33 idam

Zülfü LİVANELİ

SİVAS duruşmasından 33 idam kararı çıktı.
Son derece önemli bir gelişme.
Önceki duruşmalarda daha hafif cezalarla yetinen mahkeme heyeti, bir anlamda Yargıtay'ın 38 sanık hakkında idam cezası verilmesi isteğinin bir bölümüne uyarak, 33 sanığı idam cezasına çarptırdı.
Şimdi bu kararı nasıl yorumlamalı?
Sivas Madımak Otel'de vahşice yakılan sevgili dostlarımızın intikamı alınıyor diyerek sevinip, idam kararlarını alkışlamalı mı?
Yoksa daha farklı düşünce açıları mı geliştirmeli?
* * *
33 idam kararı, rejimin, irticaya karşı yürüttüğü mücadelede son derece kararlı olduğunu gösteriyor.
Bir anlamda gözdağı!
28 Şubat kararlarının estirdiği zorlu fırtınanın dramatik sonuçlarından birisi.
Sincan ve Kayseri belediye başkanlarına verilen cezaların devamı.
İyice belli oldu ki sistem, anayasal düzene karşı bir komplo olduğu görüşünde ve Sivas katliamını bunun parçalarından birisi olarak değerlendiriyor.
* * *
BÜYÜK bir ihtimalle bu cezalar onaylanacak, kesinleşecek.
Ama idamlar gerçekleşmeyecek.
2000'lere giden Türkiye'de 33 darağacında sallanan, 33 ceset görmeyeceğiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu idam kararlarını onaylamaz.
Doğrusu da budur!
Biz olsun, idam cezalarının karşısındayız.
Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamlarını da yanlış buluyoruz, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ın öldürülmelerini de!
12 Mart rejiminin yaşını büyüterek öldürdüğü Erdal Eren ayıbı bu ülkenin yüzünü, ala şafaklardan daha çok kızartıyor.
Sivas'ta çok yakın arkadaşlarımız öldü, canımız ciğerimiz kavruldu.
Ama kanı kanla yıkamazlar!
Bu kişilerin ömür boyu hapiste kalması, çekebilecekleri en büyük cezalardan biridir.
Öteki ceza ise, günahsız insanları katletmiş olmanın verdiği vicdan azabı...
Tabii bir vicdanları varsa!



Yazara Email livaneli@milliyet.com.tr