CHP dansözlere taş çıkartır!

Yalçın DOĞAN

KARADENİZ bölgesinde yayınlanan gazetelerin tümü birkaç gündür aynı başlığı atıyor: "Baykal, Karadeniz'e gelme!.." Karadeniz bölgesinde halk CHP'ye öfke dolu. Öfkenin nedeni belli.
Karadeniz otoyol projesinde "yolsuzluk olduğu" inancıyla Baykal, ANAP'lı Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu hakkında verilen gensoruda "oylamaya katılmayarak, bir anlamda muhalefetle ortak davranıyor." Bu tutum CHP'ye çok pahalıya mal oluyor. Çünkü, Karadeniz halkı yıllardır beklediği otoyolun bir kez daha ve bu sefer "CHP tarafından engellendiği" inancında.
Bugün tartışılan 600 kilometrelik Samsun - Sarp projesi taa 1950'lere dayanıyor. Yani, Karadenizli tam kırk yıldır bekliyor. 1983'te ele alınan bu yolun sadece 15 kilometresi yapılıyor. 1992 - 95 arasında 62 kilometre daha ekleniyor. Şimdiki ihaleyle bitirilmesi planlanıyor.
Ama, tam bu sırada Yaşar Topçu hakkında verilen gensoruda CHP "kaypak" davranıyor ve oylamaya girmiyor. Oysa, gensoru öncesinde CHP grubundaki tartışmada olay çok net ortaya konuyor. Gensoru siyasal bir araç, CHP'nin bu oyuna düşmesi yanlış. Yok, "eğer Yaşar Topçu yolsuzluk yaptıysa, Meclis soruşturması açılabilir, sorumlu ise Yüce Divan'a gider." Bu kadar basit. Gelin görün ki, bu akıllı öneriler dinlenmiyor ve bu hükümet kurulduğundan beri "bir ileri, bir geri" tangosuyla herkesi bıktıran CHP, şimdi aynı dansı tekrarlıyor.

İşin özünde CHP bugünkü hükümeti desteklemenin "kompleksini" yaşıyor. Desteklemese "RP'li, DYP'li seçeneklere" göz yummuş olacak, desteklese "kendi puan kaybedecek" gibi bir havada. Oysa, karşılaştığı her olayı "olduğundan çok fazla büyüterek ve her sefer farklı davranarak" puan kaybediyor, farkında değil.
Koalisyon kurulurken Baykal "destek için erken seçim koşulunu" öne sürdü. Cumhuriyet'in temel ilkeleri ayaklar altına alınmış, Refahyol bu tezle düşmüş, Baykal "erken seçim" derdinde!.. Toplumun yüzde sekseni ayaklandı. Aaa, sonra bir baktık ki, "ben erken seçim istemiyorum" demeye başladı. Ardından her olayda küçük ayak oyunları birbirini izledi. Bunun adı da "politika" oldu. Buna rağmen, basın Baykal'a prim vermeye devam etti. Çünkü, "sağın alternatifi soldur ve CHP alternatif olabilir" umudunu kimse yitirmek istemedi, hala da istemiyor.
Ancak, bugün gelinen nokta artık bıktırıcı. Her olayda hükümete "bakın haa, ben izin verdiğim sürece siz ikidarsınız" diye ikide bir sopa gösterirsin, sonunda adam "al atını ver tımarımı" der ve seçime gider!.. Seçimde de bu kaypaklığın yüzde kaç ettiğini görürsün!.. Eğer Yaşar Topçu'yu sorumlu görüyorsan, Meclis soruşturması istersin, hayır elinde yeteri kadar kanıt yoksa, o zaman RP ve DYP ile gizli işbirliğine girip, gensoru tuzağına düşmezsin!..
Şimdi ne olacak?.. Gündeme alınan gensoruya CHP tıpış tıpış girecek ve "ret" oyu kullanacak!.. Gerek var mı bunlara?..

Yazara Email Y.Dogan@milliyet.com.tr