Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Veritas’ın düzenlediği ‘Masters of Wine Weekend Istanbul’ etkinliğinin son gecesindeydim. 5 gün boyunca 7 ünlü şarap üstadı, yerli üreticilerin şaraplarını tatmış, aralarından en iyilerini seçmişti. Artık resmi olmayan sonuçlar kulaktan kulağa konuşulmaya başlanmışken, Mikla’nın masasındaydık

İlk izlenimim şu ki; şarap camiası epey içine kapalı. Herkes birbirini tanıyor, sen çok girişken değilsen kendini uzaylı gibi hissedebiliyorsun. Neyse ki Mikla’nın yöneticisi Sabiha Apaydın beni birkaç kişiyle tanıştırdı, bazı saçma sorularıma cevap verdi, çok yabancılık çekmedim. Sorduğum sorulardan ilki, bir kültür-sanat yazarı olarak gözümün ilk seçtiği kişi olan Cezmi Baskın’ın buradaki varlık sebebiydi. Meğer Baskın şarap üreticiliğine başlamış, markasının adı da Cezz’miş. Nitekim biz o gece Bozcaada’nın Malbec üzümlerinden yapılan şarabı deneme şansı bulduk.
Önce dünyada 200 kadar olduğu söylenen özel damak hafızasına sahip şarap üstatlarından hangileri aramızdaydı, sayalım: Birincisi ‘The Times’ın şarap yazarı Tim Atkin ki, konuyla az çok alakalı herkes bu isme aşina... Sonra Christie’s Amerika ve Asya Başkanlıklarını yürütmüş olan Charles Curtis; International Wine Challenge eşbaşkanlarından Peter McCombie, dünyada hem Master of Wine hem de Master Sommelier unvanlarına sahip 3 üstattan biri Ronn Wiegand, 20 yıldır İngiltere’de şarap ithalatçılarına danışmanlık yapan Sarah Abbott, şarap perakendecisi Millesima USA’in eski ortaklarından Roger Bohmrich ve Ultimate
Wine Challenge ve Starwine Competition jüri üyesi Christy Canterbury.
Sonuçlara gelince, uzun bir liste var karşımızda, www.mwistanbul.com sitesinden tamamını öğrenebilirsiniz. Ben şu kadarını söyleyeyim; 43 yerli üreticinin 320 şarabıyla yer aldığı etkinlikte, üstatlardan 90-94 arası puan alıp ‘üstün bir karakteri ve stili olan sıra dışı şarap’ sınıfına girmeyi 17 Türk şarabı hak etmiş. Zirvede 92 puanla Kavaklıdere Pendore Syrah 2010 ve Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004, 91 puanla Vinkara Doruk Boğazkere 2010, Suvla Sur 2010, Sevilen Magnesia KK 2011, Suvla Merlot 2010, Prodom Syrah-Kalecik Karası 2011 ve Melen Shiraz Reserve 2010 var. Bir amatör olarak yemekle beraber tattığımız şaraplar arasında Irmalı Tarım’ın Gordias-Narince’sinin, Erkul Uluca Vineyard’ın Gamay’ının ve Doluca’nın Chardonnay-Narince Karma’sının bende iz bıraktığını söyleyebilirim. Ama en çok iz bırakan Mikla’nın mönüsü oldu. Tangör Tan ve Mehmet Gürs’ün Türkiye’yi dolaşarak oluşturdukları ‘Yeni Anadolu Mutfağı’ mönüsünün sonuçları etkileyici. Tütsülülenmiş palamut
mousse ile başlayıp limon çiçeği çorbası ve bezelyeyle servis edilen ahtapotla devam eden, kurutulmuş dana bonfileyi humus ve Antep kuş bokuyla buluşturan, 65 derecede pişmiş lağosu kuşkonmaz ve baklayla, bir de frenk soğanlı vinegret’le yediğimiz, kuzu inciğin yanındaysa çağla aşı, sucuk, pazı ve kuru kayısının yer bulduğu bir mönü... Finalde de Anadolu’nun peyniri-balı ve Tire karadutundan yapılmış ılık çorba. Böyle ilginç bir gece oldu... Anadolu’nun şarabıyla, binbir çeşit lezzetiyle gelip İstanbul manzarasıyla birleştiği ve
dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzet meraklılarıyla buluştuğu... İzleri de bloglarla, Twitter mesajlarıyla, makalelerle dünyayı dolaşmaya devam etmekte...