için çalıştığını düşündüğüm cemaatin girişimiyle bunlar yapılıyordu.

PARTİGÖÇ YÖNLENDİRİYORDU: Sabaha karşı 09.00 sıralarında karagâhtaki koridor darbeye iştirak edenlerle dolup taştı. Herkes aralarında ‘başarısız olduk, teslim oluyoruz’ diye konuşuyorlardı. Tuğgeneral Mehmet Partigöç olayı yönlendiriyordu. Askeri savcı ve Merkez Komutanlığı’ndan personel istedi. Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Paşa’yı cep telefonumdan aradım. ‘Gelin makamı size teslim edeyim’ dedim. Kabul etmedi, ‘sen de diğerleriyle birlikte teslim ol’ dedi. Bunun üzerine Serdar Yüzbaşı’yla birlikte kapının önüne çıktık.

VATAN HAİNİ DEĞİLİM: Samimi olarak pişmanım. Sadece darbeye iştirak etmekten değil, Gülen cemaati mensubu olmaktan dolayı da çok pişmanım. Olayların içindeyim, sorumluluğum var. Fakat vatan haini değilim. Polise, vatandaşa kesinlikle silah sıkmadım. Tasvip etmek mümkün değil. Anlattıklarım, söylediklerim samimidir. Emniyette bu şeyleri söylemeye ikna edilmediğimi belirtmek istiyorum. Mümkünse lehime etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum.

Akar ifade verdi, şikâyetçi oldu

Yaver itirafçı oldu ‘Pişmanım’ dedi

Akar’ın da tanık sıfatıyla ifade verdiği ve ifadesinde darbecilerden şikayetçi olduğu öğrenildi. Yaşadığı süreci anlatan Akar’ın ifadesinde suçlamaları kabul etmemesine rağmen tutuklanan Dişli’den de şikayetçi olduğu bildirildi.

Milliyet listeyi yayımlamıştı

Türkkan’a yöneltilen sorular arasında yer alan “darbecilerin görev listesi” başlıklı belgeyi Milliyet, darbe girişiminin ertesi günü yayımlamıştı. 450 kişilik listenin tepesinde Genelkurmay Başkanı Akar’ın, ikinci sırasında Kara Kuvvetleri Komutanı Çolak’ın ismi yer alıyor. Ancak “durum” bölümleri listedeki diğer isimlerin aksine boş bırakılmıştı.